Başbakan tarafından 14 Ocak’ta açıklanan Ar-Ge Reform Paketi'nin ana başlıkları neler?
10 Aralık’ta Başbakan tarafından kamuoyu ile paylaşılan 64. Hükümet’in 2016 Eylem Planı, Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerine sağlanacak destekler ve yapılması planlanan düzenlemelere ilişkin önemli ipuçları içermekteydi. 14 Ocak’ta yine Başbakan tarafından açıklanan Ar-Ge ve reform paketi ile ayrıntılar ortaya çıkmış oldu. Genel hatlarıyla pakete bakalım…
Hükümetin 2016 Eylem Planı’nda Ar-Ge’ye ilişkin neler vardı?
- Eylem Planı’nda altı ay içerisinde Patent Kanunu’nun çıkarılacağı belirtilmişti. Bu sayede Türkiye’nin daha nitelikli ve yüksek katma değer odaklı bir sınai mülkiyet üretim yapısına geçmesinin sağlanacağı vurgulanmıştı. Bu kapsamda KOBİ’lerin TSE ve patent belgelerinin maliyetlerinin Devlet tarafından karşılanacağı da Eylem Planı’nda belirtilmişti.
- Plan’a göre Haziran’a kadar Ar-Ge ve yenilik desteklerinin etkinliği artırılacak ve bu alandaki koordinasyon güçlendirilecekti. Başbakan tarafından açıklanan paket özellikle de bu eylemin en önemli yansıması gibi görünüyor.
- Ar-Ge ve tasarım alanında erken aşamaya yönelik bir fon kurulacağı Plan’da yer alan en dikkat çekici eylemlerden biriydi. Buna göre, Hazine Müsteşarlığınca uygulamaya konulan üst fon düzenlemesi kapsamında Ar-Ge ve erken aşama yenilikçi şirketlere yatırım yapacak girişim sermayesi fonlarına kaynak aktarılacak. Aktarılan bu kaynakların girişim sermayesi fonlarının kuluçka projeler ve hızlandırıcılar tarafından başlatılmış projelere yönelik yapılan yatırımlara öncelik vermesi sağlanacak. Bu önlemlerin hayata geçirilmesinin Ar-Ge ve tasarım faaliyetlerinin finansmanının kolaylaştırılması bağlamında çok önemli olduğunu bir not olarak düşelim.
- Yenilikçi girişimcilerin projelerinin ticarileştirilmesi için “kredi garanti mekanizması” oluşturulacağı da Eylem Planı’nın önemli başlıklarındandı. Bunun için mevcut kredi garanti mekanizması içinde yenilikçi girişimcilere proje bazlı kredi garanti desteği sağlayabilecek bir fon oluşturulması planlanıyor.
- İhtiyaç duyulan bilgi ve tecrübe düzeyi yüksek yabancı uzmanların ülkemizde çalışmalarının kolaylaştırılması için gerekli düzenlemelerin altı ay içinde yapılacağı da Plan’da vurgulanmaktaydı. Yurt dışında yaşayan nitelikli insan gücünün ülkemize kazandırılmasını teşvik için düzenlemeler yapılacağının altı da başka bir eylemde çizilmişti.
- Eylem Planı’nda “üst, orta ve yüksek teknolojili” ürünlerde kamu alım garantisine dayalı yerli tedarik modellerinin bir yıl içinde hayata geçirilmesinin planlandığı da vurgulanmıştı.
Başbakan tarafından 14 Ocak’ta açıklanan pakette neler var?
Başbakan tarafından 14 Ocak’ta açıklanan Ar-Ge Reform Paketi’nin ana başlıklarını ortaya koyalım;
- Paketteki en dikkat çekici noktalardan birisi “Tasarım Merkezleri ”ne ilişkin. Buna göre; tasarım merkezleri kurulacak ve bunların Ar-Ge Merkezleri’ne sağlanan destek ve muafiyetlerden yararlandırılması sağlanacak. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nde gerçekleştirilecek tasarım faaliyetleri de destek ve muafiyet kapsamına alınacak.
- Paketten anladığımız kadarıyla Ar-Ge ve tasarımı siparişle yaptıran KOBİ’lerin de vergi indiriminden yararlandırılması sağlanacak. Bu oldukça önemli bir hamle; çünkü bu sayede kendi bünyesinde bu tür faaliyetleri maliyet baskısı nedeniyle yapamayan KOBİ’lere önemli bir kapı açılmış olacak.
- Malum Ar-Ge Merkezi kurmak için gerekli en az tam zamanlı Ar-Ge personeli sayısı bir süre önce 50’den 30’a düşürülmüştü; ancak özelikle bazı yüksek teknoloji gerektiren sektörler için bu sayının bile yüksek olduğu vurgulanmaktaydı. Paketle birlikte özellikle yüksek teknolojili sektörlerde sayının 30’dan 15’e düşürülmesinin planlandığı anlaşılıyor. Bu adımın özellikle klinik araştırmalar bağlamında sağlık sektörü başta olmak üzere, yüksek teknolojili ürün üreten yatırımcıları cezbedeceğini öngörebiliriz. Yine paketten anladığımız kadarıyla, “öncelikli ve stratejik sektörlerde” -ki bunların bilişim, sağlık, biyoteknoloji, nanoteknoloji, savunma, uzay, havacılık vb. olacakları anlaşılıyor- “İhtisas (Tematik) Teknoloji Geliştirme Bölgeleri” kurulacak.
- Ar-Ge Merkezleri’nde istihdam edilecek Temel Bilimler mezunlarının maaşlarının brüt asgari ücret kadarlık kısmının, 2 yıllığına hazine kaynaklarından karşılanması öngörülüyor. Bu adım da Ar-Ge faaliyetlerinin operasyonel maliyetlerini düşürmek bağlamında oldukça önemli.
- Paket’le birlikte Ar-Ge, yenilik ve tasarım projeleri kapsamında dışarıdan temin edilen ürünlere Gümrük Vergisi İstisnası getirilecek. Bu sayede proje sürelerinin kısaltılması ve maliyetlerinin düşürülmesi hedefleniyor.
- Uzun süredir eleştiri konusu yapılan, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ile Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri’nde çalışan personelin, projelerle ve lisansüstü eğitimleriyle ilgili olarak dışarıda geçirmeleri gereken sürelerin de muafiyet kapsamına alınması konusu da Paket’le birlikte çözümlenecek gibi görünüyor.
- Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nde yer alan Teknogirişim Sermayesi Desteği ile kurulan firmalara doğrudan girişim sermayesi sağlayan şirketlere vergi indirimi kolaylığının da getirileceğini anlıyoruz. Bu da Ar-Ge ve yenlik faaliyetleri bakımından önemli bir adım.
- Hâlihazırda gençlere verilmekte olan 100 bin TL’lik Teknogirişim Sermayesi Desteği’nin, projeye göre 500 bin TL’ye kadar çıkarılması ve bu konudaki mezuniyet sonrası 5 yıllık sürenin de 10 yıla uzatılması planlanıyor. Bu adımla, yenilikçi fikirlere sahip gençlere önemli bir kanal yaratılacağını söyleyebiliriz.
- Paket’le birlikte öğretim üyelerine de önemli bir destek geliyor. Buna göre, “üniversite-sanayi işbirliği” faaliyetlerinde bulunan öğretim üyelerinin bu kapsamdaki faaliyetleri sonucunda elde ettikleri gelirlerden gelir vergisi kesintisi yapılmayacak, döner sermaye kesintisi de %15 ile sınırlandırılarak, öğretim üyesine %85’inin ödenmesi sağlanacak.
Adımlar önemli ancak fazlasına ihtiyaç var!
Başbakan tarafından 14 Ocak’ta açıklanan ve ana başlıklarına değindiğimiz Ar-Ge Reform Paketi oldukça önemli düzenlemeler içeriyor; ancak şu an GSYH’nın %1’ine yakın düzeylerde seyreden Ar-Ge harcamalarımızı 2023’te %3 düzeylerine çıkarmak için daha fazlasına ihtiyacımız var. Uluslararası yatırımcılar tarafından yatırım yapma kararları bakımından da dikkatle takip edilen “vergi öncesi karı” ilgilendirecek yeni Ar-Ge teşvik mekanizmalarının (işletme maliyetlerini düşüren giderler gibi) pakete eklenmesi ve yine uygulanmakta olan vergisel teşviklerin vergi öncesi karı etkileyecek şekilde yeniden tasarlanması yararlı olacaktır. Bu alandaki dağınık mevzuatın ve uygulama sistematiğinin bir merkezde toplanmasında da fayda olacağını ekleyelim.
(*) Bu makale www.KPMGvergi.com adresinde yayımlanmıştır.