İnşaat firmaları, çimento üreticilerinin aralarında anlaşıp pazarı paylaşarak birlikte fahiş fiyat uyguladıklarını, arz miktarı ile ihracat miktarını belirlediklerini, ayrıca sektörün hâkim gücünü kullanarak fiyat dayatması yoluyla sektörü iflas noktasına getirdiklerini yüksek sesle dile getirip, gerekirse boykot dâhil her yola başvuracaklarını açıkladı.
İnşaatçılara göre, çimento üreticilerinin dikte ettirdikleri fiyat, maliyetlerinin çok üstünde. Ankara'da faaliyet gösteren 4 büyük teşebbüsün sektördeki rekabet ihlallerine öncelik ettiği, ülke genelindeki teşebbüslerin de buna ayak uydurarak bölgesel pazar paylaşımı yapıp, yüksek fiyattan çimento sattığı belirtiliyor.
Çimento üreticilerinin çatı kuruluşları Türk Çimento ile Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası, sektörün uyguladığı zammın maliyet artışlarının bile gerisinde kaldığını belirtse de, bunun çok da doğru olmadığını söylemek gerekir. Dünkü yazımda çimentonun yıllık fiyat artışını hesaplayarak, bir yılda fiyatların yüzde 80 oranında arttığını, buna karşın sektörün uyguladığı fiyat artışının yüzde 120-150 gibi oldukça yüksek bir oranda olduğunu detaylarıyla gördük.
Bu durumun ortaya çıkardığı bir gerçek şu: İnşaatçıların maliyeti artıyor, bu da konut fiyatlarını yükseltiyor. Bunun sonucunda da konut sahibi olmak isteyenlerin ev hayalleri bir başka bahara kalıyor.
Öte yandan hükûmetin enflasyonla mücadele programı gereğince uygulanan politikaları da olumsuz etkiliyor. Bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yakından takip ettiği enflasyonla mücadeleyi başarısız kılıyor bu fahiş zamlar.
Çimento sektörünün rekabeti ihlal ederek yüksek fiyat ve pazar paylaşımı politikasını çok gördük. Sektörün bu konudaki sabıkasını biliyoruz. Sektörün Danıştay'ca kesinleşen kararını sizlerle paylaşmıştım. Bu kararın dışında da sektör rekabet ihlallerine devam ettiği iddialarıyla Rekabet Kurumu'nun radarından hiç eksik olmadı. Sabıkalı çimento sektörü Rekabet Kurumu'nun gündeminden eksik olmuyor. Halen yürüyen soruşturma var. Sektöre yönelik yapılmış bir araştırma raporunun da olduğunu biliyoruz.
İddialar gösteriyor ki, çimento üreticileri ülke genelinde ve bölgesel bazda Rekabet Kanununun yasakladığı, pazar bölüşümü ve birlikte fiyat tespiti, arz miktarı ve ihracat miktarını belirlemenin yanında, hâkim gücü kötüye kullanma gibi pek çok rekabete uymayan işin içinde.
İddialar, Rekabet Kanununun 4 ve 6. Maddelerinin ihlal edildiği yönünde.
Rekabet Kanunu, 4. ve 6. Maddenin ihlali karşısında bunu soruşturma görevini Rekabet Kurumuna vermiş.
Peki Rekabet Kurumu nerede?
Piyasa yangın yerine dönmüş Rekabet Kurumu ortada yok.
Sektör sabıkalı.
İhlal iddiaları yenilir yutulur gibi değil.
Rekabet Kurumu'ndan çıt çıkmıyor.
Rekabet Kurumu'na düşen görev başta Ankara bölgesi olmak üzere sektörünün tamamına yönelik res'en soruşturma açmaktır.
Bu da yetmez, soruşturma kararı ile birlikte ihtiyati tedbir kararı verilerek yeni zammı durdurmalıdır.
Rekabet Kurumu kuruluşundan bu yana hiç bu kadar çaresiz ve sessiz kalmamıştı. Bilmediğimiz bir şey mi var, yoksa dirayetsiz bir yönetim anlayışı mı Kurumda hâkim. Onu da bilemiyoruz.
Rekabet Kurumu'nda yetkin çok sayıda uzman var. Kurumda da bu gidişattan rahatsız olan üyelerin de varlığını, hatta bu durumdan bizzat rahatsız olanların varlığını biliyorum.
Bildiğim diğer şey, Kurum Başkanı Birol Küle'nin basiretsiz bir yönetim anlayışı sergilediği.
Çimentocular kartel mi oluşturmuş, çimento fiyatları tavan mı yapmış, enflasyon bu sayede 20'lere mi dayanmış. Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle'nin bunlarla uğraşacağı ne zamanı var, ne de hali. Onun çok daha önemli işleri var.
Anlatayım.
Emine Tokgöz, Rekabet Uzmanı. Kurumda herkesin bir odası var. Emine Hanım'ın iki odası. Biri normal uzmanlarla yan yana oda, diğeri başkanlık katında Kurum Başkanı Birol Küle'nin odasının hemen yanında. Ne amaçla bu oda Emine Hanım'a tahsis edilmiş bilen yok. Bu durum kurum içinde çok konuşulmaya başlayınca Kurul Üyeleri, bu durumun şık olmadığını münasip bir dille Sayın Başkan'a iletmişler. Başkan Küle, Emine Hanım'ı bu odadan çıkarmaya razı olmuş ancak kim buna odayı boşalt diyecek. Cesaret eden yok.
Uzun bir istişareden sonra Başkan Yardımcısı Haluk Recai Bostan Başkanlığında 4 kişilik bir heyet oluşturulmuş. Heyette Başkan Yardımcısı Bostan dışında Yönetim Hizmetleri Daire Başkanı Turgay Yılmaz ve yardımcısı ile bir güvenlik görevlisinden oluşan heyet, Emine Hanım'ın Başkanın bitişiğindeki odasını boşaltması için kapısını çalar. Başkan Yardımcısı Bostan nazik bir dille "Emine Hanım bu odayı boşaltmanız gerekiyor. Makam böyle uygun gördü" diyor.
Emine Hanım ise Başkan Yardımcısının olduğu heyete; "Alın odanızı k...za sokun" deyip odayı boşaltıyor. Heyettekiler ohhhhh be. Sorunsuz bu işi de halettik diyerek Başkan'a müjdeyi verirler.
Sonrası ne oldu dersiniz?
Emine Hanım'a 6400 göstergeli İstanbul Temsilciliği verilir. Odayı boşaltmada sorun çıkarmadı ya!Diyeceksiniz ne var bunda? Bir Rekabet Uzmanı İstanbul Temsilcisi olmuş. Gayet normal. Ancak normal olmayan bir şey var. Emine Hanım'ın bir şartı daha var. 'İstanbul Temsilcisi olacağım, 6400 göstergeyi yan cebime koyacağım ama, bu işi Ankara'da kurumun merkez binasında bana tahsis edilecek bir makam odasında yürüteceğim'. Kurum Başkanı Birol Küle, "Tabi, İstanbul'a gitmenize ne gerek var. İstanbul Temsilciliğini buraya taşırız" der ve öyle de olur. Emine Hanım Ankara'da İstanbul Temsilcisi.
Gördünüz mü, sorun nasıl kolayca hallediliyor. Bence Emine Hanım'a, başkan beyin yan tarafında boşalttığı oda, makam odası olarak tahsis edilmeli.
Merak ediyorum. Nerede kaldı özenle hazırlanan "Tasarruf Genelgesi", 6400 göstergeler böyle dağıtılıyorsa…
Kurum başkanının bu kadar işinin arasında diyorsunuz ki çimento sektörü rekabeti ihlal etmiş. İnşaatçılar batıyor. Enflasyon bu sayede tavan yapıyor. Rekabet Kurulu çimentoculara soruşturma açsın.Görmüyor musunuz? Adamın ne kadar önemli işi var. Bu işlerin arasında bir de çimentocularla mı uğraşsın.
* Prof. Dr. Aydın Ayaydın
Rekabet Kurumu Kurucu Başkanı