D_Masthead_970x250

'Yandaş medya' bu kez Başbakan'dan farklı düşünüyor!

'Yandaş medya' adı altında yapılanın genellemenin de gerçeğin tamamını yansıttığını düşünmüyorum.
Yerel seçimlerden tam üç hafta önce “Bir ‘yandaş medya’ analizi” başlığı altında kaleme aldığımız incelemede, döviz kurlarındaki keskin hareketlerin nasıl yansıtıldığı üzerinde durmuştuk. Tempo24’te 9 Mart 2009’da yayımlanan o yazıda “yandaş medya” gibi aşırı genellemelere karşı olduğumuzun altını çizmiş, ancak eleştirilere hedef olan bu yayınlara zaman zaman hakim olan türdeş havanın varlığını inkâr etmenin samimi bir tutum olmayacağını vurgulamıştık. 9 Mart’taki analizde “tartışma götürmeyecek” bir konu olarak döviz kurlarındaki hareketlenmenin tartışılan medya cephesinde nasıl bir ters bakışla ele alındığı üzerinde durmuştuk. “Yandaş medya” olarak anılan cepheye ilişkin ikinci analizimizde, yine rakamların ortaya koyduğu katı gerçeğin bu kesimdeki bazı gazetelerde nasıl “türdeş” bir havada yansıtıldığını irdelemeye çalışacağız. Başbakan’ın kabul ettiğini reddettiler 29 Mart 2009 yerel seçimlerini ele alan 30 Mart tarihli gazeteleri incelediğimizde, sonuçları yansıtırken küçük bir grubun net çizgilerle diğerlerinden ayrıldığı gözleniyor. “AKP Hükümeti yanlısı yayın yaptıkları” görüşüyle eleştirilen bu gruptaki bazı gazeteler, seçim sonuçlarını yansıtırken ilk kez Başbakan Tayyip Erdoğan’la da ters düşmüş görünüyor. Erdoğan’ın, “halkın verdiği mesajın alındığı ve gerekli derslerin çıkarılacağı” açıklamasıyla kabul ettiği AKP oylarındaki erime, sözünü ettiğimiz bu gruptaki bazı gazetelerin manşetlerinde reddediliyor. Ele aldığımız gazetelerin 30 Mart Pazartesi günü çıkan birinci sayfalarında küçük bir gezinti yapalım: Yeni Şafak: Kaleler Düşmedi – Krize rağmen güvenoyu Başbakan Erdoğan’a yakın isimlerin yazılarının da yayımlandığı Yeni Şafak’ın sürmanşetine “Kaleler düşmedi” başlığı çıkarıldı. AKP’nin İstanbul ve Ankara’yı koruduğu belirtilen sürmanşetin spotunda, CHP’nin de İzmir’i elinde tuttuğu belirtiliyor. Yeni Şafak’ın manşetinde ise, büyük harflerle, doğrudan AKP’nin aldığı sonucu olumlayan bir başlık var: KRİZE RAĞMEN GÜVENOYU Manşetin spotunda “AKP’nin küresel krize rağmen oy oranını büyük ölçüde koruduğu, belediye başkanlıklarını bırakmadığı, CHP ve MHP’nin oylarının toplamından fazla oy aldığı” savunuluyor. Spotta öne çıkarılan üç unsur da sorunlu görünüyor. Birincisi; AKP, 22 Temmuz 2007 genel seçimlerinde kazandığı oyların yaklaşık yüzde 16’sını 29 Mart’ta kaybetmiş görünüyor. İkincisi; özellikle il genel meclisi oyları dağılımına bakıldığında CHP ve MHP’nin oy toplamının, Yeni Şafak’taki spotun aksine, AKP’nin altında kalmadığı anlaşılıyor. Üçüncü nokta olarak; “belediye başkanlıklarını bırakmadı” denilen AKP’nin 1’i Büyükşehir 13 ilde belediye başkanlığını kaybettiğini belirtelim. Türkiye: Millet istikrara ‘DEVAM’ dedi Seçim kampanyasında, her gün (tek istisna BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun kaybedildiğine ilişkin haber oldu) manşetinde sadece AKP mitingleri ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın sözlerini veren Türkiye gazetesinin, bu tutumuyla basın tarihine geçtiğini düşünüyoruz. Türkiye gazetesinin bu durumunu, Vatan gazetesi, İhlas grubunun Hazine’ye olan sorunlu borçlarına atıf yaparak “Borcu böyle ödüyor” başlığıyla (17 Mart 2009) manşet yapmıştı. Türkiye, seçim sonuçlarını duyurduğu manşetine “Millet istikrara ‘DEVAM’ dedi” başlığını çıkardı. Manşetin altına “İktidarı erken seçime zorlayacak bir sonuç için her yol denendi ancak millet Ak Parti’ye yine güvenoyu verdi” cümlesini koyan Türkiye’nin birinci sayfasındaki spotta bazı ifadeler şöyle: “Herkes sustu millet konuştu… Genelb seçimlerde rakiplerine ezici bir üstünlük sağlayan Ak Parti, referandum havasına sokulan yerel seçimler öncesi her türlü yıpratma kampanyasına direnerek muhalefet partilerini bir defa daha geride bıraktı…” AKP’nin kaybettiği belediye başkanlıklarından hiç söz etmediğini belirterek Türkiye’yi geçelim. Star: Güven tazeledi Başbakan Erdoğan için “İdolüm Tayyip Erdoğan… Adamın sevdalısıyım” ifadelerini kullanan işadamı Ethem Sancak’a ait olan Star gazetesi birinci sayfasına büyük bir Erdoğan fotoğrafı koyarak “Güven tazeledi” başlığını kullandı. Birinci sayfanın büyük bir bölümünü Erdoğan’ın açıklamasına ayıran Star’ın logosunun yanında yayımlanan haberdeki “Büyükşehirlerde sürpriz yok” başlığı dikkat çekiyor. Seçim gecesi yaptığı açıklamada Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı CHP’ye kaptırılmasının şaşkınlığını saklamaya gerek görmeyen Erdoğan’ın tutumu da Star’ı etkilememiş görünüyor. Çift birinci sayfa yapan Star’ın ikinci ana sayfasında sürmanşet “Sürpriz olmadı” başlığını taşıyor. Hemen altında “CHP’den yenilgiye ‘şaibe’ bahanesi” başlığı dikkat çekiyor. Star’ın iki birinci sayfasında da AKP’nin kaybettiği belediyelerden söz açılmıyor. Zaman: Krize rağmen oy oranını korudu Manşetine “Her partiye ayrı mesaj” başlığını taşıyan Zaman gazetesi, birinci sayfasındaki ilk spotta AKP’nin “krize rağmen 2004’teki oy oranını koruduğunu” savunuyor, ancak seçmenin aday tercihleri konusunda partiyi uyardığını ekliyor. 2004’teki oy oranını da koruyamayan AKP’nin 22 Temmuz 2007 seçimlerinden ne kadar geriye düştüğünden söz etmeyen Zaman’ın, yukarıda yayınlarını özetlediğimiz gazetelere göre daha dengeli bir tutum sergilediğinin altını çizelim. Bugün: Sandıklardan sürpriz çıktı “Sandıklardan sürpriz çıktı” başlığını kullanan Bugün gazetesi AKP’nin 2004 yerel seçimine göre yaklaşık yüzde 3 oy kaybettiğini belirtirken 22 Temmuz 2007’ye oranla iktidar partisinde yaşanan kayba değinmemiş. Ancak Bugün’ün, ilk grupta verdiğimiz gazetelere göre daha dengeli bir tutum sergilediği gözleniyor. Anadolu’da Vakit: Oylar adaylara Manşetinde “Oylar adaylara”, üst başlığında “MHP, Saadet Partisi ve DTP’nin oyları arttı” ifadelerini kullanan Anadolu’da Vakit, bu değerlendirmede ana muhalefet partisi görmemeyi tercih etmiş. Spotunda seçmenin “partilerden ziyade adaylara oy verdiğini” savunan Vakit’e göre, AKP’nin yüzde 2 oranında oy kaybettiğini savunmuş. Bütün genellemeler gibi “yandaş medya” adı altında yapılanın da gerçeğin tamamını yansıttığını düşünmüyorum. Evet, ben medya gruplarında “robotların” değil “insanların” çalıştığına inanıyorum. Ve meslektaşlarımı, bir kez daha, seçim sonuçlarını yansıtma biçimi üzerinden, “yandaş olmak”la suçlanamayacak bir habercilik tarzı üzerinde düşünmeye davet ediyorum.

İlgili İçerikler