Türkiye'de ekonomi politikasının oluşturulmasında ve uygulanmasında çok sayıda kurum eşgüdüm halinde çalışmaktadır. Hükümetin görevi her biri kendi alanında tecrübeli olan ve ilgi alanlarındaki alt kurumlarla yakın işbirliği içinde çalışan bu uzman kurumlar arasındaki koordinasyonu sağlamaktır.
Her kurumun konulara öncelikle kendi penceresinden bakması çok doğaldır. Çünkü kurumlar kanunlarla kendilerine verilen görevleri hakkıyla yerine getirmek isterler. Gündemdeki konuları bünyelerindeki uzmanlarla çok yönlü olarak ele alırlar. Esas olan farklı görüş ve düşüncenin sentezi ile kurumunun görüşünün serbestçe belirlenmesi olmalıdır. Kurumların örgüt ve idari yapıları bu sentezin doğru şekilde oluşmasına imkan sağlamalıdır.
Kurumlararası görüş farklılıklarını değerlendirerek ekonomi için en uygun olanı belirlemek hükümetin görevidir. Hükümetin kurumlararası etkileşimi doğru yönetebilmesi için komiteler oluşturulmuştur. Kritik konulardaki kararlar ilgili bakanlar ve ilgili kurumların başkanları ile birlikte değerlendirilmekte, tartışılmakta ve nihayetinde siyasi iradenin kararı ile en uygun seçim yapılmaktadır.
Alınan kararların uygulanması ve uygulama, sonuçlarının izlenmesi, raporlanması da birbirlerinden bağımsız kurumlar tarafından yapılmaktadır. Tabii ki tüm bu süreçlerin şeffaf şekilde ve bağımsız kuruluşlar tarafından yapılmasını sağlayacak mekanizmalar bulunmalıdır. Çünkü, uygulama sonuçlarının güvenilir olması politika tercihleri kadar önemlidir. Bu nedenle kurum yöneticileri karar alma süreçlerinde toplumu düşünmeli, güveni zedeleyecek uygulamalardan kaçınmalıdır. Kurumlarındaki personel politikasında liyakatı ön planda tutmalıdır. Başarının yolu budur.
Ülkemizde yakın dönemde üzerinde en çok konuşulan konulardan bir tanesi enflasyonla mücadele politikası ve enflasyonun ölçümüne ilişkindir.
Bilindiği gibi enflasyon hedefi üç yıllık dönemler itibariyle hükümet ile Merkez Bankası tarafından belirlenmektedir. Enflasyon hedefine ulaşılması için uygulanacak politikalar da birlikte oluşturulmaktadır. Kanun enflasyon hedefinin gerçekleştirilmesi görevini Merkez Bankasına vermiştir. Bu hedefin gerçekleştirilmesi için gerekli araçlar da yine kanunla belirlenmiştir. Enflasyonun hangi sıklıkla izleneceği, nasıl ölçüleceği, nasıl raporlanacağı ve kamuoyu ile paylaşımı ise Türkiye İstatistik Kurumunun görev alanına girmektedir.
Bu nedenle TÜİK tarafından yapılan çalışmalar da çok önemlidir ve yakından izlenmektedir. Son dönemde TÜİK sürekli başkan değişiklikleri ve açıklanan verilerin tartışılması ile gündeme gelmektedir.
Son atanan TÜİK Başkanı Prof. Dr. Erdal Dinçer isabetli bir atama olmuştur. Uzun yıllardan beri ilk kez bir istatistik profesörü Kuruma başkan olarak atanmıştır. Marmara Üniversitesi Ekonometri Bölümü İstatistik Ana bilim dalı öğretim üyesi olan Dinçer yetkin, liyakatlı biridir. Tanıdığım ve bildiğim kadarıyla akademisyenliğe yakışan ve de kurumun bağımsızlığına önem veren biri olarak, TÜİK üzerinden yapılan ön yargılı eleştirileri boşa çıkaracaktır.
TÜİK'i bağlı kuruluş olmaktan çıkıp mali ve idari özerkliği haiz özerk bir yapıya kavuşturan yapılanma da sayın Dinçer dönemine nasip olmuştur. Böylelikle TÜİK in çalışma usul ve esaslarını sadece ülkemize özgü değil, uluslararası standartlar tarafından benimsenen bir kurumun alt yapısı oluşturulmuştur.
TÜİK in yeni yapısını ve Başkan'ın uygulamalarını yakından izliyorum. Yeniden yapılandırma aşamasında olan kurumda her kademede değişimler tabii ki olacaktır. Mevcut kadrolarda değişikliğe gidilmesini anlayışla karşılamak gerekmektedir. Önemli olan görev değişikliği sonrası atanacak kişilerin liyakatıdır. Yapılan atamalar siyasi içerikli mi, yoksa geldiği makamı dolduran liyakatlı biri mi? Buna bakmak lazım. Peşinen eleştiri yapmak haksızlık olur.
TÜİK Başkanı Erdal Dinçer'in, özerk yapıdaki kurumun açıkladığı ilk enflasyon verileri, kanımca ön yargılı eleştirileri boşa çıkarmıştır. Ben dahil bir çok ekonomistin bugün açıklanan aylık ve yıllık enflasyon verilerine odaklanmıştık. Açıklanan verilerin gerçek ve inandırıcı olduğuna ilişkinizlenim yarattı bende. İnşallah önümüzdeki aylarda ve yıllarda da hesaplanıp açıklanan veriler, TÜİK gibi köklü ve önemli kurumumuza ve de istatistik profesörü olan TÜİK Başkanı Erdal Dinçer'in akademisyenliğine yakışır inandırıcı, gerçekçi rakamlar olmaya devam eder. İzleyip göreceğiz.
Ekonomi politikalarını, uygulamaları ve bunların sonuçlarını izleyenlerin kendi değerlendirmelerini, görüş ve önerilerini serbestçe ifade etmeleri genel kabul gören bir yaklaşımdır. Böylece sağlıklı bir döngü oluşturabilir. Ne var ki, eleştiriler yapılırken somut bilgilere dayanırsa ve içeriklerinde somut öneriler de olursa çok daha yapıcı ve güvenilir olurlar. Güvene en fazla ihtiyaç duyduğumuz böyle bir dönemde ekonominin paydaşlarına düşen önemli bir sorumluluktur bu.
Not : Geçen hafta çiçeği burnunda Ticaret Bakanı Mehmet Muş ile bir toplantıda karşılaştım. TBMM Plan Bütçe Komisyonunda birlikte çalışmıştım. Çalışkan ve dürüst biri olarak tanırım. Beni görür görmez bana ilk sözü; "Hocam, Rekabet Kurumunun bazı uygulamaları ve Trendyol ile ilgili yazılarınızı dikkatle okudum. Haklı eleştirilerinizi elbette dikkate aldık. Rekabet Kurumunda çalışanların denetimini yaptıkları kuruluşlara transferin belli süre yasak olması gerektiği düşüncenize aynen katılıyorum. Bu konuda düzenleme yapıp TBMM de en kısa sürede yasalaşmasını sağlayacağız." dedi. Bakan Muş'a duyarlılığı için teşekkür ediyor ve çalışmalarını izlemeye devam edeceğimizi belirtmek istiyorum.