Sağlık Bakanlığı'nın geçen yıl, yaklaşık 1 milyar TL'ye ihale ettiği bir hastane projesi, geçen ay tekrar ihale edildi. Devlete, kamuya yani size bize faturası dörde katlandı.
(Bizzat devletin, ihale öncesinde yaptığı yaklaşık maliyet hesabı açısından.)
İlk ihaleyi alan Limak'ın, "emtia fiyatlarındaki artış" nedeniyle çekildiği belirtilmiş, geçenlerde yenilenen ihaleyi de Gürbağ şirketi almıştı.
1000 yataklı Diyarbakır Şehir Hastanesi ihalesine ilişkin söz konusu gelişmelerin buraya kadar olanı, haber olarak yansıdı. Hatta TBMM'de hızla Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan'ın soru önergesine de konu oldu. Paylan "TÜİK enflasyonu yüzde 84 açıklarken, Diyarbakır şehir hastanesini neden yüzde 400 farkla ihale ettiniz?" diye sordu.
Ölçeği, sağlayacağı kamu hizmeti ve yatırım büyüklüğü gibi açılardan önemli bu ihale hakkında, birbirine bağlı iki önemli boyut daha var ki kamuoyuna duyurulması gerekiyor.
İlki şu: Diyarbakır 1000 Yataklı Şehir Hastanesi için kasım ayı sonunda açılan ikinci ihale, resmi kayıtlara "ikmal" ihalesi olarak geçti. İkmal tamamlama anlamına geliyor. Yani sanki başlanmış bir işin tamamlanması gibi. "İkmal" işinde dört kat artış normal midir?
İkincisi şu: Limak'ın geçen yıl kazandığı ihalenin ardından çekilmesinin bir numaralı asıl nedeninin ekonomik kriz olmadığını öğrendim. Ekonomik krize bağlı fiyat artışları ikincil olarak gelişen sebepmiş. Limak'ın asıl çekilme nedeninin hastanenin yapılacağı saha ile ilgili ruhsat sorunlarının varlığı olduğu belirtildi.
İhale makamı olan Sağlık Bakanlığı'nın çözmesi gereken bu sorun uzun süre çözülemeyip aradan geçen zamanda fiyat artışları ve maliyetler de üzerin eklenince, Limak yasal tasfiye hakkını kullanmak istemiş. 6 Haziran 2022 tarihi itibariyle de bu talebi kabul edilerek iş tasfiye edilmiş. Şirketin teminat mektubu da iade edilmiş. Yanı sıra işe hiç başlanmamış olduğunun bir kez daha altı çizildi.
Bu durumda "ikmal" ihalesi daha da sorunlu bir hale geliyor. İşe hiç başlanmamışsa maliyeti dörde katlanmış bir ihaleyi ikmal diye sunmak kamuoyunu yanıltmak oluyor. (Sunmak derken açık bir ihaleden söz ettiğim sanılmasın. O da 21/b usulüyle yapılmıştı.)
Yanı sıra, şu sorular da yanıt bekliyor:
- Yeni açıklanan 2023 yılı asgari ücreti 8 bin 506 TL, yeterli bir tutar gibi sunulmaya başladı. İktidar çevrelerinin hazırlayıp ulaştırdığı bir "bilgi notu"na göre asgari ücret 14 ayda yüzde 200 artmış, yıllık bazda yüzde 100 artmış. Vatandaş da enflasyona ezdirilmemiş.
Kamu ihalelerinde yaklaşık maliyeti arttırırken dikkate alınan enflasyon ile asgari ücreti arttırırken dikkate alınan enflasyon aynı mıdır?
- Diyarbakır Şehir Hastanesi'nin yapılacağı yere dair ruhsat sorunları çözüldü mü, yoksa sürüyor mu?
- Kamu kaynaklarının kötüye kullanımımı açısından bu sorun çözülmeden yapılmış bir ihalede enflasyonist baskıyla maliyetlerin dörde katlanmasının sorumluluğu kimlere aittir?
Bu soruların önemini görmek bakımından her iki ihalenin unsurlarını içeren karşılaştırmalı bir tablo hazırladım: |
Bitirirken enflasyonun en tehlikeli yanlarından birinin ona alışmak olduğunu bunun da zaten zayıf olan hesap sorma mekanizmasını sakatladığını vurgulayalım. Bir ülkede asgari ücretliye ayrı müteahhite ayrı enflasyon olmaz, olmamalı.
Çiğdem Toker kimdir? Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990-1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.2013-2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında ‘küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.Kitapları- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019 Ödülleri- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti-TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası-(2018)- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021) |