Telefon eden (telefon numaramı nereden ve nasıl buluyor bunlar? ) e-posta yollayan, WhatsApp mesajı çeken okurlar, okumazlar, benim gibi yaşlı, yorgun, bıkkın ve tembel mi tembel bir gazeteciden medet umanlar sözüm sizedir:
Üstümüze durmadan sahte seçmen, hayalet seçmen, olmayan seçmen sağanağı iniyor ya...
Her gün on, yüz, bin, on bin yer değiştirmiş, olmayacak ya da olmayan yerlere yazılmış seçmen haberleri kanıtıyla, tanığıyla gün ışığına çıkıyor ya...
AKP Reis’i “Asıl biz yer değiştirdiği için seçmen kaybına uğruyoruz” diye yaygarayı basıp bizi salak yerine koyuyor ya...
Ülkede “Ulan bu koşullarda sandık başına gitmek enayi yerine konmayı kabul etmek demektir” duygusu, kararı dalga dalga yayılıyor ya...
Bazı kasaba ve beldelerde seçmen sayısı o yerleşim yerinin nüfusunu aştı ya...
Artık kaba inşaatı bile bitmemiş bina iskeletlerinde, harap olmuş, içinde insan değil fare bile yaşayamayacak hale gelmiş döküntülerde, dört katlı binanın beşinci, altıncı katlarında sürüsüne bereket seçmen kaydına alıştık da artık karla kaplı, üstünde taş üstüne konmuş taş bile bulanmayan tarlalarda onlarca seçmen kaydı bulunduğuna bile tanık oluyoruz ya...
Seçmen listelerinde 130 yaşında, 125 yaşında, hatta 165 yaşında seçmenler yer alıyor ve bu “Kim ulan bu sahtekârlar” sorusuna ebelik etmiyor, sadece kahkaha attıran bir siyasal magazin olarak sunuluyor ya...
Hani mahallesinde sahte seçmen yığınağı bulunmuş muhtarlar “Valla nüfus müdürlüklerinden gelen listeler bunlar” diye topu üstlerinden atıyorlar; nüfus müdürlükleri de “Valla bize de belediyelerden geliyor bunlar” suçu başka bir adrese iletiyorlar, belediyeler ise suskunluk duvarının ardına çekiliyorlar ya...
Bütün bunları görüp, seyredip, okuyup bana telefon ediyor, WhatsApp mesajı çekiyor, e-posta yolluyorsunuz ya...
“Gazeteci bu durumda ne yapılacak? Bu sahtekârlığın önüne geçmek için ne yapılması gerekiyor? Yurttaş olarak bizlere düşen nedir” diye soruyorsunuz ya...
Cevabımdır:
* * *
Gördüğüm kadarıyla muhalefet partileri de bilmiyor.
Anlı şanlı CHP tepelerinden sadece “Bu seçim meşru değildir” anlamına gelen açıklamalar ve çaresizlik anlatan mızmız yakınılar geliyor.
HDP kanadı da yığınsal seçmen kaydırma operasyonunu sergileyen sayısal veriler ve tanıklıklar aktarıyor.
Ötesi?
Ötesi yok. Sadece sahte seçmen saldırısının çapını büyüten bilgiler, belgeler. O kadar...
Muhtarlıklara asılı seçmen listelerine itiraz süresi yanılmıyorsam dün sona erdi.
Peki bunun anlamı, önceki seçimlerde rastlanmayan ölçülere ulaşmış sahtekârlıkların cezasız kalması ve hayalet seçmenlerin 31 Mart’ta gözümüzün içine baka baka oy kullanması mıdır?
Dedim a, bilmiyorum.
İktidardan bu sahtekârlıklara son verecek bir adım beklemek bana ölü gözünden yaş beklemek gibi geliyor.
Ana muhalefetten bu sahtekârlıklara karşı bir çözüm bekleyenlere "Durun hele içimizdeki adaylık pazarlıklarını, hesaplarını bitirelim, sonra onu da düşünürüz" yollu bir cevap şimdiden verilmiş gibi. Anlaşılan onlar çözüm önerilerini 32 Mart'ta verecekler...
Bu koşullarda benim gibi yaşlı değil genç, benim gibi bıkkın, bezgin değil meslek tutkusu ile donanmış, benim gibi tembel değil çalışkan haberciler sözüm sizedir...
Sıvayın kolları yurttaşları bilgilendirin.
Bu ahlaksız "sahte seçmen, hayalet seçmen saldırısı"na karşı ne yapılabilir; nerede, nasıl bir adım atılabilir ve nasıl etkili sonuç alınabilir sorusuna somut, herkesin anlayacağı ve uygulayabileceği bir yanıt verin.
Mesleğimiz sizden bunu bekliyor...
Yani iş başa düştü...