Manavgat’ta başlayıp yurdun pek çok yerinde görülen orman yangınları canımızı yakmaya devam ediyor.
Nedenlerini henüz tam anlamıyla bilmemekle birlikte, başta küresel ısınma, ihmaller ve de sabotaj ihtimali üzerinde durulan yangınlar 10 gündür hız kesmeden devam ediyor.
Manavgat, Marmaris ve Bodrum gibi turizm merkezlerini süsleyen yemyeşil kızılçam ormanları yerini kapkara manzaralara bırakmış durumda.
Ülkede bunlar yaşanırken, her dönemde olduğu gibi şimdi de bazı fırsatçılar hemen devreye girerek bazı ürünlere yüzde 200’lere varan zamlar yapmaya başladılar. Halkın cebine giren bu eller enflasyon artışı olarak da halkımızın karşısına fatura çıkaracak.
Özellikle yangın söndürme aletleri başta olmak üzere, her türlü yangın ekipmanları, yangın hortumları, yanmaz ayakkabı ve giysiler, gece çalışmalarında kullanılan kafa lambalarındaki ani fiyat artışları göze çarpıyor.
Enflasyonu olumsuz yönde etkileyecek ürünler arasında fiyatı en çok artan ürün olarak, başta inşaat sektöründe kullanılan KERESTE dikkat çekiyor.
Kereste fiyatlarında yangın ile birlikte yüzde 100 fiyat artışı karşımıza çıktı. Muhtemeldir ki, çam balı fiyatları da yangın gerekçesi ile artacak.
Öncelikle Ticaret Bakanlığı devreye girmeli (Ki Bakan Muş, bu konuda inceleme başlattığını açıkladı) ve ülke genelinde ilk etapta yangın ekipman satış fiyatlarını mercek altına almalıdır. İnceleme sonucunda, kim olursa olsun gözünün yaşına bakmadan bu fırsatçılara en ağır cezalar verilmeli ve bunları kamuoyuna da teşhir etmelidir.
Bir haftada kereste fiyatları aynı anda ve aynı oranda yüzde 100 fiyat artışı gösteriyorsa, bu olay aynı zamanda Rekabet Kurumu’nun da devreye girmesini gerektiriyor.
Mal ve hizmet sektöründe faaliyet gösteren teşebbüsler (firmalar) aynı anda zımni olarak da olsa aynı fiyatı belirliyorsa burada rekabet ihlali vardır. Ayrıca kereste gibi ürünlerde sektörün belli başlı piyasa oyuncuları arasında hakim güç kötüye kullanılarak fiyat artışı sağlanıyorsa burada da rekabet ihlali vardır.
Bu durumda, Rekabet Kurumu başta kereste ticareti olmak üzere, yangın ekipmanları ve benzeri sektörlere yönelik re’sen soruşturma başlatmalı ve gerekiyorsa acilen tedbir kararı alınarak aşırı fiyat artışları durdurulmalıdır.
Halkın cebine giren bu fırsatçı, ahlak yoksunu bu eller, enflasyonu da yukarı yönlü tetikleyerek hane halkını ve ülke ekonomisini vurmaktadır. Hükûmetin enflasyonla mücadele politikası gereği, enflasyon artışına neden olabilecek bu tür suni fiyat artışlarına dur demek Rekabet Kurumu’nun asli görevidir. Ancak Ticaret Bakanı Mehmet Muş’un attığı inceleme adımının benzerini Rekabet Kurumu’ndan göremiyoruz. Oysa 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 4. ve 6. maddelerini işletme görevini Rekabet Kurumuna veriyor. Rekabet Kurumu’nun görevi var, sorumluluğu var, yetkisi var ama maalesef gayreti ve niyeti yok.
Dün gece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın enflasyonla mücadele kapsamındaki görüşlerini izlerken, kendi kendime dedim ki, acaba piyasadaki rekabet ihlallerini sadece izleyen Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle Cumhurbaşkanı’nı da izliyor mu? Hiç sanmıyorum. Piyasadaki anlaşmalı, suni fiyat artışlarının enflasyonu tetiklemesinin Rekabet Kurumu ile ne alakası olabilir, değil mi!
Rekabet Kurumu Başkanı’nın gündeminde ülke ekonomisi, enflasyonla mücadele olmuş olsaydı, başta kereste sektöründe olmak üzere aşırı fiyat oynaklığı yaşanan yangın ekipman üretici ve satıcılarına yönelik bir inceleme veya soruşturma başlatırdı.
Rekabet Kurumu’nun gündeminde ülke ekonomisi, enflasyonla mücadele olsaydı, enflasyonun yükselten konut fiyat artışlarının önemli nedeni olan demir ve çimento sektöründeki gözle görülen rekabet ihlallerine dur derdi.
Elbette enflasyonla mücadele asıl görevi değil Rekabet Kurumu’nun. Ama Rekabet Kurumu görevini yapsa yani işleyen kurallı bir piyasa mekanizması için halihazırdaki rekabet ihlallerini ortadan kaldırsa bu anlaşmalı-suni fiyat artışları da olmayacak, enflasyon artışı da olmayacak. Siz görevinizi yapın, üretici de tüketici de, piyasa da rahat etsin, ülke ekonomisi makro anlamda da olumsuz etkilenmesin!
Ama Kurum Başkanı’nın gündeminde rekabet ihlallerini ortadan kaldırmaya yönelik bir madde yok. Onun gündeminde, yürürken onu görüp ayağa kalkmayan zavallı güvenlik görevlilerini İstanbul’a sürmek var. Onun gündeminde pandemi döneminde bile, çalışanların odalarının duvarlarını yıkarak açık ofis yapma gibi suni, kişisel gündemler var.
Orman yangınlarını fırsata çevirmek isteyenleri kamu gücü kullanılarak engellemek hukuki, kanuni ve vicdani bir sorumluluktur. Devlet bunun için vardır. Vatandaşını piyasanın bu ahlak yoksunu fırsatçılarının insafına terk edemez. Etmez de. Bunun için kanunu da vardır, Kurumu da vardır. İşte Rekabet Kanunu, işte Rekabet Kurumu. Bu fırsatçılara engel olunmaz ise başta kamu vicdanı olmak üzere, vatandaşın yaşamı da, enflasyon da olumsuz etkilenir. Lütfen, fırsatçılara bu defa yol değil, unutamayacakları bir ders verilsin!
* Prof. Dr. Aydın Ayaydın Rekabet Kurumu Kurucu Başkanı