Doğu toplumlarında dinin iktidarla olan ilişkisi, batıya göre her zaman farklılıklar göstermiştir. Bu farklılıkları en iyi anlatabilecek örneklerden biri bugün Ayasofya Müzesi'nin ana giriş kapısının hemen üzerinde duruyor. Bu mozaik Bizans İmparatoru 6. Leon'u, Pantokrator (Kainatın Hakimi) İsa'nın önünde diz çökmüş şefaat dilerken tasvir ediyor.
Bizans İmparatorluğu'nun bir nevii VIII. Henry'si sayılabilecek VI. Leon aynı VIII. Henry gibi dinin yasaklamasına rağmen kendisine özel bir kanun çıkartarak dördüncü kez evlenmişti. Hikaye şöyledir:
VI. Leon üç kez evlenmesine rağmen erkek evlat sahibi olamaz. Bu sırada Kor Gözlü (karbopsina) lakabıyla tanınan metresi Zoe hamile kalır ve bir erkek evlat doğurur. Bunun üzerine devrin Patriği Nikolaos Mystikos çocuğu vaftiz edeceğini ancak Zoe'nin doğumdan sonra saraydan defedilmesini ister. İmparator Leon bu teklifi kabul eder ve Patrik sonradan VII. Konstantinus adını alacak olan veliahtı vaftiz eder.
Geleneklere uygun olarak gayrımeşru da olsa mor mermerlerle kaplı bir odada doğan Konstantin de, onu doğuran Zoe'de sarayda kalırlar. Hatta Leon Patriğin kesin karşı çıkmasına rağmen Zoe ile kendinin nikahını kıyacak bir rahip bulur ve Zoe'yi imparatoriçe ilan eder.
Buraya kadar VIII. Henry ve Anna Boleyn ilişkisine çok benzeyen süreç, buradan sonra çok farklı sonuçlar doğuruyor. VIII. Henry Anna Boleyn'le evlenmesine razı olmayan Katolik Kilisesini lağvedip ilk milli kilise olan Anglikan Kilisesi'ni kurmuş ve kendini de kilisenin başı ilan etmiştir. VI. Leon başına gelenleri ise Nikolaos Mystikos'dan sonra patrik seçilecek olan Eftimios'un anılarından öğreniyoruz. Eftimios 906 yılının Noel yortusunda Ayasofya Kilisesi'nin ana giriş kapısında meydana gelen olayı şöyle anlatıyor:
"O gün Tanrı'mız ve Rabbimiz İsa'nın doğum günüydü ve İmparator ve kutsal senato imratatorun kilisenin içine girebileceği ümidiyle kiliseye geldi. Ancak Patrik onu impatator kapısının önünde karşıladı ve özür dileyerek dedi ki 'Majesteleri bugün kızmadan sağ taraftaki kapıdan girsinler. Efitami yani Kutsal Işık yortusunda geldiğinizde bizimle bir sorun olmadan girebilir. Ancak eğer bir zorba hükümdar gibi zorla içeri girerse, hepimiz kiliseyi terkedeceğiz.' Ve imparator, gözyaşlarıyla kutsal zemini yıkayarak bir tek kelime etmeden döndü ve kiliseye sağ yan kapıdan girdi."
Şimdi manzarayı gözümüzde canlandırmaya çalışalım. En kutsal yortu günü, tüm Konstantinopolis halkının gözleri önünde kendi adınızı taşıyan kapının hemen önünde Patrik tarafından aşağılanıyorsunuz ve alelade bir insan gibi protokol kapısından değil, halkın giriş yaptığı kapıdan kiliseye giriyorsunuz.
Ancak hikaye burada bitmiyor. Efitami yani Kutsal Işık yortusunda da aynı sahneler tekrarlanıyor. Anılardan devam edelim:
"Işık yortusu geldi ve patrik hastalığını bahane ederek âdet olduğu üzere saraya onları (imparator ailesini) kutsal su ile kutsamaya gelmedi. Ertesi gün imparator senato ile birlikte kiliseye geldiğinde patriğin ona söz verdiği gibi girmek istedi ancak patrik, 'Piskoposlar arasında oybirliği olmazsa bir şey yapmam mümkün değil, Eğer girmek isterseniz ben yanımdakilerle giderim' diyerek özür diledi. İmparator 'Göründüğü üzere senyör patrik hareketleri ve sözleri ile majesteleriyle alay ediyor.' Bu sözler üzerine patrik kapının ortasında donup kaldı, ne içeri girebiliyor ne de dışarı çıkabiliyordu. Ve İmparator Leon İmparatorluğuna yakışır şekilde kendini yere attı ve uzun uzun ağladıktan sonra dedi ki 'Lütfen efendim, giriniz, benim sizi engelememe izin vermeyiniz. Ben kendi sayısız günahlarımdan dolayı acı çekiyorum.' Bu sözler üzerine patrikten ayrıldı ve kiliseye girmek için yan kapıya yöneldi"
Tüm bu olaylar tam da bu mozaiğin altında cereyan ediyor. dolayısıyla mozaik bir belgesel niteliği kazanmış oluyor. Burada dünyevi iktidarı temsil eden Leon, ruhani iktidarı temsilen İsa'nın ayaklarına kapanıyor gibi görünse de onun yeryüzündeki temsilcisi Patrik'in ve bir bütün olarak kilise otoritesi önünde yerlere kapanmış durumdadır. Bu mozaik büyük olasılıkla, Leon'un ölümünden sonra siyasi otoriteye meydan okumanın nişanesi olarak patrikhane tarafından buraya yerleştirilmiştir.