Büyük ölçüde belli oldu. İktidar ortakları AKP – MHP, Ankara, İstanbul ve İzmir barolarının "hukuku ve hukuk devletini" savunma inatlarından paçayı sıyırmak üzere "çoklu baro sistemi"ni uygulamaya hazırlanıyor. Muhalefet partilerine de sunulan yasa taslağına göre avukat sayısı 5 bini aşan illerde 2 bin avukat bir araya gelip "kendi" barolarını kurabilecek.
Bu koşullara uyan üç il var. Adalet Bakanlığı'nın resmi verilerine göre 53 bin 227 avukatla İstanbul ilk sırada. Onu 21 bin 131 avukatla Ankara ve 11 bin 628 avukatla İzmir izliyor.
Demek İstanbul’da bu hesapça (gülmeyin aritmetik böyle diyor) 26 baro kurulabilecek. Ankara 10, İzmir ise 5 baro ile yetinecek…
Baroların Türkiye Barolar Birliği (TBB) Genel Kurulu’na yollayacakları delege sayısı, TBB’de seçim kuralları filan üstüne ayrıntılar var. Sizi o ayrıntılara boğmayayım. Özü özeti şu: Böylece "AKP yargısı"ndan sonra bir de "AKP baroları"mız olacak.
Peki üç büyük kentimizde, hele hele 26’ya kadar yolu olan İstanbul’da bu kadar baro olunca ne olacak?
Doğmamış çocuğa zıbın biçmeyeyim ama ne olacağını tahmin etmek için fazla zekâ gerekmiyor.
Bir kere halk arasında, evlerde, kahvelerde şöyle sohbetler dönmeye başlayacak ve bu sohbetler "fısıltı gazetesi" sayesinde git gide yaygınlaşacak:
- Yav On Yedinci Baro var ya valla oranın avukatları ipten adam alırlar. Öyle marifetliler yani…
- Boşversene abi, senin Dördüncü Baro’dan haberin olmamış besbelli. Hani eskiden "İstanbul grubu" deniyordu ya, hani istedikleri yargıçtan istedikleri kararı alıyorlar, istedikleri savcıya istedikleri iddianameyi yazdırıyorlardı, hani karabatak mı, pelikan mı ne bir su koşuyla irtibatları vardı ya, işte onlar şimdi Dördüncü Baro’yu kurdular…
- Yav ben kuru gıda toptancısıyım ya, karşılıksız çeklerden çok canım yandıydı valla. Tahsil edilsin diye çek-senet mafyasına verdiğim haracın hesabı yoktu…
- E şimdi ne değişti? Karşılıksız çek vermiyorlar mı artık?
- Veriyorlar ağam, veriyorlar ama sen Yedinci Baro’nun avukatlarını bir tanısan. Maazallah çekini ödemeyenin ciğerini koparır alırlar… O kadar yani…
Bunlar benim uydurduğum ama barolarla ilgili şu AKP – MHP yasası çıkarsa uydurma değil gerçek olacak sohbet dilimcikleri…
Rezaletin bir de barolar boyutu olacak.
İstanbul’da tanımak, kimileriyle arkadaş olmak onurunu taşıdığım Orhan Apaydın, Turgut Kazan, Yücel Sayman, Mehmet Durakoğlu gibi baro başkanlarıyla temsil edilmiş, "saygın baro geleneğini" sürdüren bugünkü İstanbul Barosu’nun karşısında kendilerine baro adını takmış, bundan dolayı AKP – MHP iktidarına şükran borcu olan çakma barolar ister istemez müşteri avına çıkacaklar…
Çağlayan Adliye Sarayı’nın ya da Anadolu Adliye Sarayı’nın önünde tezgâh açan çığırtkanlar görürsek şaşırmayacağız:
- Haydeee, baronun iyisi burda abiiii!..
- Vatandaş kooooş… Bir dava getirene ikincisi bedavaaaa…
- Sanığa beraat, tutukluya tahliye bu baroda garanti!.. Üstelik indirimli fiyat…
- Gel bizim baroya, duruşma olmadan koy ilamı cebine…
Abarttım mı?
Evet biraz (çok az) abarttım.
Ama kabul edin "AKP yargısından sonra şimdi de sıra AKP barolarında" derken hiç de abartmadım.