TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'in, PKK saldırıları nedeniyle liderlerin buluşmasının “müthiş” olacağını, kamuoyuna moral vereceğini söylemesinden sonra (Serpil Çevikcan, Milliyet, 26 Haziran 2010) Türkiye'ye özgü bir tartışma başladı; kim kimin ayağına gidecek?
Başbakan Tayyip Erdoğan, “bakalım ne yapacaklar” gibi nahoş bir ifadeyle “liderleri davet edeceğini” söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu açıklama üzerine, geleneğin “Cumhurbaşkanı'nın davet etmesi” yönünde olduğunu belirterek, Başbakan'ı “ziyaretçi” olmaya çağırdı. Kılıçdaroğlu'na göre, Başbakan “kendisini Cumhurbaşkanı yerine koymuştu.”
Başbakan Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu'na cevabı, bu yazının konusunu oluşturuyor. Zira Erdoğan, ''Ben şu anda Cumhurbaşkanlığı makamında olduğumu söylemedim, ama ben Başbakanım ve şu anda yürütmenin başıyım. Yürütmenin başı olarak da şu anda bu konuda atılması gereken adımları atmak durumundayım” dedi.
Anayasa 'yürütme' görevini paylaştırıyor
Acaba öyle mi? Başbakan yürütme organının başı mı, yoksa bu sözleriyle farkında olmadan Kılıçdaroğlu'nun tezine mi destek vermiş oldu?
Cumhurbaşkanı'na tanınan yetkiler ve halk tarafından seçilmesi tercihi nedeniyle sınırları ciddi bir şekilde zorlansa da, Türkiye'de de geçerli olan parlamanter sistemde yürütmenin ikili (düalist) bir yapısı bulunuyor. İki başlı yürütme, Anayasa'da da hiçbir kuşkuya yer vermeyecek hükümlerle ifadesini buluyor.
Anayasa'nın “Yürütme Yetkisi ve Görevi” başlığını taşıyan 8. maddesini birlikte okuyalım:
“Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.”
Görüldüğü gibi, Anayasa'nın 8. maddesi, “yürütme yetkisi ve görevi”ni açıkça Cumhurbaşkanı ile Bakanlar Kurulu arasında paylaştırmış bulunuyor.
Anayasa'da 'yürütme' Cumhurbaşkanı ile başlıyor
Devam edelim.
Anayasa'nın “İkinci Bölüm”ü “YÜRÜTME” ana başlığını taşıyor. Bu ana başlığın altında “yürütme”yi oluşturan makamlar sayılırken “I” numarada “Cumhurbaşkanı”, “II” numarada “Bakanlar Kurulu” sıralanıyor.
1982 Anayasası'nda, makam ve kurum yetkilerinin en derli toplu ve ayrıntılı sıralandığı bölümü Cumhurbaşkanlığı oluşturuyor. Cumhurbaşkanı için “görev ve yetkileri” sıralayan 104. madde “Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir” hükmüyle başlıyor. Maddede daha sonra Cumhurbaşkanı'nın “yasama”, “yürütme” ve “yargı”ya ilişkin yetkileri uzun bir liste halinde sayılıyor.
Cumhurbaşkanı'nın Bakanlar Kurulu'na başkanlık yetkisi var
104. maddeye göre, Cumhurbaşkanı'nın “yürütme”ye ilişkin yetkileri arasında “Gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kuruluna başkanlık etmek veya Bakanlar Kurulunu başkanlığı altında toplantıya çağırmak” da yer alıyor.
Cumhurbaşkanı'nı Bakanlar Kurulu'na başkanlık etmek noktasında da konumlandıran Anayasa'nın hükümleri ile Türkiye'de de uzun bir geçmişi bulunan parlamanter sistemin gelenekleri Başbakan'ın “Yürütmenin başıyım” iddiasını doğrulamıyor.
Başbakan 'yürütme'nin değil, 'Bakanlar Kurulu'nun başı
Peki, Anayasa'ya göre Başbakan nerenin başı? Soru, Bakanlar Kurulu için “görev ve siyasi sorumluluk” tanımı yapılan 112. maddede cevabını buluyor. 112. madde, Başbakan'ı “Bakanlar Kurulu'nun başkanı” olarak konumlandırıyor.
Yürütme yetkilerinin odaklandığı yerin “hükümet” olmasının, “yürütme organının başı” konusunda Başbakan'ın kafasını karıştırdığı anlaşılıyor.
Erdoğan, Kılıçdaroğlu ile aynı şeyi söylemiş oluyor!
Başbakan, muhalefet liderlerini “ziyaret etmek” değil “davet etmek” konumunda bulunduğu iddiasını “yürütme organının başı olduğu” varsayımına dayandırdığına göre, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun tezine destek vermiş oluyor. Zira Kılıçdaroğlu'nun “Gelenek, davet makamı olarak Cumhurbaşkanlığı'nı gösteriyor” sözleri ile Erdoğan'ın “Daveti yürütme organının başı yapar” sözleri aynı kapıya çıkıyor!
Çocuklarımız katledilirken bir araya gelmeyi bile mesele yapmanın siyasetin bütünü adına ortaya koyduğu ayıbı ihmal ederek söyleyelim; Anayasa'nın açık hükümlerine göre Erdoğan'a yol görünüyor...