İstanbul sağanak yağmura yenik, trafik kilit. Aracın içinde arka koltukta güne başlamışım. Elimde telefon, ekranda akan ülke gündemine bakıyorum. Filtresiz termik santral bacaları, gözaltına alınanlar, kadın cinayetleri, tetikçiler, troller…
Birden gözüme Selva Erdener'in iletisi takılıyor. Seville Berberi özel gösteriminden bir küçük video.
Aman ne güzel, nihayet kültür ve sanatla ilgili bir şey var diyerek seviniyorum. DOB yani Devlet Opera ve Balesi, yeni bir sahnelemeye hazırlanıyor.
En son, AKM yıkılmadan önce, İlhan Güven'in oğlu Bora Güven'in daveti üzerine seyrettiğim Romeo ve Juliet aklıma geliyor. Pembe, gümüş ve kahve rengi etekli uzun kollu bale kostümleri ve kale deseni boyalı bir perde dekorunun uçuşan hali gözlerimde bir kez daha canlanıyor.
Anılar beni Venüs Tiyatrosu'na, Karaca ve Elhamra'ya hatta Şan Müzikholü'ne götürüyor. Videoyu izlerken birden bir garipliğin daha farkına varıyorum.
Gözlerime inanamıyorum!..
Arkadan mavi led ışık verilmiş, beyaz profiller ile yapılmış bir grafik fon. Önünde beyaz bir kuyruklu piyano, yanları ise dönem ile hiç alakası olmayan bordür desenli…
Gri peruklu bir solist üzerinde tepinircesine çırpınıyor. Çalmadığı o kadar belli ki her şey eğreti duruyor. Beyaz çorapları ve Dartanyan modeli mokosenleri ise ayrı bir katastrof…
Ve önünde çiğsarı peruklu bir soprano. Kostüm Nilyeşili, sarı, turuncu, beyaz renklerden oluşan karpuz kollu sentetik saten. Üstteki yarım kalmış eteğe takılı kahverengili emprime bordür ise adeta Kızılay çadırına benzeyen 3 çemberli eteğinin üzerinde Sultanhamam'dan alınmış masa örtüsü gibi iliştirilmiş. Boyu da kısa, lodos yemiş ada vapuru gibi yalpa vuruyor.
Aklıma yer yok diye Kağıthane'deki depolara kaldırılıp sonra sel bastığında katı atık merkezlerinde yakıldığı söylenen DOB ve DT kostüm arşivleri geliyor. Ve de Refia Övünç Beyoğlu Olgunlaşma'nın kaderi!..
1929'da başlayan Olgunlaşma ve Kız Teknik Enstitüleri'nin yerini alan Moda Tasarım Meslek Yüksek Okulları ve Sanat Fakülteleri'nin moda bölümleri. Aradan 80 yıl geçmiş. Bugün o kurumlar çoktan işlevselliğini yitirmiş. Yenileri de?!..
Bir daha videoyu izliyorum, yeşil konçlu beyaz kadın iskarpinlerini daha fazla izlememek için başka bir habere geçiyorum. Orada da "Kara Cuma", "Cuma"ya halel gelmesin diye Muhteşem Cuma olmuş. Muhteşem Yüzyıl'daki peluş kaftandan sonra Duşakabinoğlulları tahta oturmuş!..
DOB kostümlerini kim yapıyorsa lütfen Sevilla'ya yollayın! En azından belki bir Kostüm Tarihi kitabı alır da ne yaptığının farkına varır.
Ya da bu kostümleri bindirin 1953 yılındaki gibi Tarsus gemisine dünyayı gezdirin. Yalnız yıl artık 2019 belleğinize iyi işleyin!..