Millettin Sesi’nden çok CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderlik sesinin gür çıktığı Balıkesir Mitingi’nin “Erdoğan” demeden, ona karşı çıkışın belki de en güçlü yanı “Bay Kemal”in bir nişane olarak yapı bozuma uğratılmasıydı.
Futbolda Rıza Çalımbay için söylenen “Rıza efendi” neyse siyasette de bunun karşılığı “Bay Kemal”… Aynı damardan besleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her fırsatta küçümseme ifadesi olarak kullandığı “Bay Kemal”i Kılıçdaroğlu bu kez göğsünü gere gere sahiplendi. Sol yanından baktığı “Bay Kemal”i “Ahlaklı, adaletli, emperyal güçlerin önünde diz çökmeyen, avuç açmayan, kadınların haklarını destekleyen” kişi olarak tanımladı ve o kişi “Benim” dedi.
Prompter’a bağlı kalmayarak sahnenin bütünün kullanmaya çalışan, mitinge gelenlerle (sonda da olsa) soru/cevap biçimiyle doğrudan iletişim kuran, yer yer yükselen, sesi gürleşen, bir süre sonra ceketini çıkarıp, gömleğinin düğmelerini açtığı anda isim vermeden Egemen Bağış ve Süleyman Soylu için “Rüşvet alan elçileri iktidar olduğumuzda derhal görevlerinden alacağım. Uyuşturucu baronlarıyla fotoğraf çektirenlere de hesabını soracağım” diyen Kemal Kılıçdaroğlu, sadece alandakilerin değil, milyonların adalet/adaletsizlik duygularına seslendi. Bunu da beden dili ve kurduğu cümlelerle karşı tarafa geçirdi. Çünkü alkış alan bölümlerden biriydi.
Büyükşehir olan Balıkesir ağırlıklı olarak Adalet Partisi, DYP, Anavatan’a oy vermiş bir il. Sonrasında AKP güçleniyor. 9 milletvekilinden 6’sı AKP’den, 3’ü CHP’den. AKP’nin arkasında konumlanan MHP’nin ise esamesi okunmuyor. Yerel dinamiklerin etkili olduğu Balıkesir’de MHP bir dönem İsmail Ok’la oyunu artırmış. İsmail Ok 2019 Yerel Seçimlerinde İyi Parti’nin adayı olarak Büyükşehir Belediye Başkanlığı için yarıştı CHP’nin desteği ile. Kazanamadı. Şimdi ise AKP’de siyaset yapan bir isim. İyi Parti ise MHP’den oy alacağa benziyor. CHP ile aynı sayıda milletvekili çıkarması şaşırtıcı olmaz diyenler de yok değil.
İsmail Ok örneğinde olduğu gibi, yereldeki dengeler, Balıkesirli güçlü iş insanlarının siyasi tercihi ( Yırcalılar, Tellioğlu vs.) seçim sonuçlarında etkili olacak faktörler olarak aktarılıyor yereldeki insanlar tarafından. Gelir kaybı, yoksullaşma, enflasyon gibi nedenler siyasi tercihlerin değişmesinde belirleyici olsa da Balıkesir’deki siyasi iklimin adını muhalefetten yana “Bahar” olarak koymak için henüz erken.
Konuştuğum bir TIR şoförü, CHP’li olduğu için kendisine “Komünist” diyen AKP’li babasının artık AKP’ye sırtını döndüğünü söylese de genel tablo Balıkesir’de de teyit ediliyor. Özellikle orta yaş üstü olup da AKP’den kopanların yeni adresleri henüz yok. Kararsızlar Partisi Balıkesir’de de etkili parti konumunda.
Yine bir Türkiye tablosu olarak 27 yaşında başka illerde balıkçılık yapan bir genç ilk fırsatta yurtdışına gitmek istediğini söylüyor. CHP’li TIR şoförü de “doğduğum topraklar bir yere kadar, çocuklarımın geleceği için ben de Romanya’ya yerleşmeye çalışıyorum” diyor. Anlayacağınız “Gitmek” güçlü duygu… Tabii ki bundan muhalefet ne kadar payına düşeni alır, toplumu özneleştirmeyi hedeflemeyen klasik, köhnemiş siyaset anlayışını ne kadar terk eder seçim süreci ve sonrasında göreceğiz. Kılıçdaroğlu’nun sözleriyle yeniden inşa mı, restorasyon mu muhalefetin yumuşak karnı olacak gibi duruyor.
Gelelim Balıkesir’de post truth (Gerçeklik Ötesi) deneyimime… Konuştuğum 60 yıllık bir esnaf sağcıların ülkenin gerçek sahibi ve asıl çocukları olduğunu söyleyerek “CHP’nin olmadığı bir darbe yok… 15 Temmuz da CHP’nin ürünü. Siz sağcıların bir darbe yaptığını, bir ülkeye kötülük yaptığını gördünüz mü? Bu ülkede refah düzeyi çok yüksek. Ülkemizde işsizlik yok, iş beğenmemezlik var. Fakirler zengin gibi yaşamak istiyor. Yok öyle bir dünya. Zengin işini yapacak parasını alacak. Esnaf olarak pahalı alıp pahalı satıyoruz ne zararımız olacak?” diyor. Bu sohbeti yaparken bir vatandaş araya girdi, “Neden pahalı alıp neden pahalı satıyoruz? Ham maddenin yüzde kaçını dolarla alıyoruz” diye sorunca, konuştuğum 60 yıllık esnafla gerilim bir anda yükseldi. Esnaf, vatandaşı üretmemekle suçladı. Yaklaşık 7 dakikalık sohbette siyasetin bir ikna işi, rasyonelliği güçlü bir silah olduğu tezi aşındı da aşındı. Kutuplaşmanın sağır kıldığı yankı odalarında kimse kimseyi duymadı.
Sözü yine miting sahnesinin asıl aktörü Kılıçdaroğlu ile bitirelim. Kalabalıkta açılan “13.Cumhurbaşkanımız Balıkesir’e Hoş geldiniz” pankartı Altılı Masa’ya bir mesaj olmasa da CHP liderinin vaatleri, sözleri, yapacaklarının uzun listesi onun adaylığının altını daha kalın çizdi. Milletin Sesi mitingleri, Kılıçdaroğlu’nun aday olma ihtimalini daha da güçlendiriyor. Ama Maltepe Mitingi yazımda da belirttiğim gibi, siyasette, hele Türkiye siyasetinde 24 saat uzun bir süre…