Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimi kazanmak için, 160 bin civarında oyu olan, faili meçhul cinayetlerde imzası olan Hizbullah’ın devamı Hüda-Par’ı yanına çekti. Cumhur İttifakı'na katılım konusunda da ilkesel bir sorun yok iki parti arasında.
Şimdi sırada, kendisi hakkında vaktiyle “Erdoğan siyonizmin kasiyeri oldu” diyen Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan’ın 2018’de kurduğu Yeniden Refah Partisi var.
Orada da işler fena gitmiyor gibi…
Erdoğan’ın sır küpü, İBB’den bu yana yanında olan, vekili Binali Yıldırım, Yeniden Refah’ı ziyaret etti. Tabii en kritik konulardan biri, İstanbul Sözleşmesi’ni fesheden AKP’nin bu kez de kadına yönelik şiddetle mücadele kanunu olan 6284’ten geri adım atıp atmayacağı. Zira Yeniden Refah, 6284 sayılı yasanın aile bütünlüğünü bozucu hükümlerinin ayıklanmasını istiyor.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Aydal'la konuştum.
"Biz karşılıklı niyetleri belirttik. Bizim taleplerimize itiraz yoksa sorun yok. Sadece benim dediğim olsun dersek uzlaşma nasıl sağlanacak? Bizimkisi bir seçim işbirliği. İttifak değil. Karşılıklı imzalarla taahhütlerin verildiği bir durum yok. Gündeme gelen konular seçimlerden sonra bir koalisyon olması durumunda karşılıklı imzaya açılabilir" dedi. Aydal'a, Necmettin Erbakan'ın, Milli Görüş hareketinden ayrıldıktan sonra Erdoğan hakkındaki sözlerinin parti içinde sorun olup olmayacağını da sordum. Aydal, "Dünün güneşi ile bugünün çamaşırını kurutamazsınız" yanıtını verdi. Yani Yeniden Refah ile AKP beraber yol yürüyecek gibi...
Binali Yıldırım da aslında Doğan Aydal’ı teyit etti. Yıldırım Yeniden Refah'ın masaya yazılı olarak koyduğu talepleriyle ilgili “Detayları konuşmadık. Ömrünü yerli ve milli sanayiye, ağır sanayiye hasretmiş Erbakan hocamızın misyonunun devamı olan Yeniden Refah Partisi ile çatışacak, ters düşecek bir konumuz olmaz” dedi.
Her ne kadar seçim toz dumanı arasında ilkeler, geçmişte söylenenler, sözler havada uçuşsa da yine de hatırlatmak da fayda var diyorum.
Hafıza şart...
Recep Tayyip Erdoğan, 2022’de AKP’nin özerk kadın örgütlenmesi olan KADEM’in 4.Olağan Kongresi’nde kadına yönelik şiddetle mücadele kanunu olan 6284 için “devrim” demişti. Hatta İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesini “Ailenin Korunması ve Kadına Şiddet’le ilgili yasa zaten var” sözleriyle savunmuştu.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık Twitter hesabından net tavır koydu ve dedi ki “6284 sayılı kanunun ruhuyla ve mevcudiyetiyle varlığı son derece önemlidir. Varlığının tartışmaya açılması dahi bizce kabul edilemez" diye yazdım.
KADEM’in kurucu başkanlığını yapan, AKP İstanbul Milletvekili Emine Sare Aydın'a da aynı konuyu sordum. Onun açıklaması da benzerdi:
“6284 hangi ideolojide olursa olsun tüm kadınların kendine kalkan yaptığı bir yasadır, tartışmaya açık değildir. AK Parti’nin de bu konuda geri adım atacağını düşünmüyorum. AK Parti döneminde kazanımlardır bunlar. Bütün kadınlar kalkan olacaktır, geri adım yok” diye konuştu.
Hafıza şart...
Çünkü İstanbul Sözleşmesi, Erdoğan'ın imzasıyla feshedilmeden önce KADEM, Sözleşme'ye sahip çıkmıştı. 16 maddede Sözleşme ile ilgili yalan ve yanlışlara açıklık getirmişti. Ama onlar da daha fazla direnemedi.
Tabii AKP'li kadınlar seçimlerden sonra tablo değişir, köprüyü geçene kadar her şey diye de bakabilir.
DSP Genel Başkanı Aksakal, Parti Meclisi'nden yetki almadan mı Cumhur İttifakı'na katılım arayışında? başlıklı yazımda Demokratik Sol Parti'deki iç tartışmaları yazmıştım.
Daha sonrasında "Demokratik Solcular" isimli grup Kılıçdaroğlu'na desteğini açıklamıştı.
Ancak DSP Genel Merkezi Demokratik Solcular grubunu "kötü niyetlerinden şüphe duymadığımız bazı sözde siyasetçiler" olarak tanımlamıştı.
Aynı yazımda DSP'nin Cumhur İttifakı'nı desteklemesi durumunda istifalar olabileceğini yazmıştım. Gaziantep İl Başkanı istifa etti.
DSP Hatay İl Başkanı Ali Kaya da bana yaptığı açıklamada tavrını net olarak ortaya koydu: "Ben cezaevinde yattım. Cumhur İttifakı söz konusu olursa devrimci kişiliğimi, onurumu DSP için heba etmem. Boşuna mı mücadele ettim. Hele hele MHP'yi desteklemek, öyle bir dünya yok. Önder Aksakal deprem bölgesine geldiğinde düşüncelerimi söyledim. Cumhur İttifakı'nı desteklersek nasıl sokağa çıkacağız, insanlar yüzüme mi tükürsün! 20 yıllık enkazı ortadan kaldırmak lazım. Sosyal adalet diye bir şey kalmadı. İstifa kararı alırsam hem il hem de ilçe yönetimleri, üye kim varsa hepsi istifa edecektir."
2018'de CHP'nin adayı olan Muharrem İnce'nin kurduğu Memleket Partisi'nin kurucuları arasında yer alan Mustafa Kemal Çiçek de partisinden istifa etti. Hem de İnce'yi "Vatandaşlarımızdan 30 milyon bağış geldi. Ancak depremzedelere bir aylık emekli maaşını layık gören" sözleriyle suçlayarak. Aldığım kulis bilgilerine göre Mustafa Kemal Çiçek, CHP'den milletvekili seçilen, istifa edip Memleket Partisi'ne geçen, daha sonra oradan da istifa edip AKP'ye geçen Mehmet Ali Çelebi'ye yakın bir isim. Çiçek'in AKP'den aday olabileceği konuşuluyor.
Son bir not:
Turan Sancakları Teşkilatı Başkanı Halit Gökhan Gül, Cumhurbaşkanı adayının Kemal Kılıçdaroğlu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Mansur Yavaş olduğunu Twitter hesabından açıkladı.
Candan Yıldız kimdir?Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu. Gazeteciliğe HBB’de On’da On Haber Program editörlüğü ile başladı. Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV’de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı. Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı. Avustralya’da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı. “Öteki Sesler” isimli belgesel yaptı. “Dicle’nin Göz Yaşları” ile “Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri” ortak çalışmalarda yazarlık yaptı. T24’le birlikte internet gazeteciliğine adım attı. |