Bundan tam 700 yıl önce 1314’de İskoçya’nın Bannockburn bölgesinde, Kral Robert Bruce komutasındaki İskoç ordusu, İngiliz işgali altındaki Stirling Kalesi'ni kuşatır. İngiliz ordusunun başında Kral II. Edward vardır.
İngilizler, savaştan önce İskoç Kralı Robert’e bir İngiliz şövalyesiyle düello etmesi teklifinde bulunurlar. İngilizlerin amacı, muhabere başlamadan önce Kralı yenerek İskoç askerlerinin karşısında küçük düşürmek ve ordusunun moralini bozmaktır.
Kral Robert, ordusunun moralini bozmamak, abiyene deyişle “karizmayı çizdirmemek” için öneriyi kabul eder. Karşısına kendisinden kuvvetli ve cüsseli, elinde mızrak olan bir İngiliz şövalyesi çıkarılır. Kralın elinde ise balta vardır.
Kral ve şövalye bir birlerine karşı atları koştururlar. Kral Robert, atik davranarak bütün gücüyle elindeki baltayı İngiliz şövalyenin başına vurur ve şövalye ölür.
İngilizlerin hesapları ters teper. İskoç ordusu büyük bir moralle İngiliz ordusuna saldırır. İngilizler panik içinde dağılır, Kral II. Edward kaçar. Tarih, 18 Eylül 1314’dür.
Yani tamı tamına yedi yüzyıl sonra, 18 Eylül 2014’de İskoç ulusu, Büyük Britanya İmparatorluğu’ndan ayrılıp ayrılmayacaklarının kararını İngilizlere karşı kazandıkları savaşın yıldönümünde verecekler. Bu açıdan referandum tarihi, sembolik ve tarihsel açıdan tesadüfü bir zamanlama değil.
İskoçlar, eğer kendi geleceğimizi kendimiz belirleyeceksek, referandumun tarihini de kendimiz belirlemeliyiz diyerek bu tarihi Londra'ya kabul ettirdiler.
Bağımsızlığı savunan İskoçya Ulusal Partisi’nin (SNP) üst üste bölgede birinci parti olarak çıkması, 1978 yılında Londra hükümetini İskoçya’nın özerkliği konusunda adım atmaya zorladı. Londra, 1997 yılında İskoçlara yerel bir parlamento isteyip istemedikleri konusunda referandum oylaması kararı aldı. Referandumdan “evet” sonucu çıktı ve iki yıl sonra 1999’da İskoçya yerel parlamentosu kuruldu. Londra, İskoçların bağımsızlık taleplerini frenlemek için İskoçya parlamentosuna birçok konuda yetki devrinde bulundu.
Londra’nın ‘yetki devri’, İskoçların bağımsızlık taleplerini frenleyemedi ve 15 Ekim 2012’de Edinburgh Anlaşmasıyla, 18 Eylül’de yapılacak referanduma karar verildi.
Bağımsızlığı savunanlar referandumda “evet”, karşı olanlar da “hayır” oyu kullanacaklar. Yapılan kamuoyu yoklamalarında bağımsızlıkçılar çok az bir farkla ilk kez önde gözüküyorlar. Bu son durum İngiltere Başbakanı Cameron ve Kraliçe 2. Elizabeth’i endişelendirmiş durumda.
Londra, referandumdan “hayır” oyu çıkması durumunda bile İskoçya’ya daha geniş yetki devrinde bulunma sözü şimdiden vermeye başladı.
İskoçya’nın bağımsızlığının gerçekleşmesi durumunda, Avrupa Birliği içinde çok uluslu bir devlette ilk kez bir ayrışma gerçekleşmiş olacak. Bu ise AB için yeni bir durum.
İskoçya referandumundan “evet” veya “hayır” oyu çıksın, AB içindeki çok uluslu devletler içinde özerk yapılara sahip ulusların kendi geleceklerini belirlemeleri açısından “İskoçya emsal teşkil etmez” diyenler olsa da, durum hiç de öyle değil.
İspanya parlamentosunun, Bask ve Katalanların bağımsızlık için referandum taleplerine daha ne kadar direneceği bu açıdan önemli. Ayrıca İskoçya’nın ayrılması gerçekleşirse, Kuzey ve Güney İrlanda’nın birleşmelerinin de gündeme geleceği şimdiden tartışılıyor.
Yine aynı şekilde Güney Kürdistan’ın bağımsızlığı için referandum çalışmalarının aktüel olduğu günümüzde, Kosova, Çek-Slovakya deneyimlerini Kürdistanlı yetkililer açıklamalarında emsal olarak dile getiriyorlar. Bu emsallere İskoçya deneyimini de katabiliriz.
670 sayfalık “İskoçya’nın Geleceği: Bağımsız bir İskoçya’ya Doğru Rehberiniz” başlıklı bildirge geçtiğimiz Kasım ayı içinde Glasgow’da SNP lideri Alex Salmond tarafından açıklandı. Salmond, bu planın “yalnızca İskoçya için değil, bağımsızlık bekleyen tüm uluslar için” bir rehber olduğu açıklamasında bulundu.
Referandumdan İskoçya’nın bağımsızlığının çıkmaması durumunda İskoçların, Londra’dan elde ettikleri ve edecekleri geniş yetki devirlerinin bağımsızlık sürecini noktalayacakları sonucu çıkmıyor. İskoçlu liderler, 700 yıllık bu problemi gelecek nesillere miras bırakmama konusunda kararlı gözüküyorlar.
Ben de oyumu cesur yüreklilerin bağımsızlığı için “YES” olarak kullanıyorum.
@cetin_ceko