İnsanların sosyal güvenlik sistemine dahil olmasının en önemli sonucu; kısa vadede sağlık yardımlarından yararlanma, uzun vadede de bağlanacak olan emekli aylığıdır.
Emekli aylığının önemi, sadece aylık bağlanacak olması değil, aynı zaman da bağlanacak olan aylığın geçinmeye yetecek miktarda kadar olmasıdır.
Emekli aylığının yüksek olmasının bir başka açıdan önemi de aylık alan kişinin ölümünden sonra bu aylığın geride kalan eşe ve belirli şartlara haiz olmaları durumunda da çocuklar ve anne-babaya aktırılacak olmasıdır.
Bu açıdan bağlanacak olan emekli aylığının miktarı oldukça önemlidir ve bu da aslında kişinin bir açıdan kendi inisiyatifindedir.
Bağlanacak olan emekli aylığının miktarı iki parametreye bağlıdır.
Bunlardan birincisi emeklilik tarihi itibarıyla güncellenmiş ortalama aylık kazanç, diğeri de aylık bağlama oranıdır.
Ortalama aylık kazanç, yıllar itibariyle SSK, Emekli Sandığı, Bağ-Kur veya Banka Emekli Sandıklarına bildirimi yapılmış/borçlanılmış olan sigorta primine esas kazançların (matrah) her yılın enflasyon ve büyüme oranının % 30'undan oluşan güncelleme katsayıları ile emeklilik tarihine kadar güncellenmesinden sonra toplam prim ödeme gün sayısına bölünmesi ve çıkan rakamın 30 ile çarpılması suretiyle bulunmaktadır.
Ortalama aylık kazancın bu şekilde bulunması 1/10/2008 tarihi sonrası ödenen primler için geçerli olup, her üç statü (SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı) için de geçerlidir.
Ortalama aylık kazanç, 2000 yılından önce ve 2000-1/10/2008 döneminde ise sigortalılık statüleri için farklı şekillerde hesaplanmaktaydı.
Aylık bağlama oranı ise, 1/.10/2008 tarihinden önce sigortalı olanlar için ilk 3600 günün (10 yılın) her 360 günü (her tam yılı) için % 3, sonraki her 360 için ise
%2 olarak dikkate alınmak suretiyle hesaplanmaktadır.
Yine, aylık bağlama oranı da ortalama kazançta olduğu gibi 1/10/2008 tarihi öncesinde değişik dönemler için farklı şekilde hesaplanmaktaydı.
Emekli aylığının bu iki parametresi yukarıda belirtilen şekilde tespit edildikten sonra,
“Aylık= Ortalama Aylık Kazanç X Aylık Bağlama Oranı” formülüyle hesaplanmaktadır.
Emekli aylığının yüksek olabilmesi için, hem sigorta primine esas kazancın yüksek olması (tavandan veya tavana yakın miktardan bildirilmesi), hem de kişinin aylık bağlama oranının yüksek olması gerekmektedir ki, bu da prim ödeme gün sayısının yüksekliğine bağlıdır. Zira, fazladan ödenen her 360 günlük prim aylık bağlama oranını 2 puan artırmaktadır.
Dolayısıyla, çalışanlar emekli aylıklarının yüksek olmasını istiyorlarsa, hem çalışmalarının her dönemini kayıtlı (sigortalı) geçirmeleri, hem de sigorta primlerinin gerçek kazançları üzerinden olması gerekmektedir.
Sosyal güvenlik reformunda da emeklilik sistemi, kişilerin uzun süre sigortalı olarak çalışmaları ve bu süre içinde de primlerinin yüksekten ödenmesi üzerine kurgulanmıştır.
Özellikle, SSK sigortalılık statüsüne tabi olanların emeklilik şartlarından olan asgari prim ödeme gün sayısı ile emeklilik yaşı arasındaki makas açılarak, kişilere bir anlamda prim ödeme gün sayısını doldurduktan sonra da kayıtlı çalışarak aylık bağlama oranlarını yükseltmeleri şeklinde yönlendirmede bulunulmuştur.
Bu durumu bir örnekle açıklayalım:
20 yaşında SSK statüsünde 2010 yılında çalışmaya başlayan erkek bir kişi, devamlı çalışması halinde asgari prim ödeme gün sayısını 20 yıl sonra (7200 prim ödeme gün sayısı) dolduracak ve kişi 40 yaşında olacaktır. Bu kişinin, çalışmayı bırakması halinde aylık bağlama oranı (20x%2) % 40 olacak ve emeklik yaşı (60 yaş) için de 20 yıl daha beklemek zorunda kalacaktır. Bu kişinin ortalama aylık kazancının 1.000 TL olduğu varsayıldığında emekli aylığı 1.000 TL X%40=400 TL olacaktır.
Buna karışın söz konusu kişinin emeklilik yaşına kadar kayıtlı çalıştığı varsayıldığında, toplam 14400 prim ödeme gün sayısına göre aylık bağlama oranı (40x% 2) %80’ne çıkacak, emekli aylığı da 1.000 TLX%80=800 TL olacaktır.
Burada önemli bir husus da, emekli aylığı hesabında diğer çarpan olan ortalama aylık kazancın düşmemesi için emeklilik için gerekli olan asgari prim ödeme gün sayısı doldurulduktan sonra primlerin yüksekten, en azından eski seviyesinden ödenmesi gerekmektedir.
Zira, aylık hesabı için aylık bağlama oranı ortalama aylık kazanç ile çarpıldığından, çarpandan biri yükselse de diğerinin düşmesi çarpan etkisini tam olarak yansıtmayacaktır.
Görüldüğü gibi, emekli aylığının hesabı aslında basit bir matematik işlemi olup, bu işlem sonucunun yüksek olması kanunen belirlenen hesaplama kuralları dışında, bizzat sosyal güvenlik sisteminde olanlara bağlıdır. O nedenle kayıt dışı çalışmamaya özen gösterip, bunun takipçisi olmak ileride “yüksek emekli aylığı” anlamına gelecektir.