İstanbul’a devasa bir Adalet Sarayı inşa edildi. Beyaz, 16 katlı...
İstanbul’a devasa bir Adalet Sarayı inşa edildi. Beyaz, 16 katlı, heybetli. Avrupa’nın en büyük adliyesi. Heyhat! Zaman dar. Hakimler ve savcılar kocaman saraylarında iş yükünden bunaldılar. Çareyi, zamanlarından en çok çalan bazı davalar için toplu çözümler üretmekte buldular. Düşündüler, taşındılar, “765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 434. maddesindeki uygulama yeniden hayata geçirilmeli” diye buyurdular. Meali, tecavüze uğrayan kadının tecavüzcüsüyle evlenmesi halinde davanın düşürülmesi. Çarçabuk namusun kurtulması, otomatikman sicilin temizlenmesi. Şipşak. Kadının her gün ölmesi, tüm yaşamının “yasalarca onanmış” bir tecavüze dönmesi? Teferruat. Aslında bu önerinin kapsamı genişletilip, adaletin iş yükünü daha da hafifletici öneriler getirilebilirdi. Adi suçlar kapsamında, fazlaca vakit alan bütün davalardaki tüm davacılar tüm davalılarla kısa yoldan baş göz edilebilir, kutsal ve dokunulmaz aile kavramının kireç beyazlığına daha da, daha da sığınılarak, toplu aflar çıkarılabilirdi. Toplu düğün törenlerinde vatandaş eğlenir, göbecikler atılırken, havalara bilmemkaç el ateş bile edilirdi. (İç ses: Olur mu öyle şey canım, çok saçma.) (İç ses 2: Sanki somut önerileri çok akla mantığa yatkındı da...!) Mesai bitti. Herkes evinde şimdi. Televizyonlar ardına kadar açık. Çarşaf çarşaf dizilerde şiddet ve tecavüz itinayla sunularak meşrulaştırılıyor. Ciyak ciyak tartışma programlarında ötekileştirme kavramının altı daha da çiziliyor. Nabza göre şerbet gırla. Mutluluk anketlerine göre çoğunluk memnun, çitçit çekirdek çitliyor. Çaydanlık kıpır kıpır, gündeliğin olağan koşturmalarını fokurduyor. Yanıbaşında emektar tava, tazecik börek kızartıyor. Bazı kesimlerin önerisince Arap Alfabesi’nin ilk harfine atfen Elif Böreği, derneklerin önerisince Yeşilay Böreği, ne diyeceğini şaşırmışlar için de yenisimbulamadık şimdilik böyle idare edin böreği. Bence hala ve her zaman, 40 yıllık sigara böreği! Haber odur ki, hakimler ve savcılar korkunç iş yükünün altında harıl harıl çalışırken, börekçiler de boş oturmamışlar. Sigara yasağına bir katkı da biz yapalım diyerek, sigara böreği ismini, olumsuz ve özendirici çağrışımlarından dolayı değiştireceklerini duyurmuşlar. Sigara böreğini severek yiyen çoluk çocuk, “böreği böyleyse, aslı kimbilir nasıldır” diyerek, mazallah tütün ürünlerine özenebilirmiş. Bakış açısı çapraşık. Dilber dudağı, kadınbudu köfte ve tekmil günaha davet çıkaran türevleri, tez yasaklansın derim. Neme lazım, sapkın akılların aklına sapkın düşünceler geliverir, milletçek namusumuzu Türk mutfağı’nın sırtına yüklemeyelim. Güneşli cumartesiler dilerim!