Endişeli modernlerin hemen ardında, en eğitimli, geliri en yüksek, kentli değerlere sahip olan ülkedeki ikinci hayat tarzı kümesi olan muhafazakâr modernler, gündelik yaşam ritminde ise oldukça kentliler. Muhafazakâr modernler kültürel ve sosyal etkinliklere, kadınları da dâhil olmak üzere yüksek oranda katılan bir grup olarak göze çarpıyor. Lokantaya, konsere, sinemaya veya tatile gitme konusunda en aktif grup olan endişeli modernler ile aralarında çok da büyük bir fark bulunmamakta. Diğer yandan, konu yılbaşına gelince kutlamaktan nispeten uzak duruyorlar. Bu kümenin erkekleri evin gıda alışverişini yapıyor, hatta zaman zaman evde yemek dahi yapıyor. Aile olarak, semt pazarından ziyade süpermarketleri tercih ediyorlar. Bu küme yaşam biçimlerine interneti en fazla sokan grup olarak da göze çarpıyor; bankacılık hizmetleri ve hatta gıda alışverişini internetten yapma konusunda ilk sırayı alıyorlar. Muhafazakâr modernlerin diğer bir belirgin özelliği tasarruflarını değerlendirmede ortaya çıkıyor. Yatırım amaçlı her türlü aracı kullanan bu kümenin sahiplik oranları ile gelir seviyesinin paralellik göstermemesinden harcamayı değil, tasarrufu tercih ediyorlar sonucunu çıkarabiliriz. Bu küme politika, sosyal dernek veya çevre koruma konularında en aktif küme olarak göze çarpıyor. Bu veri ayrıca kendi yağında kavrulan yeni zengin ve eğitimli kitle olmaktan ziyade politik bir söylemin de bir araya getirdiği ve oldukça aktif ve hareketli bir grup olduğunu işaret ediyor. Muhafazakâr modernlerin eğitim seviyeleriyle paralellik gösteren iletişim alışkanlıkları var. Haberleri televizyon yerine gazete veya internetten alma konusunda ülke ortalamasının hayli üstünde bir tablo çiziyorlar. Toplumun yaklaşık dörtte üçü kitap okumaz ve internete girmezken, muhafazakâr modernlerin yarısı “kitap okuyorum” diyor, % 60’ı interneti kullanıyor ve % 88’i gazete okuyor. % 20’sinin ilk gazete tercihi Zaman iken, bu oran Hürriyet için % 10, Sabah için % 12’de kalıyor. Vakit ve Yeni Şafak gazetesini okuyanların önemli kısmı bu kümede yer alıyor. Ülke genelinde popüler olan Kanal D, Show ve ATV’nin yanı sıra, Samanyolu ve Kanal 7 de bu kümeden ilgi görüyor. Yani gazete ve televizyon kanalı tercihleri dünya görüşleri ve politik duruşlarıyla ilişkilendirilebilir bir görüntü teşkil ediyor. Diğer yandan % 18 ile ikinci sırada en fazla NTV izleyenler de bu grupta yer alıyor. Yarısı apartmanda oturan muhafazakâr modernlerin % 14’ünün yazlığı var. Bu oranın Türkiye ortalamasında % 6,6 olduğu düşünülürse hayli yüksek bir refah seviyesine işaret ettiği sonucunu çıkarabiliriz. % 70 Oranında kredi kartı, % 65 oranında da bulaşık makinesi sahipliği yine muhafazakâr modernleri en zengin ikinci küme statüsüne taşıyan özelliklerden. Bu kümedeki kadınlar makyaj yapıyor, modayı takip ediyor. Ancak “mayo giyme” sıklığı eğitimlerinden daha çok muhafazakârlıkları ile paralellik gösteriyor. Şimdiye kadar anlatılanlardan tahmin edilebileceği gibi, bu küme hayli dindar insanlardan meydana geliyor. Muhafazakâr modernlerin % 62’si kendini dindar olarak tanımlıyor, orucunu, namazını çok kaçırmıyor. Kadınların yarıya yakını başörtüsüyle örtünürken, üçte biri örtünmüyor. Türbanla örtünenlerin oranı ise % 19’lara geliyor. Ak Parti’nin lokomotifi muhafazakâr modernler Muhafazakâr modernlerin yarısı geçen seçimde Ak Parti’ye oy vermiş. Bu oran MHP için % 10’da, CHP için ise % 8’de kalmış. Yeni bir genel seçimde ise Ak Parti’ye destek oranı daha da yükseliyor; şimdi bu kümenin % 68’i Ak Parti’ye oy verecek olarak gözüküyor. Hayli politize ve aktif olan muhafazakâr modernlerin % 23’ü bir partiye üye olmuş. Diğer bir deyişle kümedeki her dört kişiden biri, bir siyasi partiye üye olacak kadar yakından siyasetle ilgileniyor. Muhafazakâr modernlerin siyasi tercihlerini, yaşam tarzları, değerleri, algı ve beklentilerini, eğitim ve çalışma durumlarıyla bir arada ele aldığımız özel bir değerlendirme yapabiliriz. Bu veriler ışığında bu küme, kitle partisi özelliği taşıyan Ak Parti’nin seçmen kitlesinin lokomotifi olarak göze çarpıyor. Muhafazakâr modernler, sanayi toplumu tanımlarıyla veya bizdeki gündelik politik söylemdeki yaygın varsayıma, modernlik ve muhafazakârlığı zıt kutuplara koyan ezbere hiç uymuyor, hatta bu ezberi ciddi biçimde bozuyor. Muhafazakâr modernlerin profili, bir taraftan tek modernlik tanımı olmadığını, modernliğin kimsenin tekelinde olmadığını savunanları teyit ediyor. Diğer bir taraftan, eğitimli, modern yaşam biçimini benimsemiş ama muhafazakâr düşünen ve davranan kesimin ne sayısal açıdan ne de toplumsal dinamik olarak hiç de azımsanabilecek bir kitle olmadığını da gösteriyor.