Almanya, Fransa, Norveç, Finlandiya ve Hollanda'nın Türkiye’ye silah satışını durdurması, Türkçesiyle ambargo koyması ne anlam ifade ediyor? Türkiye’nin askeri kapasitesi ambargolardan ne kadar etkilenir?
Bu sorunun yanıtını bulmak için Türkiye’nin bu ülkelerden ne kadar silah ithalatı yaptığını inceleyelim. İsveç merkezli Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün veritabanına göre 2000-2019 arasında Türkiye’nin silah ithalatının ülkeler bazında dağılımı şöyle:
Görüldüğü gibi Almanya dışındakilerin, Fransa dahil, Türkiye’nin silah ithalatında pek bir yeri yok. Almanya ise farklı.
Almanya, AB ile aramızda bahar yellerinin estiği 2005-2010 döneminde Türkiye’nin en önemli silah tedarikçisiydi. 2005 yılında Türkiye bu ülkeden 602 milyon dolarlık silah alımı yaptı ki, bu tutar toplam ithalatın yarıdan çoğunu oluşturuyordu. 2006 ve 2007’de de toplam silah ithalatının yarıdan fazlası Almanya’dan yapıldı.
2010 yılından sonra Almanya’dan ithalat hızla geriledi. 2016’da sadece 2 milyon dolarlık ithalat yapıldı.
2010’dan sonra Türkiye’nin silah ithalatında Almanya’nın payı azalırken Amerika’nın payında hızlı bir artış yaşandı. 2009’da Amerika’dan sadece 11 milyon dolarlık silah alımı yapılmışken, 2011’de başlayan artış bu ülkeyi Türkiye’nin başlıca silah tedarikçisi konumuna yükseltti. (“Yeniden yükseltti” demek daha doğru. Çünkü 2000’lerin başında Amerika yine Türkiye’nin en büyük silah tedarikçisiydi.)
Tablo 2019’u kapsamıyor. İçinde bulunduğumuz yıl S-400 alımlarına paralel olarak Rusya’nın payında büyük bir sıçrama yaşanacağını söylemek yanlış olmaz…
Ambargoların etkisini anlamak için Türkiye’nin yurtdışından hangi silahları aldığını bilmek de önemli. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne dönelim. Bu kez bakacağımız yer, Türkiye’nin ithal ettiği silahların türü.
Türkiye’nin ithal ettiği silahlar arasında son dönemde 7 kategori öne çıkıyor: Savaş uçakları, zırhlı araçlar, ağır silahlar, motorlar, füzeler, sensörler ve savaş gemileri. Bunlar Türkiye’nin ya üretemediği (Savaş uçağı, motorlar gibi) ya da teknolojide geri olduğu kategoriler (Mesela füzeler.)
Türkiye geçen yıl dünyanın en büyük 13. silah ithalatçısıydı. Bu yıl S-400 füzeleri için ödenecek 2 milyar doların Türkiye’yi sıralamada hızla yükselteceği tahmin ediliyor. Bu yıl Türkiye’nin dünyanın en çok silah alan 5 ülkesi arasına gireceğini söyleyenler bile var…
Türkiye 1988 yılında gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde 2.9’unu silah harcamalarına ayırıyordu. Bu oran aradan geçen 40 yılda azaldı: Bugün gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 2.5’ini silaha ayırıyoruz. Ama oransal gerileme yanıltmasın: Gerileme, ekonomideki hızlı büyümeden kaynaklandı. Silah harcamaları aslında nominal olarak ciddi şekilde arttı. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne göre Türkiye’nin silaha harcadığı para 1988’de 6.7 milyar dolardı. Bu tutar 1992’de 10 milyar doları geçti. 1997’de 13 milyar dolara, 2000’de 14.7 milyar dolara yükseldi.
AKP’nin ilk döneminde silah harcamaları hafifçe gerileyerek 12 milyar dolara indi. 2009’da yeniden 13 milyar doları geçti. 2015’te 14.3, 2016’da 16.6, 2017’de 17.8’e yükseldi. 2018’de ise büyük bir artışla 22 milyar dolara çıktı.
Verileri gözden geçirirken akıldan çıkarmamız gereken bir gerçek var: Silaha harcanan her bir fazladan kuruş, eğitime, sağlığa harcanabilecek paradan tasarruf edilmesi anlamına geliyor. Türkiye belki son 20 yılda silah sanayinde sıçrama yaptı (TSK bugün silah ihtiyacının yüzde 70’ini yerli kaynaklardan karşılıyor) ama eğitimde geriledi…