200 hertz seviyesinin üzerine çıkmaya başladığınızda yaşamdan anlamlı bir tatmin duyuyorsunuz.
200 hertz seviyesine kadar hangi duygular var? Hertz: enerji frekansı ölçüm birimi.
175 Hertz: Dışsal güçle övünme, miliyetçilik, politik ve dinsel değerleri yükseltme, duygusal problemleri yok sayma.
150 Hertz: Kızgın, kavgacı, abartılı duyguların çaresizliği.
125 Hertz: Güç kazanma, para ve prestij kazanma arzusu.
100 Hertz: Kıskanma, endişe, totaliter yönetim ve kurtarıcı beklentisi.
75 Hertz: Gözyaşı, bağımlılık, depresyon
50 Hertz: Umutsuzluk, çaresizlik, yoksulluk
30 Hertz: Kurban rolü
20 Hertz: Paranoya, hiçlik, içe kapanıklık.
Geçenlerde, iki ay önce, yıllar önce ya da şu an yaşadığınız bir olaydan dolayı öfkeleniyor, olan biteni bir türlü hazmedemiyor musunuz?
"Bunu nasıl yapar?" "Nasıl cüret etti böyle bir şeye?" "Ah, şunu da ben ona yapsaydım." "Hiç güvenmeyecektim ona.” “Değmezmiş." "Ömrüm boyunca unutmayacağım bunu." "Gün gelir devran döner, ettiğini bulur.” “Küstah, pervasız, cahil, izansız!”
Bir kişiye, çok değil, sadece bir kişiye dair bunları söylüyorsanız bile affetmeye ihtiyacınız var. Gerçi rövanş almalara çok alışık ülkemize affetmek çok uzak bir kavram.
Kitapçılarda, internet yazılarında, internet videolarında nasıl affedeceğinize dair pek çok şey bulabilirsiniz. Kimi gerçekten işe yarıyan bir şeyler anlatıyor, kimi ıvır zıvır anlatıyor. Affetmeye istekliyseniz size en doğru tekniği ve aracı bulacaksınızdır.
Affetmek bir anda olmuyor, ama anda yaşamanızı sağlıyor.
Affetme süreci içindeyseniz, süreç diyorum, çünkü biraz zamana, bolca farkındalığa ihtiyacınız var. Affetmek aslında sizin illüzyondan çıkmanıza olanak tanıyor.
Gelelim süreç nasıl işliyor kısmına, bugüne kadar yaptığım çalışmalarda hep üç yüzlü madalyon gibiydi tüm yaşananlar.
Madalyonun ilk yüzünde yaşadığınız olay var. İlk önce başınıza geleni affediyorsunuz.
İkinci yüzünde ise size bu olayı yaşatan kişi var. Onu anlıyorsunuz, kabul ediyorsunuz.
Madalyonun üçüncü yüzünü çevirdiğimizde, aaa o da ne? Bir ayna var! Kendinizi görüyorsunuz. Bingo! Tüm yaşadıklarınızdan dolayı, yaşanan kötü şeylere izin verdiğiniz için kendinizi affediyorsunuz. İçten içe gücünüzü teslim ettiğinizi, kendinize hak etmediğiniz bir şeyi yaşattığınızı biliyorsunuz.
Üç turu da çevirdikten sonra gerçekten affedip affetmediğinizi nasıl anlıyoruz? Bu konuda çeşitli rivayetler var. Gerçek olan şu: “iyi ki bu olayı yaşamışım. İyi ki bu olay benim hayatımda olmuş. İyi ki bu insan benim hayatıma girmiş.” dediğiniz zaman gerçekten affetmiş oluyorsunuz. Olmaz demeyin, tecrübe ile sabit, oluyor.
Bana ne kötülükler yaptığını düşündüğüm insanları affettim, iyi ki olmuş dedim. Hepsinden bir erdem kazandım. Hepsinden bir şey öğrendim, olgunlaştım.
Olan her olay ruhunuza bir erdem öğretmek için gerçekleşiyordur. Dersinizi aldığınız da ders biter.
Spor olsun diye affetmiyoruz, elbet var bir bildiğimiz. İki şekilde etkili. İlki bireysel yaşantımızdaki yeri, ikincisi ise tüm insanlık ve hatta dünya için etkisi.
Haydi mikrodan başlayalım. Affetmeyince neler oluyor? Bedenimizde mide ağrısı ve yanması, hazımsızlık, yüksek tansiyon, kalp atışında değişiklik, baş ağrısı, baş dönmesi, uykusuzluk, halsizlik, dikkatte dağınıklık, huzursuzluk ve duygusal alanımızda kin, acı, nefret, düşmanlık, öfke ve korku gibi duygular hakim oluyor. Sırf bu durumdan uzaklaşmak için affediyoruz.
Şimdi gelelim makro etkisine. Affetmek bizim duygusal frekansımızı yükseltiyor. Negatif duygulardan, pozitif duygulara geçiyoruz.
Amerikalı Doktor David Hawkins (1927-2012) yıllarca süren bir araştırma yapıyor. Frekanslar ve frekansların bilinç düzeylerine etkisini araştırıyor. Sonunda “Hawkins bilinç haritası” ortaya çıkıyor. Yaptığı deneylerle yüksek frekanslı duygu ve düşüncelerin; düşük frekanslı olanlardan daha güçlü ve etkili olduğunu ortaya çıkarıyor. En yüksek frekans 700-1000 hertz arasındayken, en düşük frekans 20 hertz.
Hawkins aynı zamanda en yüksek seviyeye ulaşmış bir bilincin yetmiş milyon bilinci dengelediğini buluyor.
Diğer dengeleme rakamları ise şöyle;
300 seviyesindeki bir kişi 200’ün altındaki 90.000 kişiyi,
400 seviyesindeki bir kişi 200’ün altındaki 400.000 kişiyi,
500 seviyesindeki bir kişi 200’ün altındaki 750.000 kişiyi,
600 seviyesindeki bir kişi 200’ün altındaki 10 milyon kişiyi dengeliyor.
200 hertz seviyesine kadar olan duygu durumlarını mı merak ediyorsunuz? Yazının başına dönün.
Affedici, şefkatli bilinç hali ise 350 Hertz.
Kendiniz için, yaşadığınız toplum için, ülkeniz için affetmeye hazır mısınız?