Hani bir reklam filmi var karakterler ellerinde paraları alışverişe saçıyor, şarkısı da aklınıza takılıyor
Sözleri şöyle;
Paraları paraları deli gibi deli gibi saç saç saç çar çur har vur al al al,
Paraları paraları deli gibi deli gibi saç saç saç
Çarçur har vur saç saç saç harvur harvur oh oh oh oh
paraları, paraları, deli gibi, deli gibi, paraları deli gibi saç saç saç
çar çur har vur al; deli gibi, deli gibi saç saç saç
paraları, paraları saç; deli gibi, deli gibi al
deli gibi, deli gibi, deli gibi
çar çur har vur; saç saç saç saç
çar çur har vur; kop kop kop hop hop hop oh oh oh
paraları, paraları, paraları, paraları, deli gibi, deli gibi, saç saç saç
paraları çar çur, deli gibi har vur, paraları deli gibi saç saç saç...
İşte TNT’nin son durumundan sonra aklıma direkt bu eser geldi.
TNT'nin kapanmasının reytingle v.b. ile alakası yoktur; başarısız yönetilmiştir paralar saçılmıştır feci zarar edilmiştir.
Tam da Saç saç paraları etrafa televizyonculuğu; hayt huyt bir televizyonculuk yapılmıştır.
Bu işlerden biraz anlayan biri olarak öngörmüştüm TNT’nin geleceğini…
07.02.2012 tarihli ‘TNT, kimliğini arayan, kafası karışık bir kanal’ yazımda…
Sonra Efe Önbilgin ayrıldı.
Bu kez 15.04.2012’de TNT’de durumlar yine karışık diye yazdım, açıklandığı gibi kendi kararıyla ayrılmadığı aşikardı, yorumlamıştım.
Daha kanal kurulurken hatalar başladı; o starı da alalım bu starı da alalım verelim ne kadar istiyorsa saçalım paraları, yeter ki kanal konuşulsun dendi.
Ama işte televizyonculuk böyle bir şey değil; sadece parayla olmuyor, starlara para saçmakla olmuyor; doğru starı bulup doğru konumlandırmak gerekir.
Tıpkı reklamlardaki gibi siz eğer doğru starı bulup ürünle konumlandıramıyorsanız o star havası elinizde patlar.
Dedektif Memoli gibi artık yeniden sürümü tutmayacağı 5 km’den görünen bir diziye yatırım yaparsanız olmaz.
Televizyoncunun da koku alma yeteneği olmalıdır. Proje kokusu…
Saç saç paraları televizyonculuğu yaparsanız kaybedersiniz!
İyi bir futbol izleyicisiyimdir. Anlarım, takip ederim, çok severim.
Haliyle TRT1’de Euro 2012’yi de takip ediyorum.
Ömer Üründül ve Hikmet Karaman’ın yaşamdan soğutucu, ruhsuz yorumlarından başka bir şikayetim yok.
Bir de futbol izleyicisi iyi rejiden mutlaka zevk alıyordur diye düşünüyorum.
Bizim rejilere hiç girmeyeyim….
Asıl gelmek istediğim konu ise Saha Dışı adlı program.
Birol Güven’den, Mint Yapım'dan yepyeni bir spor programı Euro 2012 boyunca TRT1'de karşımızda.
Şoray Uzun diyorum neden bu kadar ara verdi, diye çok kızıyorum.
O nasıl bir oyunculuk resitalidir, gözlem yeteneğidir.
Kılıktan kılığa giriyor, metinler çok başarılı.
Makyajlar çok başarılı, belli ki çok özeniliyor.
Ceyhun Fersoy zaten Seksenler’deki karakteriyle diziye acayip ivme kazandırdı.
Aynı sözler onun için de geçerli, acayip bir yetenek; bir Mahsun Kırmızıgül taklidi yapmış ki, mutlaka izlenmeli.
Ben derim ki bu program Euro 2012’den sonra da devam etmeli başka bir konsept ile.