Elektronik ticarette dünya devi Çinli AliBaba’nın gözü hep ABD ve AB pazarlarına girmekte. Ancak piyasada hâkim gücünü kullanarak rekabeti bozduğu bilindiği için ABD ve AB ülkeleri, kendi ülkelerine girip sektördeki firmaları yok etmek için her türlü yollara başvuracağı aşikâr olan AliBaba’yı ülkelerine sokmamayı tercih ediyor.
AliBaba’nın kafası hep cinliğe çalıştığı için aklına ABD ve AB ülkelerine doğrudan girmek yerine, bir başka ülke, mesela Türkiye üzerinden girme fikri geliyor.
Çin’li AliBaba Türkiye’de e-ticarette faaliyet gösteren Trendyol’u 2018 yılında satın alıp Türkiye piyasasında faaliyete başladı. Dünya devi olmanın verdiği güçle şirkete yüksek miktarda finansal kaynak aktararak, rakiplerinin kendisi ile rekabet edemeyeceği noktaya taşıdı. Bu aşamada, rekabet ihlallerinin kamuoyunun gündemine taşınmasının önüne geçmek için ayrım yapılmaksızın yazılı ve görsel tüm medyayı reklama boğdu. Bunda başarılı da oldu. Yaptığı rekabet ihlalleri iddiaları diz boyu. Ancak hiçbiri medyada görülmedi.
Çinli AliBaba’nın kendi ülkesinde kötü bir şöhreti var. İşi düşeceği kurumlara mali gücü ile nüfuz ederek hem içeriden bazı kişileri bağlar, hem de etkili isimleri çok yüksek meblağlarla transfer eder ki, hukuk dışı, agresif davranışları ve etik olmayan uygulamaları sonucu o kurumlara işi düştüğü vakit sıkıntı yaşamadan kolayca kurtulsun.
TIKLAYIN- Çinli Alibaba'nın cinliği
Türkiye’de, pandemi ile birlikte alışverişin yoğunlaştığı elektronik ticarette Trendyol’un önü daha da açıldı. Türkiye’de siyaset ve bürokrasinin kalbi Ankara’da atar. Trendyol’un tepe yöneticileri, Çin’deki ana hissedarlarının alışkanlığından olsa gerek, kolları sıvar ve etkili kurum ve kişilerle yakınlıklar kurarak şirketlerinin gücüne güç katmaya çalışır. TOBB’un Ankara’daki etkinliğini bildikleri için ilk iş olarak buradaki sektör temsilciliğini elde eder.
Bu yeter mi, tabii ki hayır.
Ana hissedarı AliBaba’nın Çin’deki deneyimlerinden biliyor ki, piyasada rekabeti bozacak eylemler ile rakiplerini yok etmeye yönelik hâkim gücünü kötüye kullanacak. Malını sattığı tedarikçilerden yüksek komisyonların yanında, rakip firmalara mal vermemek veya verecekse de yüksek meblağla vermesi için şartlar öne sürecek. Bunları yaparken de yolu sık sık Rekabet Kurumundan geçecek. Trendyol, bu konuda Çin’li AliBaba’sından tecrübeli. İlk iş Rekabet Kurumu ile iyi ilişkiler kurmalı. Ardından da diğer bazı önemli kurumlar ve kişilerle sıcak ilişkiler kurmak.
O sırada Rekabet Kurulu, sektör hakkında bir araştırma ve inceleme yapıyor. Bu fırsatı kaçırır mı? Trendyol tepe yöneticisi hemen Rekabet Kurumu’nun Başkanı Birol Küle ile temasa geçer. (Bu konuda önemli bilgiler var) Rekabet Kurumu Başkanına der ki “Rekabet çok önemli konu. Biz uluslararası bir firma olarak buna çok dikkat ederiz! Bize bu işi iyi bilen birini Kurumdan verin ki, yanlış bir iş yapmayalım” Demek istiyor ki, bize birini verin ki bizi Rekabet Kurumu’nun radarından kurtarsın. Asli görevi rekabet ihlallerini önlemek olan Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle de, üzerine vazifeymiş gibi, rekabeti ihlal etmesi ve bunun kılıfını hazırlaması için, Trendyol’un o an incelemesini yapan Denetim Daire Başkanı Hatice Yavuz’u önerir. Tepe Yönetici, Kurumdan şimdilik yapacağı ilk transferi için oldukça bonkör davranır. Ankara’da lüks ofis, lüks makam arabası, oldukça yüksek maaş vs.
Sektör incelemesi yapan denetim grubunun başındaki Hatice Yavuz transferden bir hafta önce raporu bitiriyor ama o transfer olacağını bildiği için imza atmıyor, arkadaşları atıyor. Peki raporda Trendyol ile ilgili ne değerlendirmeler var dersiniz. Rapora göre; Trendyol bir çok sektörde hâkim durumda. Mesela giyim sektöründe yüzde 70 e dayanmış, elektronikte yüzde 60 ve diğerleri… Ancak her ne kadar Trendyol bazı sektörlerde hâkim durumda ise de, sektörde oligopolik bir yapı var değerlendirmesinde bulunuyor. Yani demek istiyor ki, “Tamam hâkim durumda ama sektörde aynı konuda faaliyet gösteren 4-5 firma daha var.” Buna ancak pes denilir. Yüzde 70 ile pazarda hâkim durumda olan firmanın karşısında yüzde 30 pazar payı ile 4-5 firma daha var, onun için Trendyol hâkim durumunu kötüye kullanmaz demeye getiriyor. Arkadaş, demezler mi şirketin ana hissedarı daha bir ay önce Çin’de rekabet ihlalinden dolayı 2,8 milyar dolar ceza almış, rekabet sabıkalısı olmuş. Burada da pazarın yüzde 70’ini eline geçirmişsin. Hâkim durumu kötüye kullandığına dair onlarca şikâyet ve ihbar var. Sen ona re’sen soruşturma önereceğine, onu aklamaya çalışıyorsun. Pes doğrusu…
Kurumdan bu transfer bombası patlayınca, bunun detayları ve perde arkasını T24 okurlarıyla paylaşmam sonucu, diğer yapılmak istenen transferler yapılamadı. Önce ertelendi. Ancak, Ticaret Bakanı Mehmet Muş’un hazırladığı transfer yasağı yasallaşmadan birkaç transfer daha yapılması ağır bastı. Rekabet Kurumu Trendyol için olmazsa olmaz. Rekabet sabıkalısı Çin’li AliBaba daha bir ay önce, ülkesinde büyük transferlerine rağmen Çin Rekabet Otoritesi tarafından 2,8 milyar dolar ceza yemiş. Trendyol işi sağlam tutmak istiyor. Transfer ettiği Hatice Yavuz yetmez, Kurumu içeriden fethetmek ve ilişki ağını genişletmek için başka isimler de bünyelerine katmalı.
Trendyol yöneticilerinin aklına ilginç bir fikir geliyor: Şimşekleri üzerimize çekmemek için Başkan Birol Küle ve Hatice Yavuz tarafından önerilen isimleri bende saklı iki bayan uzmanı direkt Trendyol’a değil, ilişkili olduğumuz avukatlık firmalarına aldıralım. (Avukatlık firma isimleri bende saklı) Ama şirketimizde Hatice Yavuz ile birlikte çalışsınlar. Böylelikle sürekli yolumuzun kesişeceği Rekabet Kurumunda hem ilişki ağımız genişlemiş olur, hem de bünyemize oradan fazla eleman alarak etkinliğimizi arttıralım.
Ne tesadüf ki, Hatice Yavuz’un transferi ardından peş peşe iki bayan uzman daha Kurumdan ayrıldı.
Sakın bu transferleri de kötüye yormayın.
Bu uzman arkadaşlar Trendyol’a değil(!) avukatlık ofislerine geçmiş. Ne kadar kötü niyetlisiniz. Hemen aklınıza kötü senaryolar geliyor.
Aaa, ne tesadüf ki, Kurumun Hukuk Baş müşaviri Harun Gündüz de istifasını vermiş. Rekabet konusunda faaliyet gösteren bir avukatlık (ofisin ismi bende saklı) ofisine geçmiş. Üstelik eşi Başuzman Hale Gündüz’ü kurumda bırakarak.
Görüyor musunuz fedakârlığı?
Ne var bunda. İşiniz gücünüz her transferin altında bir şey arıyorsunuz.
Galiba böyle şey olur mu diyorsunuz? Kendisi soruşturma geçirenlerin safında, eşi karşı tarafta soruşturmacı olacak. Evde de hiç bu konuyu konuşmayacaklar. Ne kadar etik.
Trendyol’un hâkim durumunu kötüye kullanarak rekabet ihlali yaptığına dair o kadar çok ihbar ve şikâyet yapıldı ki Rekabet Kurumu suskun kaldı. Bu rekabet ihlallerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın enflasyonla mücadele programını olumsuz etkilediğini de göremedi Rekabet Kurumu. Bu köşede hâkim durumunu nasıl kötüye kullanarak rekabeti ihlal ettiklerini defalarca yazdım, Kurum görmezlikten geldi. Hazine Maliye ve Bakanı Lütfi Elvan ile Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Rekabet Kurumu Başkanını bizzat ikaz etmek durumunda kaldılar.
Ve sonunda Rekabet Kurumu gerçeği gördü veya mecbur kaldı. Geçen hafta Trendyol hakkında hâkim durumu kötüye kullandığı iddiasıyla ÖN ARAŞTIRMA açılmasına karar verdi. Bu karar olumlu bir adım ama yeterli değil. Ortada bu kadar ciddi iddialar varken, bence hem 4.maddeden hem de 6.maddeden direkt soruşturma açılmalıydı. Ama bu da -arkası gelecekse- olumlu bir adım. Bakalım Trendyol’un Rekabet Kurumundan dolaylı ve dolaysız transfer ettikleri şahıslar, kurumdaki ilişkilerini nasıl kullanacak? Etkili olacak mı, olmayacak mı? Rekabet Kurumu bu konuda önemli bir sınav verecek. Kurumun güvenirliği için bu çok önemli bir sınav olacak.
Rekabet Kurumundan Trendyol’a transfer olan Hatica Yavuz’un başkanlık ettiği heyetin bizzat hazırladığı Sektör inceleme raporu ortada. Bu rapora göre Trendyol birçok sektörde hâkim durumda, üstelik yüzde 70 pazar payları ile. Hâkim durumda olduğu tartışmasız. Kaldı ki, bu yönde bir çok ihbar ve şikâyet var.
Rekabet Kanunun 6. maddesi hâkim durumun kötüye kullanılmasını düzenliyor.
6 . madde özetle, “Bir teşebüssün ülkenin bütününde ya da bir bölümünde mal veya hizmet piyasasındaki hâkim durumunu kötüye kullanması yasak” olduğunu öngörerek,
Kötüye kullanmasının özelliklerini de şu şekilde tanımlıyor.
Demek ki, hâkim duruma gelen firmaların, bu durumlarını rekabeti kısıtlamak, engellemek veya bozmak amacıyla veya bu etkiyi doğuracak şekilde kötüye kullanmaları yasaktır.
Piyasada, Trendyol’un agresif davrandığı ve AliBaba’nın gücü ile rakiplerine yaşam hakkı tanımadığı ve bu gücünü kötüye kullanarak rekabeti ihlal ettiği iddiaları almış başını gidiyor.
Hâkim durumunun kötüye kullanılması varlığının yanında, Rekabet Kanunun 4.maddesinde belirtilen rekabeti sınırlayıcı ve kısıtlayıcı eylemin de var olduğunu ortada. Zira piyasadaki iddialara göre Trendyol, satıcı konumundaki tedarikçilerle yaptığı anlaşmalarda yüksek komisyon dikte ettirmenin yanında, rakip firmalara mal vermemelerini, verecekse de kendisine verilen fiyatlarla değil, daha yüksek fiyat önermelerini şart koşuyor. Bu durumda 4.maddenin ihlali de söz konusu.
Bütün bu iddialar ÖN ARAŞTIRMA safhasında görevlendirilen uzmanlar tarafından araştırılacak. Elde edilen bilgi ve bulgular sonucunda 30 gün içinde bir rapor hazırlanıp Başkanlığa teslim edilecek. Başkan, bu raporu Kurula götürecek. Kurul yeterli delil görürse SORUŞTURMA açmasına karar verir. Delilleri yeterli görmez ise, soruşturma açılmasına gerek yoktur kararı verecek.
Bana kalırsa bu ÖN ARAŞTIRMA Rekabet Kurulu ve Kurumun tarafsızlığı ve güvenirliğini kanıtlamak için bir şans olduğu gibi, TRENDYOL için de aklanma adına bir şanstır. Onlar da bu süreçte rekabet ihlali yapmamışsa onun da ortaya çıkması için büyük bir fırsat.
Gözler Rekabet Kurumu'nun ön araştırmasında.
Prof.Dr. Aydın Ayaydın
Rekabet Kurumu Kurucu Başkanı