Hep ayakta kalan, bileği bükülemeyen 11 kişilik takımı kurabilen kaç kişi kaldı?
İtalyan liman işçilerinin kurduğu Livorno takımı ve demiryolu işçilerinin kurduğu
Adanademirspor örneğinden yürüyelim, biraz top sektirelim.
İstanbul’da kümelenmiş ,sayısı 11+11 ‘i geçmeyen, her konuda, her daim kesintisiz konuşacak enerjide,her saat televizyon programlarında tartışacak motivasyonda, her konuyu tefrikaya dönüştürecek belagatta olanlar takım kursalar kaptanları kim olurdu?
Liberal akademisyen 11’den biri mi, yoksa köşe kapatıcı yazar veya her dönemde sözü geçen gazeteci 11’den biri mi?
Türk şöhretlerden transferi reddecek biri var mı?
Livorno’nun kaptanı Lucarelli’nin yerine geçebilecek bir kaptan var mı?
Lucarelli’nin özelliği, başka takımlara transfer olmayı reddetmesi.
Türk popüler entellektüel karma takımı içinde herhangi bir takıma transferi, teklifi görmeden reddedecek bir isim var mı sizce? Herhalde yok değil mi?
Livorno ve Lucarelli endüstriyel futbola karşı. Türk popüler entellektüel (Pop Ent) karma takımındakiler ise endüstriyel futbol da oynarlar, hep birinci ligde olma kaydıyla amatör futbol da. Yeter ki ilk 11’de yer alsınlar, sahaya çıksınlar, paslar, goller her maçta onlardan sorulsun.
Popüler entellektüeller görünmekten, tanınmaktan, politikaya yön veren bütün tarafların referans noktası sayılmaktan aldıkları hazla var oluşlarını tükenmez iştahlarıyla onaylıyorlar. Aslında bir yanıyla haklılar, çünkü özellikle Türkiye’de statü sahibi olamamış kişiler hizmetkârlar nezdinde bile bir hiçtirler. Statü statüyü, para parayı büyütür. Statü, para itibarı getirir. Pop Ent takımı gösterilen itibara, saygıya, onaya kimden gelirse gelsin boyun eğer.
Pop Ent takımının Livorno’dan diğer farkları ise; aynı Adanademirspor gibi, kendilerine MHP’li bir başkan da seçebilme potansiyelleridir. İki milyon kişinin desteklediği, taraftarları solcu Adanademirspor nasıl solcu bir başkan seçemez kendine?
Sanırım bu durum birçok topluma özgü bir maneviyatla açıklanabilir;
Başkanın hemşeri, hatırlı bir ailenin çocuğu, kadirşinas, tevazu sahibi, hoş sohbet, kızını emanet edebileceğin kadar mert, anneni hastaneye yetiştirebilecek kadar yardımsever olması yeterlidir.
Başkan bu özellikleri haizse MHP’liymiş, AKP’liymiş fark etmez.
İlahi statüyle de ilgilenmeye başladılar
Pop Ent takımı dünyevi statü kadar, yani kişinin mesleği, geliri ve toplum nezdinde değerli sayılması kadar, ilahi statüyle de, yani kişinin ruhunun niteliğiyle de son zamanlarda ilgilenmeye başlamıştır. Aksi takdirde gol yeme ihtimallerinin artacağını hesap etmişlerdir.
Şartlara göre renk değiştiren Pop Ent takımı için, kimlik bilinci, bir arada yaşadıkları insanların yargılarına, hükümetlerin değer sistemlerine hapsolmamış CHE Guevera ve Nazım Hikmet birer amigodur.
Che Guevera, sadece bir yiğit, yakışıklı delikanlının Adanademirspor Livorno maçındaki çoşkuyu kamçılayan fon görüntüsüdür.
Nazım Hikmet ise aynı maçta “yaşamak bir ağaç gibi hür ve bir orman gibi kardeşçesine” dizeleriyle taraftarların gözünü yaşartan romantik şairden ibarettir.
Oysa ki; “insanlara karşı ahlaklı davranış sergilemenin tek yolunun, onları kendi zenginliğimiz ve zaferlerimiz için bir araç olarak kullanmaktan değil, onlara “yalnızca kendileri oldukları için değer vermekten geçtiğini” öğrendik İmmanuel Kant’tan, unutmayalım.