... Sakin ol... Serinkanlı davran. Olup bitenin hukuksal gerekçelerini öğren; dört kişiden arta...
Gündem yüklü. Adaylar, seçim bildirgeleri, YGS kepazeliği ya da düzenbazlığı, Başbakan Avrupa’ya posta mı koydu, gülünç mü oldu tartışmaları, ufaktan ufaktan başlayan seçim kampanyası derken arada kaynadı gitti. En azından gereğince konuşulmadı, öneminin altı çizilmedi. 12 Eylül referandumunda yapısı ve yasası değişen Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) “Şemdinli savcısı” diye ünlenen Ferhat Sarıkaya hakkında daha önce alınan meslekten men cezasının kaldırılmasından söz ediyorum. Sacit Kayasu hakkında ise henüz ve hâlâ bir karar alınmadığına dikkat çekmek istiyorum.Sacit Kayasu’yu bileniniz, en azından hatırlayanınız var mı? Bilmeyenlere anlatayım, hatırlayamayanlar da hazırlatay... * * * ...diyerek yazıya oturdum. Yukarıda okuduğunuz kadarını da yazdım. Sonra Anadolu Ajansı ekranına iki satır düştü: “Yüksek Seçim Kurulu (YSK) aralarında Leyla Zana, Hatip Dicle, Sabahat Tuncel, Gültan Kışanak’ın da bulunduğu 16 bağımsız milletvekili adayını veto etti.” O kadar. Kupkuru bir cümle ve berisi gerisi yok... İlk tepki bir meslek refleksi: - Sakin ol... Serinkanlı davran. Olup bitenin hukuksal gerekçelerini öğren; dört kişiden arta kalanların adlarını öğren; sonracığıma... Ardından “Başlarım meslek refleksinden, sakin olmaktan, serinkanlılıktan” deyip ardarda üç kesin karar:Bir: Başladığın yazıyı çöpe at! Yeni yazıya otur; yazıyı uzatma, inceltme...İki: Anayasanın bilmem kaçıncı maddesi, Seçim Kanununun falanca, YSK’nın Kuruluş Kanunun filanca maddesinin bilmem kaçıncı fıkrası ne diyor yollu akıl yürütme, tartışma ve yorumlamaları da çöpe atın... Çünkü bu karar devletin en tepesindeki üç erkten yargı ve yürütme erklerinin Kürtlere dönüp “Ne işiniz var sizin düz ovada; yürüyün haydi dağlara” demesidir ve sadece bunu demesidir... Yani Kürt sorunu siyasetle değil, silahla çözülür, demesidir...Üç: Ey AKP, ey CHP! Sınav günündesiniz. Ya Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırır bu demokrasi suçunu (ayıbını filan değil, suçunu) önhleyecek yasal düzenlemeleri yapar, yeniden seçim meydanlarına dönersiniz. Ya da... Ya da “Demokrasinin ırzına geçilirken siz tribünde oturup ellerinizi oğuşturdunuz; yargı bağımsızdır, karışamayız mavalının ardına gizlenirsiniz. Hani şu kara ünlü 367 kararını çıkaran yargının... Hani şu 12 Eylül’de Evren’in önünde “tebrik sırasına giren” yargının... Hani şu...Bir daha: Ey AKP, ey CHP! Sınav günündesiniz. Kuru, ruhsuz yasa maddelerinin ardına ödlekçe gizlenip seyirci mi kalacaksınız, yoksa demokrasiyi kurtarmak için cesur bir hamle mi yapacaksınız? Buyrun, seçim sizin!