İnternet gezinmelerimde bence çok ilginç ve çok şey düşündüren bir müze ile karşılaştım. Yaklaşımı, işlevi, içeriği, tarzı ve birikimi beni öylesine etkiledi ki, bu müzeyi birlikte dolaşalım, herkes duysun, görsün, faydalansın istiyorum.
Sanal bir müze bu: https://tr.2mi3museum.com/1800'lü yıllardan bu yana Türkiye'de yaşayan, fotoğraflarıyla, koleksiyonlarıyla, oyuncaklarıyla, aile yadigârlarıyla, Rum, Ermeni ve İtalyan asıllı üyelerden oluşan bir ailenin müzesi.
Sözlü tarih çalışmalarının sunulduğu bir toplantıda duymuştum şu düşünceyi:
"Bizim bir tarihimiz vardır. Birileri bizim tarihimizi yazar ve oluşturulmuş bir tarih tutuşturulur elimize. Oysa çağımız olanakları o kadar çeşitlendi ve zenginleşti ki tek tek bireylerin veya ailelerin en küçüğünden büyüğüne bütün aidiyetlerinin tarihleri ayrı ayrı yazılarak oluşturulmazsa, bilin ki bizim tarih sandığımız o büyük belirlemelerin bir tarafında eksik, yanlış şeyler vardır."
Müzeyi, kafamda hep bu cümlelerle sayfa sayfa dolaştım. Bence çok iyi bir şey yapmışlar. Hem kendi aile tarihlerini hem de yaşanan dönemleri, mekânları, olayları birçok özelliğiyle ve bilgisiyle belgeleyip besleyen, bütün aileler için önerilecek bir iş yapılmış. Bu tür müzelerin çoğalıp yan yana gelmesiyle, belki daha birçok yatay ilişki kurulacak; sahici, canlı, merak uyandıran, birikimlerinden yararlanılan başka bir tarihin sahibi olunacak, bilinmeyen veya kaybolmuş bilgilerin üstündeki bazı örtüler kalkacaktır.
Aile, müzede kendi birikimleriyle ilgili birçok alt başlıkta tanıtımlar ve derlemeler yapmış; bunun yanı sıra dönemlerine ilişkin önemli ipuçları taşıyan tasniflemelerde de bulunmuş. Aile fotoğraflarından yola çıkarak döneminde çok etkin fotoğraf stüdyolarını (örneğin İstanbul'daki ilk kadın stüdyo fotoğrafçısını) da bize tanıtmış.
2mi3museum temel amaçlarını şöyle açıklamış:
* İstanbul'daki gayrimüslim kültürünü bir aile müzesi üzerinden anlatmak.
* Aile içerisinde bahsi geçen sözlü tarihi, araştırmalarla belgeli hale getirmek ve bu bilgileri toplumla paylaşmak.
* Aileye dair belge ve fotoğrafları paylaşarak, başka projelere kaynak olmak.
* Bireyleri, kendi aile tarihlerini araştırmaları için cesaretlendirmek, aile e-müzeleri açmalarını sağlamak ve bu e-müzeler arasında aile bağlarını incelemek.
* Ailenin yaşadığı yerlerin belirlenmesi ve fotoğrafların paylaşılmasıyla kent mimari hafızasının gelişimine katkıda bulunmak.
* Farklı döneme ait obje ve koleksiyonları paylaşarak yaşam tarzının ve ilgi alanlarının nasıl değiştiğini göstermek.
Müzede neler var neler. Vafiadis ailesi, Sanzoni ailesi, Koulurgioti & Koskeri aileleri, olaylar, haritalarla yaşanılan yerler, kullanılan arabalar, videolar, fotoğraflar, fotoğrafların çekildiği stüdyolar, hatıralar, yadigârlar, figürler, koleksiyonlar...
Bu yaklaşıma sahip çok sayıda ailenin sanal müzelerinin olması dileğimiz. Bu sayede ülkemiz coğrafyasının zenginliğinde ve renklerinde dolaşma ve tanışma şansına sahip olabileceğiz. Tümümüz zaten, bulunduğumuz noktada bu zenginliğin bir parçasıyız ama değerlerimiz ve bilgilerimizin-belgelerimizin birleştirilmeye, bütünleştirilmeye, iletişime ihtiyacı var.
Birkaç fotoğrafla müzede birlikte gezinelim. Fotoğraflar bu yazının hazırlanmasında, bilgilerinin ve fotoğraflarının derlenmesinde katkılarını esirgemeyen Dimitri Vafiadis arşivindendir. Kendisine teşekkür ediyorum.
"Geçmişe gitmek, 100 yıl geriye. Hiç büyük büyükannenizin çocukluk fotoğrafını gördünüz mü? Bu fotoğrafta Ermeni asıllı büyük büyükannemiz Ashen 10 yaşında ve siyah elbisesi, kolyesi ve upuzun siyah saçlarıyla poz vermektedir. Fotoğraf Nicholas Andriomenos stüdyosunda çekilmiştir. Ashen'in büyümüş olduğu Aksaray, İstanbul'un eski semtlerinden biridir. Ashen, teyzesi Luisa tarafından yetiştirilmiştir ve eniştesi de deniz kenarında bulunan dönemin ünlü ‘Çakır'ın Restaurantı'nın sahibidir."
Fotoğraf stüdyolarının tarihi, aynı zamanda orada fotoğrafları çekilenlerin, dönemin ve mekânın da tarihidir. Fotoğraflar, üzerlerinde gösterdikleriyle aileye ait bilgiler taşıdığı kadar, çekildiği stüdyonun ortamı ve dönem ile ilgili de birçok bilgi veriyor. Arkalarındaki bazen bir damga veya birkaç satırlık yazı da fotoğrafta görünmeyen başka hikâyelere, duygulara, mekânlara dair ipuçlarını tutuşturuveriyor elimize; takip etmek isteyene yeni bilgilere, mekânlara, hayatlara, tarih kapıları açmaya hazır olarak. Müzede bu tür fotoğrafların onlarcası görülebilir. Nicolas Andriomenos Stüdyosu, Photo Yeni Dounia, Foto Palas, Foto Cumhuriyet, Foto Saray, Foto Galatasaray, Foto Şehir, Foto Edirne stüdyolarına ilişkin bilgiler edinebiliyor, hem de ailenin bu stüdyolarda çekilmiş fotoğraflarını izleyebiliyoruz.
"Fotoğrafta gördüğünüz kalem düğünde kullanılan kalem. Bu sedef takım, ailenin sürekliliği içinde yer alan Hurmuzios ve Ahsen'in evlilik törenlerinde belgeleri imzaladıkları kalemin de bulunduğu, manevi değeri çok yüksek bir aile yadigârı. Takım; bir kalem, bir mektup açacağı ve bir kitap ayracından oluşuyor. Takımın tarihinin daha önceki yıllara ait olabileceği ve Kudüs'ten getirtildiği düşünülüyor. Çünkü Hristiyanlar için Kudüs'ten getirtilen bir kalemle evlilik belgelerini imzalamanın özel anlamları olabilir. Setin işlemelerinde kutsal ruhu temsil eden kırmızı gözlü güvercin ve kalemlikte çiçek motifleri yer alıyor."
1950 yılı. Araba Aleko Vafiadis'in. Amcası Minas ve arkadaşlarıyla Sandalyeciler sokakta.
"Aleko arabalara tutkuluydu, sürmeyi severdi, onlarla fotoğraf çektirir, değiştirir, bir başkasına sahip olurdu. Hurmuzios da arabalara çok düşkündü ama kendisinin araba kullanmayı bilmediğini, bu yüzden bir özel şoförü olduğunu biliyoruz. Aleko'nun arabalara olan tutkusu çocuklarına da geçti. Fotoğrafta gördüğünüz Dodge, 1950'lerde İstanbul sosyetesinde çok tercih edilen bir Amerikan arabası. Arabanın önünde Vafiadis ailesinin çeşitli ülkelere yaptığı seyahatlerde satın aldığı çok değişik armalar gözüküyor. Bundan, bu arabanın bu seyahatlerde de kullanıldığı anlaşılıyor. Aleko için araba değiştirmek ve kullandığı arabayı süslemek önemli idi. Plaka da döneminin izlerini taşıyor ve günümüzdeki plaka yazıları sistematiğinden çok farklı. Fotoğraf Vafiadis ailesine ait Sandalyeciler Sokak'taki Küçük Yeni Han önünde çekilir. Han Hurmuzios'un ölümünden sonra satılır. Aleko'nun kuzeni Leonidas'ın ve Vafiadis'in atölyeleri de aynı sokaktadır."
Ailenin seyahatlerine ilişkin çok sayıda anı ve fotoğraf da sitede görülmekte. Bu fotoğrafların her biri, dönemine, gidilen yere, yolculuğa ve yola dair ipuçları da taşımakta.
"Marsilya' da bir cafede dinlenme anı. Konum hakkında çok bilgi yok ama dikkatli bir göz Aleko'nun fotoğraf üzerine yazılmış, sonrasında silinmiş Cafe Robinson yazısını görüyor. Fotoğraf aile üyelerini Marsilya seyahatinde bir dinlenme anında bir arada gösteriyor, yanı sıra beyaz ceketli garson, eli çenesinde düşünceli kadın, başka öyküleri ve yaşamları da bize gösteriyor."
Baytekin Kara kimdir? Baytekin Kara, 1956 yılında doğdu. 1978 yılından bu yana fotoğrafla ilgili. Çok sayıda fotoğraf etkinliğinde yer aldı, editörlük ve küratörlük yaptı. Özelde Fotoğraf, genelde kültür sanat alanının örgütlenme çalışmalarında aktif görevler aldı. İşçi kültür Derneği Kartal Şubesi Başkanlığı, İFSAK Yönetim Kurulu üyeliği, TFSF Yönetim Kurulu Üyeliği ve ANAFOD kurucu başkanlığını yaptı. Halen fotoğraf projelerini ANAFOD’ da gerçekleştiriyor. Son dönemlerde coğrafyamızın fotoğraf birikiminin derlenmesine yönelik çalışmalara yoğunlaştı, fotoğrafa dair araştırmaları ve yazıları yayımlandı. |