“Yakın zamanda maske üretimi veya ithalatı yapmak için kredi isteyen üç kişinin dosyasını inceledim. Biri maske makinesi almak için 250 bin lira kredi istiyordu. İşin nasıl yapılacağı hakkında hiçbir bilgisi ve tecrübesi yoktu.”
KOBİ Portföy Yönetmeni olarak çalışan bir bankacı, Koronavirüs girişimcileriyle ilgili izlenimlerini böyle anlatıyor.
Savaş dönemleri kahramanlar kadar vurguncular ve üçkağıtçılar da yaratır. Yine bir savaştayız. Bu seferki topla, tüfekle değil, maskeyle, solunum cihazlarıyla yapılan bir savaş. Ama yaşananların dünya savaşlarından pek bir farkı yok: Bazı ürünlerde aynı yokluklar, aynı kıtlıklar… Ve Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu gibi kahramanlar ve zam üzerine zam yapan vurguncular…
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı enflasyon verisi, geçen ay en fazla zammın sağlıkta yapıldığını gösteriyor. TÜİK verilerine göre Mart ayında sağlık ürünlerinin fiyatı yüzde 2,78 arttı. Bu oran yıllık enflasyonun (Yüzde 0.57) dört katından fazla bir zamma işaret ediyor… Üstelik bu sadece ortalama… Bir de fahiş zam yapanlar var. T24’te daha önce bazı işletmelerin üç ay önce 12 liraya sattıkları maskeleri şimdi 52 liraya sattığını yazmıştık.
Ticaret Bakanlığı, önceki gün Koronavirüs salgının ardından fahiş fiyat artışı yapan 198 firmaya ceza yağdırdı. İnternet üzerinden satış yapan 76 işletmeye, 104 biner liradan toplam 7 milyon 963 bin 356 TL ceza kesildi. Cezaya neden olan ürünlerin 111’inin maske, 6’sının maske ve dezenfektan, 1’inin maske ve kolonya, 36’sının dezenfektan, 26’sının kolonya, 1’inin ıslak mendil ve kolonya, 2’sinin ıslak mendil ve 6’sının gıda ürünleri ile ilgili olduğu açıklandı...
Listedeki şirketlere baktığımızda satışlarını ağırlıklı olarak Hepsiburada.com ve N11 platformları üzerinden yaptıklarını görüyoruz. Üye şirketlerin vurgunculuğundan Hepsiburada ve N11 sorumlu tutulamaz ama kendileri üzerinden satış yapan firmaları daha ciddi izlemeleri gerektiği de ortada.
Keşke vurguncular, internetten satış yapan küçük girişimcilerden ibaret olsaydı! Bir de koca koca hastaneler var. İstanbul Tabip Odası’nın dün açıkladığı rapor, vurguncuların özel hastanelerde de kol gezdiğini ortaya koyuyor:
“Bazı özel hastaneler salgını fırsata dönüştürmeye çalışmakta, Covid-19’lu hasta bakmayıp temiz hastane olduklarını belirten reklamlar yaparak diğer hastanelerin ‘müşterilerini’ kapmaya çalışmakta.”
“Bazı hastanelerde kaynağı bilinmeyen testler parası olan hastalara uygulanmakta.”
“Özel hastane patronlarından gelen “Devlet, üç beş ay özel hastanelere el koysun, sonra gene bize devretsin.” sözleri esasında “Bu sürecin mali yükü özel hastane bütçelerinden, öz sermayelerinden değil, büyük oranda emekçilerin ödediği vergilerden oluşan devlet bütçesinden karşılansın” anlamına gelmekte.”
“Özel hastanelerde sadece Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği merkezlere gönderilen testlerden ve yoğun bakım yatışlarından ücret alınmamakta. Bunun dışındaki tüm işlemlerden pandemi öncesindeki gibi ücret alınmaya devam edilmekte (Bazı özel sigortalar kesin tanı almayan vakaların ücretini karşılamakta).”
Bu arada rapordan, hastanelerde ücretli değil taşeron olarak (komisyon usulü) çalıştırılan pek çok doktorun salgın sonrasında hiç para kazanamaz hale geldiğini ve Tabip Odası’nın bu hekimlerin bordroya alınmasını talep ettiğini de öğreniyoruz...
Shakespeare oyunları gibi kahramanlarla üçkağıtçıların iç içe geçtiği bir dönem…