Sivil toplum kuruluşu Heinrich Böll Vakfı'nın Moskova Demokrasi Programı Koordinatörü Nuria Fahtykhova can güvenliği tehlikesiyle Türkiye'ye geldi. Gazetecilere yaşadıklarını, analizlerini, olasılıkları anlattı. Zira kendisi de eski bir gazeteci.
Kremlin yönetiminin sesi olmayan medya kuruluşlarında çalışan beş gazeteci de Ukrayna savaşı sonrası Rusya'daki baskıların olası sonuçlarından İstanbul'a gelmek zorunda kalıyor. Onlar da nefes almanın nasıl zorlaştığını paylaştılar.
Tatar olduğunu aktaran Fahtykhova Moskova'dan çıkışını anlatıyor:
"Telaşla geldim. İyi kelimesini kullanmıyorum çünkü şok halindeyim. Sabaha karşı 4'te İstanbul'da buldum kendimi."
Ukrayna işgali sonrası Rusya muhalifler için daha zor bir hâl almış. 24 Şubat'tan sonra Putin yönetimi 4 Mart'ta bir yasa çıkarıyor. Yasa, Rusya'nın içteki Ukrayna politikasını belirliyor.
Şahsa özel anayasa değişikliği ile 2036'ya kadar iktidarda kalabilmesinin önünü açan Putin (2024'te yeniden aday olamayacaktı, anayasa referandumu ile yeniden aday olabilmesinin önü açıldı) Çarlık Rusyası hayali ile muhaliflere, medyaya baskıyı artırıyor.
4 Mart yasası ile "savaş" kelimesini kullanmak zorlaşıyor. Zira hapis cezaları getiriliyor. Yani dışarıda Ukrayna'ya içeride de muhaliflere savaş açılıyor.
Öyle ki eylemlerde savaş kelimesi yerine avuç içlerine Peace yani barış sembolü çiziliyor. "Savaş" kelimesi avuç içlerine gizleniyor.
"Operasyon" kelimesinin kullanılması dayatılıyor bütün medyaya. Bu nedenle muhalif basın kurumları ya kapanıyor ya da haber yapmamaya başlıyor.
Ukrayna kaynaklı haberler "yalan" haber olarak yaftalanıyor. Sistematik bir propaganda savaşı başlıyor. Şu ana kadar aralarında uluslararası medya kuruluşlarının çalışanlarının da olduğu en az 150 gazeteci Rusya'yı terk ediyor. "Gerçeği yazacak gazeteci kalmadı" diyor Fahtykhova…
Putin ve sistem muhalifi Aleksey Navalny, zehirlendiği iddiasıyla Almanya'da tedavi olduktan sonra ülkesine dönüşünde tutuklandı. Rusya'nın birçok kentinde toplumun farklı katmanlarından insanlar protesto eylemleri yaptı. O protestolar bastırılarak insanlar tutuklandı, hapis cezaları aldı.
Fahtykhova bu eylemler sonrası oluşan korku ikliminin Ukrayna'ya savaş açılmasının ardından kısmen değiştiğini ancak sokağa çıkan insan sayısının az, gözaltına alınanların ise çok olduğunu söylüyor.
Aktardığına göre sokağa çıkanların çoğunluğunu 20-25 yaşındaki gençler oluşturuyor. Yani gözünü Putin'le açan bir nesil… Yüz tanıma sistemi nedeniyle eylemlere katılanlar eylem anında gözaltına alınmasa bile eve baskınla gözaltına alınıyor ya da eyleme katılanlara 5 bin Euro'ya varan cezalar verilebiliyor.
Facebook ve Twitter yasaklandı Rusya'da. İnternet ise yavaşlatılmış. VPN sistemlerine de siber saldırılar oluyormuş.
Savaş derinleşirse iddiaya göre hiç internet kullanmayan Putin interneti bile kapatabilirmiş.
Daha da çarpıcı bir bilgi veriyor Fahtykhova. Ukrayna'ya savaşa giden Rus askerlerinin annelerinin çocuklarının akıbetini öğrenme hakları engelleniyor. Telefon kabloları kesiliyor.
Çıkmaz çok. Eylemler sistemi değil değiştirmek, denetleyemiyor bile… İnsanlar hapsedilmekten, işini kaybetmekten korkuyor.
Fahtykhova, uluslararası kimi şirketlerin yaptırımlarının Rusya halkını cezalandırmak olduğunu söylüyor. Kendi yaşadıklarından örnek veriyor:
"Biletimi alamadım çünkü banka kartımı kullanamadım. Biletimi başka ülkeden aldırabildim. Putin rejiminden kaçmak zorunda kalanlar benzer bir durumla karşı karşıya kalıyor. Uluslararası şirketler uzun yıllar Rusya'da işlerini yapmaya devam etti. Bugüne kadar hepsi sineye çektiler yapılanları."
Rusya'dan ayrıldıktan sonra polisin ailesinin evine gittiğini ancak annesinin kapıyı açmadığını aktaran Fahtykhova, "Navalny'nin iş arkadaşı baskılar sonucu sürgüne gidince babasına 3 yıl hapis cezası vermişlerdi. Annem bunu biliyor. Yeniden gelebilirler. Çünkü bütün kayıtlarımız devletin elinde" diyor.
Rusya'da Ukrayna'ya askeri müdahalenin destekleyenler arasında sembol haline gelen Z harfi ile de ilgili Fahtykhova: "Nazi işaretini andırıyor" diyor. Anlamı hakkında farklı iddialar gündeme gelse de gamalı haçı andırması Z sembolünün, Putin'in Ukrayna'yı Nazilerden kurtarma iddiasıyla çelişiyor.
Rusya'da federatif yapının (çok dilli, çok kültürlü, çok etnisiteli) artık olmadığına dikkati çeken Fahtykhova, "Rus milliyetçiliği güçlü. Doktora tezleri artık başka dilde yazılamıyor. Bu dil kaybı demek. Sistem çeşitlilikten korkuyor. Putin öyle bir sistem kurmuş ki herkes birbirinden ve sahip olduklarını kaybetmekten korkuyor" diyor.
Rusya'da yayın yapan TV Rain (DOZHD TV) çalışanı Ksehia Miranova da baskılardan kaçarak Türkiye'ye gelen bir gazeteci. Daha 23 yaşında. Askeri konularda uzman gazeteci kocasının 2 yıldır cezaevinde olduğunu paylaşıyor. Protestolara katıldığı için önce 300 Euro, sonra 3 bin Euro para cezası alıyor. Her defasında cezaların arttığını söylüyor ve ekliyor:
"TV kanalımız çalışamıyor artık. Ailelerimiz Rusya'da. Poliste hepimizin bilgisi var. İşsiz kaldık. Eşim rehin alınmış durumda. Hiçbir şey yazamıyorum. Ailemin bir kısmı da Ukrayna'da yaşıyor."
Rusya'da "vatana ihanet" davalarının artabileceğine dikkati çekiyorlar. Bu suçlamayla yargılanan gazetecilerin avukatları da benzer suçlamayla sürgün oluyor. İnsan hakları, düşünce ve basın özgürlüğü alanında çalışan STK'lara da baskılar artmış. Bu STK'lara destek olanlar "yabancı ajanlıkla" etiketleniyor. Üniversiteler, akademisyenler izin almadan yabancı bir üniversite ya da bilim insanı ile iletişim kuramıyor. Kelebek etkisi kuralı diyelim… Savaş, cephede durduğu gibi durmuyor. Evlere, iş yerlerine kadar ulaşıyor. Sonrası herkesin bildiği hikâye… Nizamî ve gayri nizamî harp süreçleri ve gerçeklerin ölümü…