Karşımda ne idüğü belirli, yağma, ganimet ve işgal sefer-emirli, söven, tehdit eden, şiddet uygulayan, hedef gösteren, hakaret eden kaba ve saldırgan iftiracı bir güruh var.
1950’lerin sonunda tesadüfen Ankara’da doğmuşum. Sırası ile Şişli Özel Dost İlkokulu, Yeşilköy Halil Vedat Fıratlı İlkokulu, İstanbul Alman Lisesi, İstanbul Site Koleji, İzmir Özel Fatih Koleji, İstanbul Vefa Lisesi, İstanbul Maltepe Lisesi ve sonunda İstanbul Fenerbahçe Lisesi’nde okumuş ve mezun olmuşum. İstanbul İktisadi ve Ticari Bilimler Akademisi’ne girmişim. Darbe olmuş, gitmişim Londra ve İsviçre’de eğitime devam etmişm. Dört dil okuryazarı olmuşum.
Yedi yaşında ninemin yanında tanıştığım dikiş ve moda ile 52 yıl haşır neşir kalmışım. Vakko Armağan, Barış Küce Limon, A Giyim ile geçen gençlik yıllarımın ardından sonunda 25 yıl Yıldırım Mayruk olmak üzere sektörde hep var olmuşum. Vizon Show, Podyum Show ve 2023’e Hikayeler defileleri ile de dike dike mesleğimi sürdürmüşüm. Dünyanın bir çok kentindeki defilelerimiz ile ülkemizi temsil etmişim.
Yetmez değil mi?!
2006’da Habertürk/”Top’lu İğne”, 2008 Skytürk/”Ç’engelli İğne”, Sonraları Show TV/”Bugün Ne Giysem?”, Ulusal Kanal/3,2,1., Artı 1/ “Kadın Erkek” gibi TV formatlarında ekranlardan anlatmaya çalışmışım.
Nice ünlünün canlı yayınlarda sürekli sakıncalı konuğu olmuşum. Seda Sayan “Modanın Asi Prensi” adını vermiş! Sonradan sakıncalı bulup beni yasaklamışlar.
Hürriyet, Hürriyet Aile, Gazeteport, Aydınlık, Akşam, Cumhuriyet-Pazar gibi nice basın mecrasında gerek makale, gerek foto röportaj ya da köşe yazılarımla da durmamışım. 2007’de “3. Sınıf Hamur Kağıda Matbaa Mürekkebi Hayatlar”, 2017’de “Prova Odası”, 2018’de “Makam Odası”, “Linç” kitaplarımı yayınlamışım.
Durmak yok yola devam!
Kadir Has ve Marmara Üniversiteleri’nde yürüttüğüm eğitmenlik görevim dışında, 50’ye yakın üniversitede söyleşi, konferanslar sunmuş, 8 ayrı ulusal öğrenci kongresinde her zaman kurucu ve destekçi olmuşum.Türkiyenin ilk moda okulu sayılan Studio’yu, 80’lerde Sinametek salonunda var etmişim.
Çevre ve insan hakları söz konusu olduğunda hep meydanlarda durmuşum, Hayvan hakları, LGBTI, Cumartesi Anneleri, Gezi, Evsizler, Sendikalar, STK’lar, Sessiz Çığlık/Balyoz ayırmamışım; mağdurun yanında mağrurun karşısında durmuşum. Sayısız gencimizin okuması için de seferber olmuşum.
Yetti demeyin, yetmiyor!
Ülkenin yarısı olduğunu söylüyorlar.
Diğer yarısı, başınıza gelsin darısı!.. 62 yaşında düşündüm de şimdi boşanma zamanı.
700 bin bedelli, kimin geçimi seçim derdi. Ezan, kubbe, bayrak, minare: Tek dil, tek millet, tek bayrak, tek vatan falan gerektirmez istişare.
Uzun lafın kısasına gelince: Tüm bu süreçte yatırım, istihdam ve katma değer üretmeyi sürdürmüşüm, asla vergi borcum olmamış ama olanlara hep af gelmiş onlar cukkalamış.
“Yetti gari”, beni affedin, sepeti koluna herkes yoluna arkadaş!..