Vatandaşlar olarak bize karışmak değil sizin göreviniz.
Medeni halimize dil uzatmak değil sizin göreviniz.
Kendimize özgü seçimlerimizi, yaşamı kurgulama biçimimizi tehdit etmek değil sizin göreviniz.
Nasıl davranacağımızı söylemek değil; vatandaşların bir kısmını kötüleyip diğerlerini aklayarak aralarında düşmanlık yaratmak değil sizin göreviniz.
Hiç düşündünüz mü? Ne yiyip, içip, giyeceğimizi söylemek, kiminle nasıl bir formda ilişki kuracağımıza karar vermek mesela, neden sizin göreviniz olsun? Saçma değil mi?
Nasıl bir ilişki var sizinle bizim aramızda. Siz bizim sahibimiz misiniz?
Kadınları tarif etmek değil sizin göreviniz.
Erkekleri tarif etmek değil sizin göreviniz.
Çocukları herhangi bir dine zorlamak değil sizin göreviniz.
Ne tuhaf!
Dinlerle ilişkimizi düzenlemenin, neden sizin göreviniz olduğunu düşünüyorsunuz?
Mahrem alanlarımız, evlerimiz, yatak odalarımız neden sizin aklınızdan çıkmıyor, kiminle ne yapacağımızı tarif etmek neden sizin göreviniz oluyor? Ne münasebet?
Kimseye zarar vermeden sürdürdüğümüz yaşam biçimlerimiz, birbirimizle ilişkilenme biçimlerimiz, sosyal davranışlarımız neden sizin kişisel görüşleriniz veya inandıklarınız doğrultusunda eleştiriliyor? Neden sizin istediğiniz biçimde olmak zorunda olsun? Ne münasebet? Hangi akla hizmet?
Huzurumuzu bozmak, kural ve mantık dışı yasaklar, hukuk dışı cezalar, kabadayıvari korkutmalarla ülkeyi gergin bir ülke haline getirmek, değil ki sizin göreviniz.
Hukukta, bilimde ve sanatta ileriye gideceğimize aksine gerisin geriye gitmemize sebep olmak değil ki sizin göreviniz.
Üretimi, yaratıcılığı, verimliliği, bilimi ve özgürlüğü, adaleti, haklarımızı zapturapt altına almak değil ki sizin göreviniz.
Din adamlarını ve türlü kural koyucuları korumak ve kollamak değil ki sizin göreviniz.
İnsanların doymasını, yaşamasını, okumasını, eğitim almasını, hastalanınca iyileştirimlesini sağlamak, mesela bunlar sizin görevleriniz.
Kamu ve özel kuruluşların insan hakları, insan sağlığı, insan emniyeti gibi başlıklarda denetlenmesini sağlamak. Hukukun kuralları doğrultusunda hareket etmek, hukuku güçlendirmek. Bunlar sizin görevleriniz.
İnsanlık tarihinden bu güne gelen maddi değerleri, tarihi eserleri en ideal şekliyle muhafaza etmek sizin göreviniz.
Tarihin objektif biçimde aktarımını sağlamak sizin göreviniz.
Her öğrencinin ileri eğitim metodlarıyla, bilimsel ve aydınlık bir biçimde eğitim almasını sağlamak ve öğrenmeyi sevdirmek sizin göreviniz.
Sizin göreviniz yeniliklerden, bilim ve teknolojiden vatandaşlarınızı faydalandırmak, insanların öğrenme, gelişme ve haber alma özgürlüğünün, öğrenme özgürlüğünün, bilimsel veriler üretme özgürlüğünün önünü açmak.
İnsanların maddi ve manevi haklarını korumak, ayrımcılık yapmamak sizin en önemli göreviniz.
Toplumda huzuru, güvenliği, adaleti, insan hakları bakımından eşitliği sağlamak sosyal düzeni güçlendirmek sizin göreviniz.
Çocukları cinsel, fiziksel, psikolojik ihmal ve istismardan korumak sizin göreviniz.
Kadınları kendilerine biçilmiş ataerkil rollerden korumak, onları ezilmekten, sömürülmekten, öldürülmekten korumak sizin göreviniz.
Erkekleri kendilerine biçilmiş ataerkil rollerden uzaklaştırmak ve korumak sizin göreviniz.
İşçilerin haklarını korumak, ezilenlerin yanında olmak, eşitlik, adalet ve özgürlük kavramlarını toplumun her kesiminin üstünden yüceltmek sizin göreviniz.
Azınlıkları maddi ve manevi olarak korumak sizin göreviniz. Farklı etnik gruplara ve kültürlerine sahip çıkmak sizin göreviniz.
İnançlar dünyasına saygı göstermek, vatandaşların özgürce inançlarını yaşayabilmelerini sağlamak sizin göreviniz.
Eğitim, sağlık, güvenlik, hukuk, barınma-beslenme gibi alanlarda eşitlik sağlamak esas sizin göreviniz...
Siz bütün bu görevleri yapmak için bu işe başvurmuş, işe kabul edilmiş ve her birimiz gibi bir sektörde birer çalışansınız. Kurallara uyarak görevlerinizi yaparsınız. Üstten söz söyleyecek herhangi bir ayrıcalığınız yok ki.
Yoksa bu bir özel sektör müdür?
Velhasıl, bizimle uğraşmak değil, sizin göreviniz...