Tarih, 4 Kasım 1993.
Başbakan Tansu Çiller konuşuyor: “Elimizde PKK’ya yardım eden Kürt işadamlarının listesi var. Listede 60 kadar isim bulunuyor. Devlet PKK’yla olduğu gibi, PKK’ya mali destek sağlayanlarla da her biçimde mücadele edecektir.”
Bu sözlerden 2,5 ay sonra, 14 Ocak 1994’te Behçet Cantürk ile başlayan cinayetlerde Yusuf Ziya Ekinci, Savaş Buldan, Hacı Karay, Adnan Yıldırım, Namık Erdoğan, Medet Serhat, Faik Candan, Fevzi Arslan, Şahin Arslan ve Mecit Baskın peş peşe öldürüldü.
Tarih, 2 Mart 1994.
Aynı başbakan, “PKK’nın gölgesini Meclis’in üzerinden kaldırmakla yükümlüyüz” diyecek, ardından TBMM’de gözaltına alınan DEP milletvekillerinin cezaevi serüveni başlayacaktı. Bir başka DEP milletvekili, Mehmet Sincar, daha önce “etkisiz hâle getirilmiş”, 4 Eylül 1993’te Batman’da öldürülmüştü.
Tarih, 30 Kasım 1994.
Aynı başbakan, Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu (MDMAK) tutanaklarına göre,“Başta Özgür Ülke olmak üzere bölücü örgütlere destek verici yayın yapanlarla etkin mücadele yöntemlerinin derhal uygulanması” için “gizli” bir yazı ile talimat verdi.
Yazıdan birkaç gün sonra, 3 Aralık’ta Özgür Ülke bombalandı, bir kişi öldü, 17 kişi yaralandı.
Tarih, 7 Kasım 2012.
BDP’li Sırrı Süreyya Önder; MDMAK üyelerini yalısında konuk eden Çiller’e, o kanlı listeyi sordu. Tutanaklardan gözyaşlarını tutamadığı anlaşılan Çiller’den 19 yıl sonra gelen açıklamayı okuyalım: “Evet, böyle bir liste geldi önüme. Tahmin ediyorum ki İçişleri Bakanlığı’ndan geldi. MGK’da da bu tarz birtakım işadamlarının finansman için tehdit edildiği ve zorla para toplandığı ifade edildi. Bu çerçevede, o gün, hatta o anda önüme gelen bir listeydi. ‘Kimse buna boyun eğmesin, biz bunları koruruz. Kim bunu yapıyorsa bunları da önleriz... Bu işadamları tehdit ediliyorsa korkmasınlar...’ Verdiğim mesaj buydu.”
Acaba öyle mi?
Tarih, 26 Haziran 2012.
MDMAK üyelerine bilgi veren ve tutanaklara göre Çiller’in “Olmayan erkek kardeşimi buldum” diyecek kadar yakın bularak bakan yaptığı Yalım Erez listeye tepkisini anlatıyor: “Çiller’e o beyanatından sonra, ‘Devlet adam öldürürse nerede duracağı belli olmaz. (...) Böyle şey olmaz ülkede... İnsanlar kendisini devlet zanneder. Öyle şeyler hoş değil’ diye söyledim. (...) Hiç karşılık vermedi...”
Erez, “listede olduğunu öğrenen RP milletvekili Mustafa Bayram’ın ‘Aman beni kurtar’ diye kendisine geldiğini” de açıklıyor. Bayram’ı buluşturduğu Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’ın“Öyle bir şey olmaz. Nereden çıktı bu” dediğini aktaran Erez, “Bayram da ondan sonra hayatta kaldı” ifadesini kullanıyor.
Başka?
Tarih, 2006.
Çiller’in danışmanlığını yapan, bir ara Özer Uçuran Çiller’le ortaklık da kuran Memduh Bayraktaroğlu Çiller’li Yıllarım kitabında anlatıyor: “Eski istihbaratçılar ve görevde olan meslektaşları, Özer beye, ‘özel birlik’ kurulmasını önermişti. (...) Gerekli kararnameler ve tüzükler hazırlandı. Fakat o da ne? Cumhurbaşkanı Demirel, teşkilatın kuruluşunu onaylamadı. Buna rağmen kurulan ekip resmi çerçeve dışında çalışmalarına başladı. İçlerinden bir sözcü seçerek uyuşturucu ticaretini yöneten Cantürk’e gönderdiler. Sözcü, uyuşturucu ticaretinden vazgeçmesini, aksi halde başına iş açacağını bildirecekti. Cantürk, özel birlikle işbirliği yapmayı kabul etmedi. İlerleyen günlerde Cantürk öldürüldü. (...) Uyuşturucu gelirleri terör örgütünün elinden uçup giderken, talih kuşu (!) özel ekibin başına konmuştu! Devlet kontrolünde yapılan uyuşturucu işi ekibin üyelerini ve elbette ekibi koruyanları zengin etmişti...”
Bayraktaroğlu, Çiller’in “Devlet için kurşun atan da, yiyen de bizim için şereflidir” diye sahiplendiği Abdullah Çatlı’nın da özel ekipte olduğunu söylüyor.
Tabloya “Kumarhaneler Kralı” Ömer Lütfi Topal’ı vuran silahta Çatlı’nın parmak izinin bulunduğunu... Cinayetle suçlanan üç özel timcinin Ağar’ın talimatıyla serbest bırakıldığını... Aynı özel timcilerin, “kumarhanelerden haraç topladığı” iddiası Köşk’teki Susurluk Zirvesi tutanaklarına geçen DYP milletvekili Sedat Bucak’ın korumalığına atandıklarını... “Özel timcilerin itirafıyla cinayeti çözebileceğini” söyleyen İstanbul Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlu’nun görevden alındığını... Ve Çiller’in Batman Valisi’ne “özel ordu” kurdurduğunu da ekleyin.
Soru belli; Kürt siyasetçi, işadamı, avukat ve bürokratları kimler, kimlerin talimatıyla, neden ve nasıl öldürdü?
Peki, cevap?
Listedeki bazı isimlerin nasıl öldürüldüğünü ifşa eden özel timci Ayhan Çarkın’ın itiraflarını da hatırlayarak bu yazıyı bir daha okuyun.
(Taraf – 29 Kasım 2012)