Dışişleri'nde çok uzun süredir beklenen büyükelçiler kararnamesinde gözler tayin zamanları gelen başta Washington olmak üzere Paris, Berlin gibi kritik başkentlerdeydi.
Öncelikle hemen söylemek gerekir ki, kararname öncesinde Dışişleri koridorlarında dolanan bakanlık dışından çok sayıda ismin büyükelçi yapılacağına dair söylentilere kıyasla dışardan atama görece daha sınırlı kaldı.
Ancak bu anlamda en önemli tayin Washington'a gerçekleşti. Ak Parti Kurucu üyesi olan ve parti içinde her zaman aktif konumlarda görev yapan Murat Mercan 2017'de atandığı Tokyo Büyükelçiliği'nden Washington'a tayin oldu.
İki dönem Eskişehir milletvekili olan Mercan, Meclis Dış İlişkiler Komisyonu başkanlığının yanısıra Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi üyeliği nedeniyle geçmişteki bazı siyasi tayinlere oranla dış politikayla daha haşır neşir bir isim. Bir dönem eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e yakınlığı ile bilinen Mercan, AK Parti iktidarının ilk yıllarında gerçekleşen AB reformları konusunda çaba harcamış bir isim olarak biliniyor. Tokyo'da aktif bir performans sergilemeye çalışsa da, Japon hükümetinin bazı kararlarını engelleyemedi. Herhangi bir konu için çalınmadık kapı bırakmayan Mercan'ın bu "dinamizmi" ve "ısrarcılığıyla" kurallara fazlaca bağlılığıyla bilinen Japonları zaman zaman usandırdığı söyleniyor.
Mercan'ın bu özelliklerinin Washington'da ne kadar dikiş tutacağı ise şüphe götürür. Her şeyden önce Japonya'nın tersine Mercan, Türkiye'yi çok az seveni olan, dostane olmayan bir ortama gidecek. Washington'da Türk – Amerikan ilişkilerindeki bozulmayı Ak Parti'nin İslami kimliği ve buna dayalı ideolojik bakışına bağlayan bir cenah var. Mercan, doktorasını Florida Üniversitesi'nden almış, genel anlamda Batı'yla iyi ilişkileri savunan biri olarak tanınsa da karşısında Cumhuriyetin laik diplomasi kadrolarının rahle-i tedrisatından geçmiş kariyer diplomat görmeye alışmış Washington çevrelerinde "İslamcı bir siyasetçi" olarak algılanma riski var. Bu durum özellikle Kongre için geçerli olacaktır.
Öte yandan Washington özellikle Orta Doğu rejimleriyle ilişkilerinde görüldüğü gibi karar alma mekanizmasının tek elde toplandığı ülkelerde, devlet başkanına doğrudan ulaşma imkanı olan siyasi atamalarla çalışmayı da tercih eder. İktidarın tepe noktalarına ulaşamayan geleneksel bürokrasiden gelen diplomatlarla fazla bir yere gidilemeyeceği düşünülür. Ankara'ya verilmek istenen mesajların daha iyi algılanacağı nedeniyle Mercan, başta Dışişleri olmak üzere devlet kademelerinde görece daha rahat bir hüsnü kabul de görebilir. Pragmatizmi ve çözüm odaklı yaklaşımına karşın Amerika'yla yapısal sorunların çetrefilliği nedeniyle Mercan'ın fark yaratması çok zor olacaktır. Bu arada Tokyo'ya gitmeden önce Enerji Bakan Yardımcı olarak çalışmış olması nedeniyle enerjiyle ilgili konulara da özel olarak eğilecektir.
Bu arada iktidarın özel olarak önem verip bakanlık dışından isimleri tayin edeceği başkentlere Washington'un da artık katıldığının altını çizmek gerekir.
Kararname ABD'deki kritik bir diğer misyon, New York'taki Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği'yle ilgili olarak tartışmalı bir uygulamaya imza attı. Halen bu görevde bulunan geçmişte Dışişleri Bakanlığı Müsteşarlığı hatta Dışişleri Bakanlığı yapmış olan Feridun Sinirlioğlu'nun yaş haddinden emeklilik süresinin gelmiş olmasına karşın görev süresi uzatıldı. Daha önce de yine New York Daimi Temsilciliği'nde Büyükelçi Baki İlkin'in görev süresi uzatılmıştı. Ancak kural ihlali olan bu uygulama o dönemde de şimdi de diplomasi camiasında eleştiri konusu.
Kararnamenin sürprizlerinden biri de Avrupa'nın iki lokomotif başkentine genç büyükelçilerin atanması oldu. Genelde bakanlığın en kıdemli isimlerinin gönderildiği Paris'e atanan Ali Onaner 47 yaşında. Fransa'ya siyasetçi ve bürokrat yetiştiren, Türkiye'de muadilinin Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi olduğu söylenebilecek Ecole National D'Administration, ENA'da okuyan Onaner Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'la sınıf arkadaşı. Onaner Macron Cumhurbaşkanı seçildiğinde birlikte diğer arkadaşlarıyla kol kola göründükleri mezuniyet resmini Twitter'dan paylaşarak tebrik etmişti.
Halen Tunus Büyükelçisi'nin Fransa'ya tayinini Fransız basını da "Macron'un arkadaşı" Paris'e atandı diye duyurdu.
Onaner geçmişte de Türkiye'nin Paris büyükelçiliğinde müsteşar olarak görev yapmıştı. Onaner, Türk –Fransız ilişkilerinin bozulmasını fırsat bilerek Yeni Şafak‘ın hedef aldığı Ankara'daki Charles De Gaulle Fransız lisesinde okudu. Onaner'in bacanağı ise geçen seneye kadar İstanbul'da başkonsolos olarak görev yapmış olan Bertrand Buchwalter.
Tabii Ali Onaner'den mucize beklememek lazım. Türk dış politikasının Avrupa tarafından da makul görülebilecek haklı boyutlarını gerek kamuoyuna (basın ve düşünce kuruluşları aracılığıyla) gerekse Fransız devlet aygıtının çeşitli katmanlarına daha iyi anlatacağına kuşku yok. Ancak sonuçta Fransa'yı etkileyecek olan Türkiye'den de gelecek adımlardır ki, bu adımlarla ilgili sesini Ankara'ya, özellikle de Beştepe'ye ne ölçüde duyurabilir, Cumhurbaşkanı nezdinde ne ölçüde ikna gücü olabilir, o tartışmalı.
Paris gibi Berlin'e de genç bir büyükelçi gidiyor. Geçmişte Berlin büyükelçiliğinde görev yapan, 2012 - 2016 yıllarında Berlin Başkonsolosu olan Ahmet Başar Şen de Almanya'yı iyi bilen bir diplomat olarak tanımlanıyor. Eşi Alman olan Şen'in Almanya'daki Türkler tarafından da sevildiği belirtiliyor.
Merkezi Paris'te bulunan OECD Daimi Temsilciliği'ne bakanlık dışından atama yapılması fazlaca sürpriz olmadı. Halen bu görevde 2011-2016 tarihleri arasında Merkez Bankası Başkanlığı yapmış olan Erdem Başcı bulunuyor. Hükümet yanlısı Sabah gazetesinde yorumları yayımlanan ve dönem dönem Batı karşıtı söylemiyle dikkat çeken Kerem Alkin'in Batı'yı en geniş şekliyle temsil eden bir kuruma gönderiliyor olmasına işaret ediliyor.
Tanzanya'ya atanan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanı (AFAD) Başkanı Mehmet Güllüoğlu Türkiye'nin özellikle son yıllarda insani yardımları arttırdığı Afrika'da bir başkente atandı. Libya ve Bruney'le birlikte dışardan atama sayısı beş oldu.
Kararname ile sırası gelen kadın büyükelçilerin de tayin yerleri belirlendi. Yeni Şafak gazetesinin hedef gösterdiği Güney Afrika'nın başkenti Pretoria'da görev yapan Elif Ülgen Çomoğlu'nun zaten merkeze dönme vakti gelmişti. Yerine yine bir kadın büyükelçi Ayşegül Kandaş atandı. Kararnamede 12 kadın diplomat bulunuyor.