Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesinin sıradan bir cinayet olmadığı net.
MHP lideri Devlet Bahçeli, Sinan Ateş için değil taziye bildirmek, Ülkü Ocakları Başkanlığı görevinden neden alındığı konusunda “Gerekirse açıklarım” diyerek Ateş’i zan altında bıraktı.
Öyle bir cinayet ki, siyaset-devlet görevlisi-mafya ilişkisinden de öte ve katmanlı. Belki de bu yüzden herkes şimdilik birbirine mesaj vermekle yetiniyor. Herkes elindekilerin şimdilik ucunu gösteriyor.
“Surda gedik açtırmamaya” kararlı Bahçeli son grup konuşmasında adresi belli mesajlar verdi. “Sinan Ateş cinayeti aydınlatılsın” diyen Ülkücüler de böyle okudu.
MHP lideri, içeriği daha sert ikinci grup konuşmasında, Sinan Ateş cinayetinin peşine düşen Ülkücülere mesaj vermedi sadece…
Bahçeli, “Bir cinayet üzerinden siyasi kurgu yapanlara tekrar haykırıyorum, adayımız belli, kararımız nettir. Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır” diyerek Erdoğan’a mesaj verdi. Zira Erdoğan, Ateş ailesine AKP Bursa İl Başkanı aracılığıyla “Bu iş nereye kadar gidiyorsa götürün” mesajını göndermişti.
Bahçeli’nin çabalarıyla cezaevinden çıkan Alaattin Çakıcı da “Yunanistan vizesi başvurusunun reddedildiği” bilgisini nedense kamuoyu ile paylaştı. Yine bir garip tesadüfle “vize reddine” öfkelenen silahlı, yüzü kar maskeli, Bozkurt işareti yapan bir grup Yunanistan’ı tehdit etti.
Twitter’a geçtiğimiz kasım ayında katılan Ferhat Öztürk isimli hesaptan yayılan video sonradan silindi. Muhalif Ülkücüler bu videoyu da Yunanistan’a değil kendilerine yönelik bir mesaj olarak yorumladılar.
Muhalif Ülkücüler, MHP yönetimi için “bir süre”den bahsediyor. Ateş’in kırkının çıkmasını beklendiği konuşuluyor. Kırk gün bir yas süreci. Sinan Ateş’i “ideolojik lider” olarak gören Ülkücüler “MHP bizim partimiz” diye bakıyorlar.
Cinayetle ilgili bilgiler paylaşan kimi hesaplar da bilgi paylaşımını durdurdu. Belki bu da “şimdilik” bir durdurmadır.
Bu arada Mersin’de önemli bir duruşma vardı. Sinan Ateş’in istifasına ses çıkaran, daha sonra görevden alınan eski Mersin Ülkü Ocakları Başkanı Çağrı Ünel’in tutuklanmasına neden olan saldırıyla ilgili davada Ünel’in ne söyleyeceği merakla bekleniyordu. Zira Ankara ve Mersin hattındaki iki kanlı olay arasında bağ kuruluyordu.
Çağrı Ünel’in SEGBİS’le katıldığı duruşmada olayla ilgili siyasi bir adres göstermediğini, olayın oluş şeklini anlattığını öğrendim.
Haklarında zorla getirilme kararı verilen 10 sanık ise duruşmaya gelmemiş. Sağlık sorunları gerekçe olarak sunulmuş dosyaya. Saldırıya adları karışan diğer 10 sanık iki duruşmaya da katılmamış.
Diğer sanıklar ağırlıklı olarak Adana’dan Mersin’e giderek Çağrı Ünel’e saldırı düzenleyen Ülkücüler. Olayda, saldırıya uğrayan Ünel’in silahından çıkan kurşunla hayatını kaybeden Emrullah Kaplan da Kadirli Ülkü Ocakları’ndan bir isim… 8 Şubat’a ertelenen duruşmada Çağrı Ünel’in tutukluğuna devam kararı verildi.
Mersin’de Ülkücü mahalleye kan sıçramadan önce MHP Genel Başkanı yardımcılarından birine “acil” diyerek ısrarla mesaj atan, bugün yaşananlara ilişkin duyum ve bilgilerini paylaşmak isteyen 80 öncesinin önemli isimlerinden Efendi Barutçu da, olaylara ilişkin olarak yorumunu sorduğum sohbetimizde, “O dönem hepsi duvar oldu” diye konuştu.
Barutçu ulaşamayınca da Bahçeli’ye, “Kötü olaylar olacak, önlemini almak lazım” içerikli bir açık mektup yazmıştı.
Çağrı Ünel, Mersin saldırısından önce Ankara’dan aranıyor. Kendisinden, Sinan Ateş’le fotoğraflarını silmediği gerekçesiyle, Ateş sonrası göreve getirilen Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’dan özür dileyerek elini öpmesi isteniyor. Aktarımı yapan Barutçu, Ünel’in bu talebi kabul etmediğini söyledi.
Barutçu, Sinan Ateş cinayetinin önemli tanığı; Ateş’in özel korumalığını yapan ve aynı zamanda bacanağı ve kuzeni olan Selman Bozkurt’un saldırıda yaralandıktan sonra hastanede tedavi görürken Ankara Emniyeti'ni aradığını, araya milletvekillerini soktuğunu ama ne yaptıysa sonuç alamadığını söyledi. Barutçu "Allah’tan babası yanındaydı” dedi.
Sinan Ateş cinayetinin planlayıcısı olduğu iddia edilen, Hasan Ferit Gedik’in öldürülmesinde 35 yıl hapis cezası alan Doğukan Çep’in yakalandığı Beykoz’daki otelle ilgili bir soruşturma açıldı mı henüz bilmiyoruz. Ya da tetikçi olduğu iddia edilen Eray Özyağcı 13 gün geçmesine rağmen neden yakalanamadı. Kilit isim o mu? Sabıka kaydı olduğu iddia edilen Özyağcı’nın fotoğrafı hiç yansımadı basına.
Mesajlardan devam edelim…
1992'de yılında Milliyetçi Çalışma Partisi (adı sonra MHP olacak) ile siyasi nedenlerle yolunu ayıran ve Büyük Birlik Partisi'ni kuran Muhsin Yazıcıoğlu'nun oğlu Fatih Furkan Yazıcıoğlu da Sinan Ateş'in taziyesine gidenler arasındaydı.
Yazıoğlu, hem mezarı hem de Sinan Ateş'in babası Musa Ateş'i ziyaret etti.
Muhsin Yazıcıoğlu da tam aydınlatılamayan helikopter kazasında hayatını kaybetmişti.
Bu nedenle Fatih Furkan Yazıcıoğlu'nun ziyareti de belki BBP Genel Başkanı Mustafa Destici'ye bir mesajdı veya Sinan Ateş cinayetinin “faili meçhul” kalmaması için bir dayanışma göstergesiydi.