Ülkemizde ata sporu dendiğinde akla güreş, milli spor dendiğinde ise futbol gelir. Lakabı "Cep Herkülü" olan Bulgaristan Türklerinden Naim Süleymanoğlu, ana vatan Türkiye'ye iltica talebinde bulununcaya kadar, halter ülkemizin seyirci olduğu bir spor dalıydı.
"Cep Herkülü Naim"in yapımcı koltuğunda oturan ve Dijital Sanatlar Yapımevi'nin sahibi olan Mustafa Uslu'yu, "Ayla", "Çiçero", "Türk İşi Dondurma" gibi geniş bütçeli dönem ve "Müslüm" gibi biyografik filmlerinden tanıyoruz. Halter sporuna dünya çapında başarılarıyla damga vurmuş sporculardan birisi olan Naim Süleymanoğlu, yapımcı Mustafa Uslu'nun ticari zekasıyla, son film projesinin iyi bir zamanlamayla odak noktası olmuş.
Film, Cep Herkülünün çocukluğunun bir kısmını geçirdiği Bulgaristan Mestanlı'da başlıyor. Babası Süleyman (Yetkin Dikinciler) belediye otobüsü şöförü, annesi Hatice (Selen Öztürk) ev hanımıdır. Sosyalizmin egemen olduğu Bulgaristan'da, Naim (Hayat Van Eck), küçük kardeşiyle birlikte kaçak olarak yüzmeye gittiği havuzda, halter sporu için yeni isimler arayan genç antrenörün dikkatini çeker ve Naim'i, Kırcaali'de halter antrenörü olan Enver Türkileri'ye (Gürkan Uygun) götürür. Genlerinde taşıdığı haltere yönelik yetenek, Naim Süleymanoğlu'nun başarı merdivenlerini hızla çıkmasına ve Bulgaristan Halter Milli Takımı'nın ve Sofya'nın da yolunun açılmasını sağlar; Bulgaristan hükümeti ona ev ve araba da tahsis eder.
Görünürdeki bu ayrıcalıklı yaşam, Bulgaristan Devlet Başkanı Todor Jivkov'un 1984 yılında, Türklere yönelik yasaklayıcı ve asimile edici politikalarıyla son bulur: Türkçe konuşmak yasaklanmış, camiler kapatılmıştır. Naim'in yaşamında fırtınalara yol açan bu süreç, Türk azınlığın, annesi, babası ve kardeşlerinin isimlerinin Bulgar isimleriyle değiştirilmesi ve bardağı taşıran son damla ise, Naim Süleymanoğlu'nun isminin zorla Naum Shalamanov olarak değiştirilmesi olur...
Mustafa Uslu, popüler ve ticari filmler üretmekte dikkat çeken bir yapımcı. Bu tarz sinemanın ülkemizin ortalama seyircisi üzerinde yaratacağı etkileri iyi hesap ediyor ve buna uygun bir anlatımı beceriyle filmlerine monte ediyor: duygulara hitap eden, tüyleri diken diken eden damardan bir sinema anlatımıyla... Şüphesiz bu etkiyi oluşturmaya film müzikleri de özenle eşlik ediyor.
Uslu, "Cep Herkülü Naim" filmini yapmasında, 1988'de komşularının toplanarak seyrettiği Naim'in yarışmaları sonrasında elde ettiği başarılar nedeniyle birbirlerine sarılmalarından etkilenirken; Naim'in annesini oynayan Selen Öztürk ise çekimler için Bulgaristan'a gittiklerinde ve filmde anlatılan olayları yaşamış gerçek insanlarla tanıştığında, büyük bir duygu yoğunluğu içine girmiş ve çok etkilenmiş.
"Cep Herkülü Naim"in büyük bölümü, Naim'in doğduğu ve büyüdüğü Bulgaristan'da geçiyor. Bunun anlaşılabilir nedenlerinin başında, Bulgaristan'da kentsel dönüşüm olarak başlayıp, rantsal dönüşüme ulaşan bir sürecin yaşanmaması ve tarihsel geçmişi yansıtan atmosferin devam etmesi olarak düşünülebilir. Bu süreç biraz uzarken, Naim'in Türkiye'de 2017 yılında karaciğer yetmezliği nedeniyle ölümüne kadar geçen süre ise oldukça özet olarak filmde yer alıyor.
Dönem filmleri ve biyografik filmler, sinemanın ortaya çıkış sürecinden de beslenen belgesel sinemanın ilkelerinden faydalanır. Bu bağlamda gerek olay örgüsünün gerçeklerle örtüşmesi, gerek mekanların betimlenmesi ve gerekse de karakterlerin yaratılmasında oldukça dikkatli ve özenli olmak gerekir. Film bu açılardan ortalama bir başarı yakalamış görünse de, yönetmen Özer Feyzioğlu'nun özellikle karakter oluşturmada aynı özen ve dikkati göstermediği gözden kaçmıyor.
Naim'in, 1986 yılında Avustralya, Melbourne'de Dünya Halter Şampiyonası sırasında kaçma ve Türkiye'ye iltica etme sürecinde başrolü oynayan kişilerden Rasim (Renan Bilek) karakterine gösterilen özen, dönemin Başbakanı Turgut Özal'ın danışmanı olan ve Naim'in Londra'dan ülkeye getirilmesinde Özal'ın danışmanı gazeteci Can Pulak'la birlikte önemli bir görev üstlenen ve kendisini yakından tanıma imkanım olan Selim Egeli'den esirgenmiş!.. Kibar, gusto sahibi bir centilmen ve güçlü saçları olan Egeli, saçsız bir oyuncu tarafından, özensiz ve sıradan biriymiş gibi yansıtılmış. Diğer yandan biyografik filmlerin dayanak noktalarından olan gerçek karakterlere, ihtiyacı giderecek şekilde özensizce yer vermenin ‘biyografik’ bir film projesi için sığ bir yaklaşım olduğunu belirtelim.
Ayrıca Naim'e ABD'de yaşam teklif eden karikatür lezzetindeki Amerikalı yetkili tiplemesi ise, ABD'yle sorunların filmler aracılığıyla çözümlenmemesi gerektiğini yeniden hatırlatıyor. Özetle, "Cep Herkülü Naim"in cast seçiminde, başroller haricinde sınıfta kaldığını iddia etmek abartı olmaz...
Naim Süleymanoğlu, elde ettiği başarılarla hem ülkemize mal olmuş bir karakter, hem de Bulgaristan'da yaşayan Türklere karşı yapılan asimilasyonun sona erdirilmesinde ve yapılan zulmün dünyaya duyurulmasında, Birleşmiş Milletler'de de konuşma yaparak soydaşlarının sesi olmuş önemli bir figür... Aynı zamanda Naim, 1988'de Time Dergisi'ne kapak da olmuştur. Film, salt dünya çapında tanınan bir sporcunun kişisel öyküsünü ve başarılarını anlatmakla kalmayıp, aynı zamanda siyasi mesajlara da göz kırparken; Çetin Altan'ın deyimiyle "Türk'e Türk propagandası" yapmayı da ihmal etmiyor.
Yönetmen Özer Feyzioğlu, zor bir projenin sinema diliyle ifade edilmesine soyunmuş ve popüler sinemanın sınırları içinde zaman zaman melodrama dönüşen filminde ortalama bir başarı tutturmuş. Filmin yaratıcı kadrosunda senaryo yazarı Barış Pirhasan ve kurgu yönetmeni Mustafa Presheva'nın isimleri dikkati çekiyor. Özellikle Preshava'nın filme katkılarının altını çizelim. Diğer yandan Onur Saylak'ın yönettiği "Daha" (2017) filmiyle dikkati çeken Hayat Van Eck'in, Naim'e olan benzerliğiyle ve oyunculuk performansıyla filmin oyuncuları arasında öne çıktığını da ekleyelim.