“Zaten Marmara Adası'nda keyif çatmıyor musun sen” diyecek kadar insafsız T24 okuru çıkmaz umudundayım...
Sanki yoruldum... Haftada beş Tırmık yazıyorsanız, gerçi bu ülkede konu sıkıntısı çekmezsiniz ama yine de zorlanırsınız. Anaya, babaya, sevgiliye mektup değil, okurların önüne konacak bir yazının hakkından gelmek zorundasınız. Dilinden, cümle kurgusuna, konuyu ele alışınızdan varacağınız sonuçlara kadar aşırı dikkat harcamak zorundasınız. Bencileyin bu meslekte epey kıdemli, günlük yazı yazmakta epey kaşarlı bile olsanız değişmez. Yazıyı şişiremezsiniz. Anında farkeden biri çıkar ve yüzünüze vurur (Bir kişi mutlaka çıkar).Bencileyin yazı emekçilerini sık sık altında ağ olmadan gösteriye çıkan trapez cambazlarına benzetirim. Trapezde sallanır durursanız ve gösteri bundan ibaretse seyirci (okur) burun kıvırır “Ne var ki bunda” der. Haklıdır. Yok tehlikeli bir gösteriye (netameli bir konuya) yönelirseniz ve düşerseniz acıyan pek çıkmaz, “I-ıh beceremedi” der ve sayfayı çevirir...O yüzden bu meslekte bazan farketmeden yorulursunuz...Galiba ben de yoruldum...On gün izin istiyorum... “Zaten Marmara Adası'nda keyif çatmıyor musun sen” diyecek kadar insafsız T24 okuru çıkmaz umudundayım. Benim izin dediğim, tatil dediğim, sabah uyanınca “Bugün ne yazacağım” sorusunu sormadan geçirilecek bir günden ibaret...On gün sonra buluşmak üzere...