İstifasını yeni veren Mit Müsteşarı Hakan Fidan yorulmuş.
Cumhurbaşkanı öyle söylüyor.
Yorulmuş ama neden yorulduğu açıklanmıyor.
46 yaşındaki genç, dinamik, sağlıklı, güçlü, kuvvetli, beyin kapasitesi geniş, dirayetli, sabırlı Hakan Fidan neden yorulmuş olabilir?
Dört, beş yıldır MİT müsteşarlığı yapan Fidan'ı bu kısa süreçte kimler, neler yıpratmış olabilir? Üstelik kolay kolay pes edecek bir kimlik olmadığı aşikâr.
Hakan Fidan'ın bugün bükemeyeceği tek bilek Cumhurbaşkanı Erdoğan desek yanlış olmaz herhalde. Bu durumda Hakan Fidan ile Cumhurbaşkanının görüş ayrılığına düştüğü tahmininde bulunmak zor değil.
Cumhurbaşkanı müsteşarın uyarılarını yeterince ciddiye almadı mı?
Mesela, Hakan Fidan, "süregiden Suriye politikasıyla IŞID Türkiye'nin başına bela olacak" dedi de , dikkate değer mi bulunmadı?
Mesela, Kürt meselesinin çözüm sürecinde Hakan Fidan'ın yanlış bulduğu adımlar mı atıldı?
Mesela, cemaate karşı açılan savaşta işin boyutunun ABD ve İsrail'i de kapsayacak şekilde büyümesini Hakan Fidan çok riskli gördü de, ne pahasına olursa olsun her şeyi göze alan cumhurbaşkanıyla beraber yürümeyi yanlış mı buldu?
Cumhurbaşkanı tek başına bile kalsa bildiği yolda yürüyeceğini söylüyor. Cumhurbaşkanı çözüm sürecinde ve cemaatle mücadelede neden yalnız kalabileceğini dile getiriyor? Bu yollar hangi tehlikeleri barındırıyor?
Bu yollarda Türkiye'yi hangi tehlikelerin beklediğini varsayıyor Fidan?
Bu tehlikeler MİT Müsteşarı’nın Cumhurbaşkanı’nı dinlemeyerek, görevini bırakmasını gerektirecek kadar büyük olmalı.
O kadar büyük ki; Fidan süpermenliği bırakıp, sıradan bir milletvekili olmaya koşuyor.
Şimdi bilmemiz gereken;
Çözüm sürecinde Cumhurbaşkanı ne diyor? Hakan Fidan ne diyor?
Cemaatle mücadelede Cumhurbaşkanı ne diyor? Hakan Fidan ne diyor?
Sır küpü Hakan Fidan sırları hangi güne kadar saklayacak? Belli ki bugün zihninin ve vicdanının kabul etmediği gelişmeler var. Belli ki Cumhurbaşkanıyla görüş ayrılığı var.
"Görüş ayrılığı” aralarındaki konu, ikisinin de bildikleri vardır, “devlet sırrı" denip geçilemeyecek kadar ciddi bir durumla karşı karşıyayız.
MİT Müsteşarı ile Cumhurbaşkanı arasındaki temel yaklaşım farklarını öğrenmeliyiz. Türkiye'nin yarınında hepimizi bekleyen riskleri, tehlikeleri öğrenmek hepimizin hakkı.
İstihbaratın başı giderken, Ekonominin başındaki isim Ali Babacan da Cumhurbaşkanıyla karşı karşıya geldi. Merkez Bankası başkanının para politikasını savunan Babacan, Cumhurbaşkanına rağmen faiz , döviz denkleminin arkasında duruyor. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Cumhurbaşkanının veryansın etmesinden çekindiği için mi lojmanını boşaltıyor?
Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nı bugün bırakan Haşim Kılıç da Cumhurbaşkanı’yla karşı karşıya. Kılıç, "Yargı birilerinin hedefine ulaşacağı kamu gücü değildir" derken belli ki Cumhurbaşkanı’nı hedef alıyor.
İstihbaratta, ekonomide, yargıda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı destekleyenler bile alarm veriyor. Bu isimler de paralel yapının uzantıları olmadığına göre, alarmı ciddiye alacak biri var mı acaba?
Cumhurbaşkanı bir gün tek başına kalabilir mi gerçekten?
Bir gün tek başına?