Dolara geleceğim ama önce bambaşka bir soru: Erdoğan neden bilim insanlarının tüm itirazlarına, halkın tüm tepkisine rağmen Kanal İstanbul’da ısrarcı? Çünkü konut piyasasının bitik olduğu bir ortamda rant düzenini ayakta tutmak için büyük, çok büyük rant yaratacak projelere ihtiyaç var. Turkeyanalyst.org için yazdığım yazıda bunu anlattım, şimdilik İngilizce.
Dolara gelelim. Şu sözü belki duymuşsunuzdur:
"Dolar bizim paramız, sizin probleminizdir."
Eski Amerikan Hazine Bakanı John Connelly’nin 1971 yılında söylediği bu söz, 2020 dünyasını çok iyi anlatıyor. Yılbaşından bu yana neredeyse bütün para birimleri dolar karşısında değer kaybediyor.
Biz TL'nin değer kaybını konuşuyoruz ama dünyanın gündeminde asıl Euro'nun değer kaybı var. Euro/dolar paritesinin 1.08’in de altına indi.
Brezilya Real’inin korkunç değer kaybını da unutmayalım. Real'in yılbaşından beri dolar karşısında kaybı yüzde 8’i geçti. Biliyorsunuz, Brezilya’nın başında işkence yanlısı, kadın düşmanı, diktatör özentisi bir başkan var: Bolsonaro. Bolsonaro’nun para biriminin çöküşünü bu hafta başka bir yazıda anlatacağım...
Artık sadede gelelim. Dolar neden bütün paralar karşısında yükseliyor?
Doların yükselişinde Koronavirüs salgınından ürken yatırımcıların riskli varlıklardan çıkarak güvenli liman olarak görülen enstrümanlara yönelişinin büyük payı var. Güvenli liman arayışı, altın, gümüş gibi geleneksel yatırım araçlarının yanı sıra her türlü krize dayanıklı olduğu düşünülen Amerikan para biriminin de değerlenmesine yol açıyor. Amerika’nın kağıttan kaplan olduğunu iddia edenlere aldırış etmeyin, Amerikan ekonomisi en parlak dönemlerinden birini yaşıyor. New York borsasındaki şirketlerin 2019 bilançoları bunun en son ispatı oldu. Başta Apple ve Microsoft, birçok şirket beklentilerin üzerinde performans sergiledi. Biz Google’da arama yaptıkça, iPhone kullanmaya devam ettikçe Amerikan ekonomisi büyümeye, dolar güçlenmeye devam edecek. Çin gelecekte bir gün (Belki 2030’da, belki daha sonra) Amerika’yı geçecek ama gelecek kimin umrunda? Keynes’in dediği gibi, uzun vadede hepimiz öleceğiz. Bugünün kralı Amerika. Dolar için önemli olan da bu.
Doları Avrupa ekonomisinin durgunluktan bir türlü çıkamaması da destekliyor. İtalya ve Fransa’dan sonra şimdi AB ekonomisinin motor gücü Almanya’dan da kötü haberler geliyor. Hem ekonomik hem siyasi manada. Alman ekonomisi 2019’un son çeyreğinde yüzde 0.4 büyüyebildi. Bu arada gelecek yıl Merkel’den Başbakanlığı alması beklenen Hristiyan Demokrat Parti’nin (CDU) Başkanı Annegret Kramp-Karrenbauer de bundan vazgeçtiğini açıkladı. Kramp-Karrenbauer, "Uzun uzun düşündükten sonra karar verdim. Başbakan adayı olmayacağım. Bir başbakan adayı belirlendikten sonra parti başkanlığını aynı ele teslim edeceğim" dedi. Malum, Almanya’da Hıristiyan Demokrat (Merkel’in partisi) - sosyal demokrat (SPD) koalisyonu var. Kramp-Karrenbauer’in bu kararının koalisyonu tehlikeye düşürmesinden endişe ediliyor. Bu da Euro için iyi değil.
Japon para birimi Yen de dolar karşısında değer kaybediyor. Çünkü orada da ekonomi müşkül durumda: 2019’un son 3 ayında Japonya’nın yüzde 6.3 küçüldüğü açıklandı. Son çeyrekteki daralmanın ana sebebi, katmadeğer vergisinin yüzde 8’den 10’a çıkarılması ve Japonya’yı durduran Hagibis Tayfunu… Ekim ayında KDV yüzde 8’den 10’a yükseltildi. Tüketicinin tepkisi sert oldu: Tüketici harcamaları aynı ay yüzde 11.1 düştü. Aynı ay Hagibis Tayfunu da Japonya’nın geniş bir bölümünü vurdu… 2019’un son çeyreğinde Çin-Amerika ticaret savaşı da etkili oldu: Bu dönemde Japonya’nın ihracatı yüzde 0.4 azaldı. Yatırım harcamaları da aynı dönemde yüzde 14.1 düştü. Japon ekonomisi yüzde 6.3 daralmasın da ne yapsın?
Doları güçlendiren bir başka sebep, Amerika’nın en büyük 10 ekonomi içinde en yüksek faizi veren ülke olması. Avrupa ve Japonya, ekonomilerini canlandırabilmek için eksi faiz politikası izliyor. Bu da küresel sermayenin Amerika’ya akmasına neden oluyor...
Özetleyelim: Salgın korkusu, dünyanın geri kalanı yerinde sayarken Amerikan şirketlerinin beklenenden daha iyi performans göstermesi, başka ülkeler (bu arada Türkiye) eksi faiz verirken Amerika’nın görece yüksek faiz vermesi… Bu koşullarda doların değer kazanmasında şaşıracak bir şey yok.
Salgın paniği sürdükçe doların daha da güçleneceğini göreceğiz...