En büyüğümüz merak etmesin. Biz ecdadımızın toprağını bırakmayız.
Şöyle bir sesleniyoruz; Yunan adaları bizi duyuyor.
Bot, feribot, tekne allah ne verdiyse atlayacağız. Asılacağız küreklere komutanım. Oraları işgal edeceğiz.
Yunanistan'da iş yokmuş. Olsun, sanki Türkiye'de var mı?
Alfabesi zormuş. Olsun, biz zaten Türkiye'de konuşamıyoruz.
Çocuklar orada hangi okula gidecekmiş? Sorun yok, Türkiye'de de gönderecek okul bulamıyoruz.
"Biz zaten Selanik'ten geldik. Aaa, siz de Girit'ten mi?"
Asıl vatanımızı hatırlayıverdik. İzlerimizi sürmeye karar verdik.
Sen hiç merak etme baş komutanım. Biz Lozan'dan önce Osmanlı'nın verdiğini de alırız evvelallah.
Biz Yenikapı'nın sol tarafındakiler ceddimizin Batı'daki topraklarını istila etmeye hazırız. Merkezi devletimiz bu yönde bize biraz destek verse, Yunanistan'daki Çipras'a bir ferman çıkarıp, oradaki ev fiyatlarını düşürmeyi sağlasa minnettar kalırız. Şu FETÖ'cülerden hazinemize geçen paralarla Yunan adalarındaki iskana kredi imkanı falan.
Yenikapı'nın sağ tarafındakiler de Lozan ihanetine kafa tutup Doğu'yu zaptetmeliler. Üstelik Musul'da ev fiyatları daha uygun.
İstanbul'da Yenikapı'da boy göstererek, selfie çektirerek, fotoğraf karelerine girerek olamaz ki bu harekât. Ufkumuzu geniş tutmalı. Cesur olmalı.
Balkanlar'dan gelenler balkanlara, Fırat'ın diğer yakasından gelenler atalarının diyarına. İki kolda topraklarımızı genişletmenin, sınırlarımızı büyütmenin zamanı geldi. Heeeeyt, biz kimin torunlarıyız, kendimizi küçük görmemeliyiz. Biz asil bir milletiz. Asiiil.
Yenikapılılar... İlk hedefiniz adalar, Fırat'ın doğusu... İleri, hep daha ileri...
İş bölümünü gari siz yapın. Türkiye toprakları zaten emin ellerde.
NOT: Aynı sözleri evirip, çevirip söyleyip, yazmayalım diyordum. Bundan önceki yazı çok okununca, geyik yapmak benim de hoşuma gitti. Bu yazım da çok okunursa, gevezelik yapmaya devam edebilirim. Kendi kendinle çelişkiye düşmek böyle bir şey işte.