Ahmet Hakan’a "İstersen seni sinek gibi ezeriz. Bugüne kadar merhamet ettik de hala hayatta kalabiliyorsun" cümlesiyle (ki birçok insan onu bu sözleriyle tanıdı) ironi yaptığını, “Kabataş olayının kurguydu, o dönem kendi gazetem dahil bunu iyi yönetemedi” diyen Cem Küçük, bu kez AKP’li RTÜK üyelerine yönelik ağır iddialarda bulunuyor, RTÜK’e “paralelin yatağı” diyerek lağvedilmesini istiyor.
”2016 yılı içinde RTÜK’ün lağvedilmesi kesindir. Ankara’da bu konuda hazırlıklar tamamlanmak üzere” diyor.
“RTÜK ve BTK’nın bürokratik kadrolarının yüzde 90 ila 95 oranında Fethullahçılardan müteşekkil olduğu resmi istihbarat raporlarına bile yansımış durumda.” diyor.
Değişen RTÜK kanunu da bir işe yaramadı anlaşılan.
Bütün bunların öncesindeki “sansür” meselesine bakalım:
ATV, Kanal 24 ve A Haber bir süredir. “YSK ve RTÜK Sansürüne Hayır” logosu ekranlarında 7/24 sabit duruyor. Peki neyi protesto ediyorlar?
A Haber ve ATV’ye, YSK tarafından, seçim dönemine ilişkin yayın ihlallerinden dolayı kesilen cezalar nedeniyle RTÜK’ü protesto ediyorlar.
Cezaların içeriği ve doğru olup olmadığı ayrı bir konu ama RTÜK’ün lağvedilmesi fikri çok yanlış. Eğer ki içerisinde Küçük’ün iddia ettiğine dair şeyler varsa, oluyorsa; ilgili kişiler görevden alınır...
Ancak RTÜK’ün komple tarihe gömülmesi düşüncesi kabul edilemez.
RTÜK, bu ülkede çok yanlış cezalar da kesti. “Yahu RTÜK, artık elini ahlak bekçiliğinden bir çek “Allah” aşkına!” minvalinde çok fazla yazı da yazdım.
O zamanlar kimsenin sesi çıkmıyordu…
Önemli olan her zaman söylediğim gibi RTÜK’ün siyasetten uzak bağımsız bir yapıda olması gerektiği. Doğru olan bu.
Çünkü televizyon hala en önemli, en güçlü kitle iletişim aracıyken, herkes kendi tahakkümünde olsun istiyor.
RTÜK’ün siyasetten ve film festivallerinin belediyelerden arınmış olduğu günler de benim ütopyam.
Cem Küçük’le ilgili bir link buldum bu arada bir göz atmak isterseniz...