Yine bir bilanço mevsimindeyiz. Borsaya açık şirketler arka arkaya üçüncü çeyrek (Temmuz-Ağustos-Eylül) bilançolarını açıklıyorlar. Böylece krizin şirketleri nasıl etkilediğini yakından görme imkânı buluyoruz.
Genel manzara: Her krizde olduğu gibi bu krizde de her koyun kendi bacağından asılıyor. Bazı şirketlerin işleri tıkırında. Mesela silahta yerlileşme stratejisinin meyvelerini toplayan Aselsan… Kârı üçüncü çeyrekte, bir yıl öncesine göre yüzde 131 artışla 750 milyon TL’ye çıkmış. Yurtiçinde işler kötü gittiğinde kolayca ihracata dönebilen Ereğli Demir Çelik... Kârını yüzde 31 artırarak 2.5 milyar liranın üzerine çıkarmış. Bu yıl isim değiştiren, geçmişin Doğan Gazetecilik’i, bugünün Demirören Gazetecilik’i… Nasıl yaptıysa kârını yüzde 208 artırmış.
Bir de zarar yazan şirketler var. Tahmin edebileceğiniz gibi sayıları hiç de az değil. Moodys’in “En riskli Türk şirketi” dediği Yaşar Holding’in bünyesindeki Pınar Et’in kârı yüzde 11, Pınar Süt’ün kârı yüzde 73 daralmış. (Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Feyhan Yaşar, Capital dergisinin son sayısında Moodys’in raporunu “Yanlış anlaşılma var” şeklinde yanıtlıyor.)
Telekomda da rüzgâr tersten esiyor: Turkcell’in kârı üçüncü çeyrekte yüzde 34 daraldı. Ama asıl sürpriz Türk Telekom'da: Üçüncü çeyrekte şirket 2.8 milyar TL zarar yazmış. 9 aylık toplam zararı 3.6 milyar TL’ye çıkmış.
İyi Parti Milletvekili Ümit Özdağ, önceki gün şöyle soruyordu: "Türk Telekom, özelleştirilmenin 13 yıl sonrasında zarar rekoru kırdı. 9 ayda elde ettiği zarar 3.6 milyar TL. 2005 yılındaki % 28.5, yani 2.8 milyar TL kârdan buraya nasıl gelindi?" Sahi nereden çıktı 3.6 milyar liralık zarar?
Tahmin ettiğiniz gibi döviz cinsi borçlardan. Türk Telekom’un, büyük kısmı dolar-euro cinsinden dağ gibi borcu var. Ağustos ayında yaşanan kur krizi sonrasında Türk Telekom’un borcu kanatlandı; şirket üçüncü çeyrekte 5.1 milyar TL net finansal gider kaydetti. Toplam borcu 18 milyar TL’ye çıktı...
Dile kolay, 18 milyar TL… Nereden çıktı bu borç?
Bu soruyu kalem kalem yanıtlamak mümkün değil. Ama Türk Telekom’un özelleştirmede satın alan, Lübnan Başbakanı Hariri’nin aile şirketi Oger’in bu tutarda büyük pay sahibi olduğu aşikar.
Türk Telekom, Oger’den önce, Ümit Özdağ’ın söylediği gibi kârlılığı yüksek bir şirketti. Oger döneminde kârıyla borçlarını ödeyeceğine, temettü dağıtmayı, yani hissedarlarına kâr transferi yapmayı tercih etti. Oger, Türk Telekom’un temettülerini ne yaptı? Bankalara olan kredi borçlarını mı ödedi? Bu sorunun cevabını bugün artık biliyoruz: Oger, temettüleri bilmediğimiz başka alanlarda kullandı. Oger’e verilen krediler battı. Ekonominin etkinliğini artıracağı söylenen bir özelleştirme böylece sistemin ortasında bir saatli bombaya dönüştü.
Sezar’ın hakkı Sezar’a: Türk Telekom’un borcu sadece geçmişten kalanlardan ibaret değil. 18 milyar TL’lik borçta 4.5G ihalesi sırasında devlete karşı üstlenilen yükümlülüklerin de payı var...
Akla gelen başka bir soru: Türk Telekom neden TL değil de döviz borcu aldı? Şirket yöneticileri, Türkiye’nin kronik bir cari açık sorunu bulunduğunu, cari açığın patladığı dönemlerde doların da patladığını bilmiyor muydu?
Bu soruya yönelttiğim bazı uzmanlar, işlerin iyi gittiği dönemlerde bile dolar kredisi ile TL kredisi arasında ciddi faiz farkı bulunduğuna dikkat çektiler. Türkçesi: Türk Telekom, daha az faiz ödemek için dolar-euro borcu aldı.
Bazı uzmanlar ise uzun vadeli yatırım kredilerinin ancak yurtdışı piyasalardan bulunabildiğini hatırlattı…
Yine de bence. fay hattında bulunan bir ülkede depreme dayanıksız ev yapmak ne kadar saçmaysa, kriz hattında bulunan bir ülkede döviz cinsinden milyarlarca dolar borç almak o kadar saçmaydı.
Ve geldik en önemli soruya: 18 milyar TL borç nasıl ödenecek? Gelecek Haziran’da Türk Telekom’un 500 milyon dolarlık tahvil itfası var mesela. Nasıl kalkılacak altından?
Bu sorunun cevabı, Türkiye’nin dış politikada izleyeceği rotaya bağlı, dersem, ne alaka, diyeceksiniz haklı olarak. Açıklamaya çalışayım...
Eğer dolar önümüzdeki dönemde 5.5 seviyelerinde kalırsa Türk Telekom için sorun yok. Çünkü şirket, vatandaşa cep telefonu, internet satarak iyi para kazanıyor. Bu işlerden elde ettiği gelirler, yılda 8-10 milyar TL’yi buluyor. Eğer krizin “en kötüsü” geride kaldıysa, Türk Telekom iki yıllık kârıyla borçları ödeyebilir.
Peki ama ya Türkiye uluslararası arenada ağır sıklet ülkelere karşı yeniden atar-gider politikası izlemeye başlarsa?...
Garip ama gerçek: Türk Telekom'un ve binlerce özel sektör şirketinin dış borcu, Türkiye'nin dış politikasının yeni çıpası haline gelmiş durumda.