Şırıl şırıl, şıkır şıkır bir gece. Slogan, "TOGETHER" yani hep birlikte!..
Ne şüheda fışkırıyor ne de hûda. Göze çarpan tek şey varsa o da zevk-u sefa.
Eskiden "Karayolları" arazisi ve deprem toplanma alanı olan Zincirlikuyu'daki Zorlu Center önünden geçiyorum.
Trafik yoğun, her yer ışıl ışıl, araçlar, lüks butikler ve taksi kuyruğu bekleyen eli kolu çanta dolu çakma sosyetikler… Bir de davete gelen kaynak saçlı, silikon dudaklı, nedense çoğunun göbeği açık aşifteler.
Kenarda kıyıda ise eli cebinde çapkın hergelelere ilaveten bolca magazin muhabiri. Diğer yanda Metrobüs kalabalığının mahşerinden yükselen göz alabildiğine led ışıklı gökdelenler. Çoktan kaybolmuş gitmiş Türkçe isimler. Diplerinde ise, kalan son 3-5 poğaçayı satmaya çalışan belki de emekli kaybedenler…
Elimdeki telefondaki sosyal medya hesabımda ise savaş var!..
Yoğun ve stresli bir günün ardından birkaç dostla buluşup kafa dağıtmak için Etiler'de bir pizzacıda buluşacağız. Günden ve gündemden uzak biraz hayatı yaşayacağız.
Trafik! Kahrolası trafik!.. Lüks arazi araçları, spor yarış vasıtaları, mavi çakarlı, siyah camlı kodaman konvoyları.
Bu semtlere pek kriz uğramıyor. Kerizlerin sayesinde buralarda sefahatin dayanılmaz çilesi yaşanıyor.
Güç bela "Kağıttan Ay" (!) pizzacısına ulaşıyoruz. Onlarca vale, heyecan içinde gelen pahalı araçlara saldırıyor.
Beride inip birkaç adımda kapıya ulaşıyorum. Rezervasyon görevlisine masamızı soruyorum. Dostlar benden önce ulaşmış ve harika bir şarabı açıp çoktan muhabbete başlamış.
Yan masadaki Arapça konuşan aile, domuz pastırmalı pizzaya dadanmış, diğer bir masada Azeri mafyası yuvalanmış. Hemen ileride Kürtçe konuşan altın yüzüklü ve dişli adamlar toplantısı var.
Barda ise çapkın araştırmacı gazeteci yazarlar ve kiralık kadınlar.
Eskilerden kalma birkaç kentsoylu masada yok değil. Onlar torun torba bir arada genel ortamdan epey farklı kalmışlar. En dikkat çekenler ise yakasında meclis rozeti bulunan kerli ferli olanlar.
Dostlarımızdan biri ailesini alarak ABD'ye göç kararı almış. Bir diğeri üretimini çoktan Mısır'a taşımış, TC'ye ithalata başlamış. Bekar olanımız ise Ege kıyılarında bir butik otel inşa edip artık İstanbul'dan ayrılacakmış.
Felekten çalacağımı düşündüğüm geceyi bir kez daha felek benden çalıyor! Kaçış kurtuluş olmayan pınardan ne su, ne şarap, ne de kan akıyor.
Hep beraber "TOGETHER" diyerek yarına kadeh tokuşturuyoruz. İstanbul Moda Haftası'ndan gelip barda volta atanların gürültüsüne daha fazla dayanamayıp mekandan ayrılıyoruz.
Kıssadan hisse: "TOGETHER" yerine hep beraber Matilda şarkısı, Kalipso Kralı merhum Metin Ersoy eşliğinde gulu gulu dansı!..