Ve Trump kararını açıkladı: Ekonomi eğitimi almayan, mesleği avukatlık olan Jerome Powell, ABD Merkez Bankası’nın yeni Başkanı oldu. (Bu, Powell'ın epey tecrübeli bir ekonomist olduğu gerçeğini değiştirmiyor elbette. Hukukçuluğunu, sadece ilginç bir detay olarak vurguluyorum. Fakat yine de, son 40 yıl içinde, ekonomi eğitimi almamış ilk Başkan olacağını, mesela eski Başkan Yellen’ın, Berkeley Üniversitesi’nde kürsü başkanlığı yapacak kadar ünlü bir iktisat profesörü olduğunu unutmayalım. Kimileri bu “değişik durumun” ileride sorunlara neden olabileceğini öne sürüyor.)
"Piyasalar" aylardır, Amerikan Merkez Bankası FED’in yeni başkanının kim olacağı sorusuyla yatıp kalkıyordu. Bu sorunun yanıtının bu kadar merak edilmesinin nedeni, yeni başkanın uygulayacağı para politikasının sadece Amerika'da değil, tüm dünyada piyasaların kaderini belirleyecek olmasıydı. Dolar, diğer paralar karşısında değer mi kazanacak, değer mi yitirecek? Amerika'da faizler beklenenden hızlı mı artacak, yavaş mı? Bu gibi soruların yanıtı, ABD Merkez Bankası'nın yeni başkanının kimliğiyle yakından ilintiliydi.
Yeni başkanın kimliği derken, adının John mu, Michael mı, "memleketinin" Alabama mı, Missisipi mi olacağı değildi elbette merak edilen. Şahin politikalar mı izleyecekti, güvercin politikalar mı? Milyar dolarlık soru buydu.
Amerikan Merkez Bankası'nın 2008 krizinden sonra uygulamaya koyduğu "parasal genişleme" politikası, dünyayı 1929 benzeri bir buhranın pençesine düşmekten kurtardı. Parasal genişlemenin sonuçlarından biri, yüz milyarlarca doların, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu gelişen piyasalara akmasıydı. Çünkü Amerika'da faizler o kadar düşmüştü ki, kendi ülkelerinde kazandıkları para, fonların dişlerinin kovuğuna gitmiyordu.
Her ilacın bir yan etkisi var. "Parasal genişleme"nin yan etkisi, bütün dünyada varlık fiyatları şişmesi oldu. Kokaini çekince kendisini olduğundan daha güçlü, daha enerjik hissedenler gibi ekonomiler de, ucuz paranın etkisiyle, olduklarından daha sağlam, daha güçlü, daha parlak gözüktüler. "Ucuz para", dünyanın birçok yerinde ekonomilerin problemlerini kapattı.
Cari açık problemin mi var? Dert değildi. Cari açık yüzde 5'e, 6'ya da çıksa, ucuz para ile nasılsa kolayca finanse edilebiliyordu.
ABD Merkez Bankası'nın yeni başkanının kim olacağı sorusunun bu kadar ilgi çekmesinin nedeni, “ucuz para” döneminin sürüp sürmeyeceğine karar verecek kişi olmasından kaynaklanıyor. Yeni başkan, eskisinin güvercin politikasına devam mı edecekti, yoksa şahin politikaya geçip ucuz paranın musluğunu mu kapatacaktı?
Powell'ın tercih edilmesiyle, piyasaların istediğinin olduğunu söylemek yanlış olmaz. Çünkü Yellen gibi o da bir “güvercin.”
Jerome Powell kimdir?
-64 yaşında.
-ABD Merkez Bankası yönetim kurulu üyesi. (“Guvernör”.)
-Ekonomi eğitimi yok. Georgetown Üniversitesi'nde hukuk okudu. Bu okuldan 1979'da avukat olarak mezun oldu.
-Birkaç yıl avukatlık yaptıktan sonra 1984'te, Dillon, Read and Company'de bankacılığa başladı.
-1990'da, Baba Bush'un döneminde, Washington'a giderek Hazine'de Başkan Yardımcısı oldu. (Dönemin Başkanı Nicholas Brady, Powell'ın Dillon Read'deki müdürüydü.)
-1990'larda Amerikan Hazinesi'nde, dönemin yatırım bankası Salomon Brothers'a yönelik soruşturmayı yönetti.
-1995 ile 2005 arasında özel yatırım kuruluşu Carlyle Group'da çalıştı.
-2012 yılında Başkan Obama tarafından Amerikan Merkez Bankası yönetim kurulu üyeliğine atandı.
Dedik ya, çünkü Powell bir güvercin. Sadece Amerika'da değil, bütün dünyada varlık fiyatlarının şişmesini, piyasaların coşmasını sağlayan para politikasını ince ayarla da olsa sürdürecek olan kişi. Trump'ın bu politikaya ihtiyacı var. Trump, Beyaz Saray'a geldikten sonra borsaların tüm zamanların en yüksek seviyelerine çıkmasını, kendi başarısı olarak sundu. Bir şahini seçerse, faizlerin beklenenden daha hızlı artacağını, bunun sonucunda borsaların düşeceğini biliyordu.
Peki neden eski Başkan Yellen'la devam etmek yerine Powell'ı seçti?
Her şeyden önce Powell, Yellen döneminin devamı sayılıyor. Powell'ın faizleri Yellen'dan biraz daha hızlı artırması bekleniyor. Ama yine de piyasalardaki partiyi bitirecek bir hızda değil.
Powell, geçtiğimiz Haziran ayında, New York Ekonomi Kulübü'nde katıldığı bir toplantıda, "Ekonomi beklendiği gibi seyrederse, kademeli faiz artışını sürdürmenin doğru olacağını düşünürüm" demişti.
En önemli sebep Powell’ın, Trump ve diğer Cumhuriyetçiler gibi piyasayı zapturapt altına alan kuralların gevşetilmesinden yana olması. (“Deregülasyon.”) Buna karşılık Yellen bu konuda daha bir kuralcı.
Bu arada Powell'ın, Trump'ın çevresindeki ekibin "zenginler kulübü" havasına, Yellen'dan daha çok uyduğunu da belirtelim. Powell, 19.4 - 55 milyon dalar arasında bir servet beyan etmişti. Eski Başkan Yellen, 5.1 - 16.6 milyon dolar bandındaki servetiyle onun yanında epey sönük kalıyordu.
*Trump, Powell'ın adını açıkladı ancak henüz Fed başkanı olmadı. Adaylığın senato tarafından da onaylanması gerekiyor.