Gazetecilik, haber, yorum, etki, itibar...
Bu kavramlara ne kadar çok zarar verdik. Haberciliği üstünkörü bir ihtiyaca cevap verir gibi yaparken oldu bu. Gerçeklere değil, bir yerlere bakarak gazetecilik yaparken...
İnsanlara köken de kurguladık bu ülkede, gerçekleri taklit de ettik.
Evet, pek utanmadan bakabileceğimiz bir geçmişimiz yok, ama gazetecilikten başka sığınacağımız bir yer de yok. Aynı utancı duymamak için ardımızda büyük bir deneyim, önümüzde uzun bir yol duruyor.
1 Eylül 2009'da yayına başlayan ve bugün yepyeni bir yüzle karşınıza çıkan T24, bu yolun talibi. Bağımsız gazeteciliği başarmak için medyada kurulan hayalin adı sayılır T24. Başarısızlık korkusu bizi ne yola çıkmaktan alıkoydu, ne de çıktığımız bu yolda koşmaktan.
Yeni gazetelerin ilk sayıları genellikle kötü olur! Gazetelerle karşılaştırılamayacak bir hacime sahip olan internet için neredeyse kesin bir kural bu. Aylar süren çalışmanın ardından 24 saattir kapanmamış gözlerin son biçimini vermeye çalıştığı T24'te bugün bazı eksikler göreceksiniz, biliyoruz. Ancak T24'ün her gün değil, her saat daha iyiye gideceğini de sizin bilmenizi istiyoruz.
Bugün yeni T24'e iyi bakın, bizi acımasızca eleştirin, ancak amacımızı unutmayın; bu ülkede bağımsız, kimsenin eline bakmayan, kimseden çekinmeyen-korkmayan bir gazeteciliği kurumlaştırmak.
Siyaset lisanıyla konuşmayan; kimseyi inançlarından, görüşlerinden, kökenlerinden, tercihlerinden dolayı yargılamayan; baskıdan, sınırlamadan, takıntılardan, tenezzül zaafından, para avından kurtulmuş özgür, bağımsız bir gazeteciliğe hepimizin ihtiyacı var.
Biz bağımsızlık için çalışıyoruz...
Ama bu, siz isterseniz olur!