Sevgili Major ve Champ,
Sizinkilerin seçimi kazanmasını tebrik eder; yeni yuvanızda size huzurlu bir dört yıl dilerim.
Sevgili Champ; Biden'ın başkan yardımcılığı döneminden Beyaz Saray'ın çimenliğine zaten aşinasın, yabancılık çekmeyeceğini tahmin ediyorum.
Sevgili Major seninle aramda ise özel bir bağ var. Sen de benim gibi barınaktan evlat edinilmişsin. Üstelik de barınaktan Beyaz Saray'a gelen ilk evcil hayvan senmişsin.
Beni de barınaktan evlat edindiler. Albay ve Şampiyon! Sizinki gibi iddialı bir ismim yok ama ismimi çok sevimli buluyorum. Ama beni hafife almayın. Mazallah boğazınıza takılıp hayatınızı dar etme potansiyelim çok yüksek.
Kendimi tanıtayım.
Bendeniz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan tarafından evlat edinildim. Emine Hanım büyük bir düşüncelilik örneği sergileyerek, barınaktaki aslan parçaları yerine benim gibi engelli bir köpeği tercih etti. (Bu da "kedi istiyorum cins olsun" diyenlere kapak olsun.)
Sağolsunlar şimdi bir elim yağda bir elim balda.
Ama ben de, bizimkilerin başta yaptığı gibi geldiğim mahalleyi ve yaşadığım şartları unutmuyorum. Bizimkiler, zaman içinde (iktidar sarhoşluğu nedeniyle) nereden geldiklerini unutmuş halde olsalar da ben daha o noktaya gelmedim. Bu nedenle hayvan hakları yasasının yakın takipçisiyim.
Ancak bu aralar asabım çok bozuk. Meclise getireceğiz dedikleri yasayı hâlâ getirmediler. Getirseler de kim bilir orada nasıl kuşa çevirecekler? (Sözün gelişi tabii, kuşlar candır).
Hazır laf kullandığımız dilden açılmışken; bu mektubu yazmak için aracı kullandığım kişi aslen kedici. "Köpekleri de çok severim ama dilinden anlamayabilirim" dedi. "Ah ah Clintonlar dönemindeki Socks olaydı bak ben onunla nasıl yazışıyordum? Kedi Socks Washington'da çok da popülerdi" dedi. Bilemiyorum, ben o sıralar daha doğmamıştım. Bu arada Clintonlar döneminde iki başkent arasında sıkıntılar varmış ama yine de ilişkiler daha iyiymiş.
Neyse konuyu dağıtmayayım. Dedim madem sizinkiler insan hakları meselesine bu kadar meraklı; bu konuyu bizimkilerle gündeme getireceklermiş e o zaman hayvan haklarını da ihmal etmesinler diyecektim.
Gerçi, sizde sahiplendirilmeyen hayvanların uyutulması uygulamasına gıcığım ve bu konuda eleştiri hakkımı da sonuna kadar kullanırım o ayrı. Zaten sadece hayvan hakları değil insan hakları konusunda da yapacak çok şeyiniz var; onu da bir not düşeyim.
Bu arada CHP'de kedi Şero'nun bir kısım arkadaşı ile ülkücü kurtlar; "bırak Major'la Champ'ten medet ummayı" dediler de... Dedim ne yapayım Putin'e mi gideyim? Adam Kremlin'de evcil hayvan diye Allah bilir timsah ya da kaplan besliyordur. Mazallah kafaları atar lüp ederler beni. Çin desen; buralarda çok meraklısı var ama, şuursuzlar sırf Amerika'ya kıl olduklarından orada kedi köpek ne varsa yendiğinin farkında değillermiş gibi yapıyorlar.
Bakma; ben de farkındayım senin sayende herhangi bir şey olmayacağından. Tabii ki biliyorum; ülkemde bir değişiklik olacaksa bu iç dinamiklerle gerçekleşecek.
Bir yandan da anlayamıyorum. Hadi insan haklarında ilerleme olursa halının altlarından kayacağını düşünüyorlar…Hayvan hakları konusundaki bu yavaşlık neden? Köpek aklımla bulamıyorum.
Sonuç olarak sen bir şey desen de demesen de fark etmeyebilir de; hani diyorum bu mektup basına sızar; Meclis'teki milletvekilleri "evet ya hâlâ şu yasayı getirmedik" derler; biraz utanırlar falan diye hesap yaptım.
Nasıl taktik ama?
Hadi kalın sağlıcakla. Sizinkilere de söyleyin arasınlar artık bu tarafı. Evde huzur kalmadı valla.
İmza:
Roasted Chickpea, Turkey's First Dog.