Gelecek Partisi’nin Sultanbeyli sınavı önemliydi. Zira AKP’nin 2018 Genel Seçimleri’nde yüzde 68 oy, 31 Mart Yerel Seçimleri’nde yüzde 59 oy aldığı, Refah Partisi’nin (1989) belediye kazandığı, bu nedenle de “gömlek değiştirdikten” sonra da o siyasi geleneğin ilk göz ağrılarından olan Sultanbeyli, göç nedeniyle Kürt nüfusunun da ağırlıklı olduğu bir ilçe.
Gelecek Partisi’nin Sultanbeyli İlçe Başkanı Erol Demir de Ağrılı… Gelecek Partisi olarak seçim startının Sultanbeyli Meydanı’nda verilmesi hem AKP’ye karşı bir gövde gösterisi anlamı taşıyordu, hem de Gelecek’in İstanbul’da hangi sosyolojiye ağırlık vereceğine işaret ediyordu. Ahmet Davutoğlu’nun Meydan’da kurulan sahneye çıktıktan bir süre sonra Kürtçe “Ser seran, ser çavan” yani “Baş göz üstüne geldiniz” sözü de Sultanbeyli sosyolojisine yönelikti.
Parti yöneticilerinin verdiği rakama göre toplanılan alan 8 bin 500 kişiyi alabiliyor. Bariyerlerin gerisini de katarsak 10 bin civarında bir insanın toplandığını söyleyebiliriz. Yine parti yöneticileri “gelenlerin Sultanbeyli halkı olmasına dikkat ettik, il dışından gelen yok gibiydi” diyerek, toplanan kalabalığın “organik” olduğuna vurgu yaptı.
Meydana gelenlerin sayısından ya da sürekli “Başkan” tezahüratı yapan gençlerden olsa gerek Ahmet Davutoğlu heyecanlıydı. Gelen kalabalıkla doğrudan iletişim kuran bir dil kullandı. Akademisyen kimliğinin ötesine geçerek, siyasi lider tonunda konuşmayı tercih etti.
Davutoğlu, AKP’nin kalesinde konuştuğu için olsa gerek, “Yolsuzluklara, haksızlıklara, adaletsizliklere itiraz ettikleri için AKP’nin kendilerini ihraç ettiğini” hatırlatarak, anti propagandalara yanıt verdi. AKP kitlesinin yüzleşmesini sağlamayı amaçlayan bir dille eleştirilerin odağında hem Recep Tayyip Erdoğan ve Binali Yıldırım vardı. Davutoğlu isim vermeden “Bir yüzükle çıkılan yolda servet biriktirmeyenleriz. Gemilerle servet biriktiren değil gemileri yakanlardınız” dedi.
Halkla buluşması sonrası bir grup gazetecinin sorusunu yanıtlarken Ahmet Davutoğlu’nun çok kritik açıklamaları oldu.
Davutoğlu Altı Masa’nın geleceğiyle ilgili endişeli olmadığını belirterek “Bir nehrin yarısına kadar gitmek önemli, yarısına ulaştığınızda geri dönmenin riski karşıya uluşmanın riskinden daha fazla olduğu anda geri dönüş imkansızlaşır. Altılı Masa’nın dağılma riskinin getireceği tahribat, devam etmenin getireceği muhtemel tahribattan daha yüksek olur” ifadesini kullandı.
Seçim sürecinde Altılı Masa ile ilgili ses kayıtlarının çıkarılacağı söylentileriyle ilgili de Davutoğlu net tavır aldı. “Kim ses kaydını alıp bunu siyasi şantaj olarak kullanırsa bu neo FETÖ yöntemidir” diye konuştu.
Türkiye toplumunun aşamadığı, yeni Türkiye’nin inşası konusunda olmazsa olmaz meselelerle ilgili de açıklamalar yapan Davutoğlu “12 İmamı ezbere sayarım. Niyaz duasını bilirim. İlgilendiğiniz konuyu bileceksiniz. ‘Ali’yi Alevilerden daha çok severim’ demenin bir anlamı yok ki… Çok isterim Kürtçeyi öğrenmeyi. Olmadı istediğim kadar. Prens Charles Galce öğreniyor. Bunu ayrılıkçı bir profesörden Galce öğreniyor. Gel de bunu Bahçeli’ye anlat” diyerek Kürtçe’ye ilişkin yasakları, uygulamaları eleştirdi.
7 Haziran-1 Kasım arası ne oldu sorusu bağlamında olmasa da sokağa çıkma yasaklarının sürdüğü Sur, Cizre, Nusaybin gibi ilçelerde yaşananlarla ilgili Davutoğlu “Demokratik hukuk devleti kuralları konusunda hiç taviz vermedim. Benim dönemimde hiçbir kayyım atanmadı. Benim dönemimde Kürtçeye yasak getirilmedi. Bunlar istenmedi mi sanıyorsunuz” dedi ve önemli bir şeyi ekledi: Günü geldiğinde nelere karşı mücadele ettiğimi bir gün konuşuruz.
Davutoğlu, başbakanlıktan ayrıldıktan ve 15 Temmuz’dan bir gün önce 14 Temmuz 2016’da askerlere koruma zırhı getiren yasaya vurgu yaparak devletin güvenlik konseptinin değiştiğini ima etti. Belli ki Başbakanlığı döneminde şahit oldukları konusunda Davutoğlu’nun bildiği çok şey var.
HDP’nin kendisinin de ifade ettiği gibi Altılı Masa’da olmadığını ifade eden Davutoğlu, Cumhurbaşkanı adayı olacak kişinin Kürtlere, Alevilere, MHP’lilere gitmesi gerektiğini söyledi.
Kürtleri Mithat Sancar kadar kendisinin de temsil ettiğini ifade eden Davutoğlu “Gelecek Partisi aynı zaman da Kürt Partisi, Alevi partisi, Türk partisi. Ben bir Türküm, Kürtlerin hakkını ben savunacağım. HDP Genel Merkezi’ne gitmiş tek siyasetçiyim. Hem de Başbakan olarak. Hiç de gocunmadım. Ama dediklerimi dinlemedikleri için, PKK’nın silahlı mücadele çağrısına destek verdikleri için 23 Temmuz’da terörle mücadeleyi başlattım. Daha 40 günlük Başbakanım. Demirtaş ve Buldan’ı Başbakanlık’ta kabul ettim. Tayyip Bey ve birçok arkadaş o zaman ‘aman’ dedi. ‘Muhataplarsa Çözüm Süreci’nde, ben onların ne yapacakları görürüm, tavrımı alırım’ dedim. Çözüm Süreci’nde doğru davransalardı birçok şey değişirdi. Yanlış davrandıklarında da çetin mücadeleyi veririm. Mücadele ederken de demokratik hukuk kuralları çerçevesinde bir mücadeleden söz ediyorum. HDP ile konuşma konusunda benim ve partimin bir rezervi yok.” diye konuştu.
Gelecek Partisi önümüzdeki aylarda da AKP ve MHP’nin kalesi illerde halkla buluşmalara devam edecek.
Candan Yıldız kimdir?Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu. Gazeteciliğe HBB’de On’da On Haber Program editörlüğü ile başladı.Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV’de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı. Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı. Avustralya’da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı. “Öteki Sesler” isimli belgesel yaptı. “Dicle’nin Göz Yaşları” ile “Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri” ortak çalışmalarda yazarlık yaptı. T24’le birlikte internet gazeteciliğine adım attı. |