Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından geçtiğimiz günlerde açıklanan, 2014 yılı vergilendirme döneminde en yüksek beyanda bulunan Kurumlar Vergisi ilk 100 mükellef listesi ve genel olarak bu yılki kurumlar vergisi beyan rakamlarından derlediğimiz ilginç bazı verilerin üzerinden geçelim;
-İlk önce çarpıcı bir veri ile başlayalım; Türkiye’de verilen toplam 647.186 kurumlar vergisi beyannamesinin yüzde 37’si İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın; yüzde 11’i ise Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nın yetkisindeki vergi dairesi müdürlüklerine verilmiş. Tahakkuk eden toplam 38 milyar 305 milyon 950 bin TL kurumlar vergisinin de yüzde 24,9’u İstanbul; yüzde 30,43’ü Büyük Mükellefler ve yüzde 20’49’u da Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı kanalı ile tahakkuk ettirilmiş! Sanırız tablo yorumlamaya pek ihtiyaç duymuyor.
-Rekortmenler listesinde unvanının açıklanmamasını isteyen 17 mükellef var. Sadece en yüksek vergi ödeyenlerin girebileceği bir liste için, unvan gizleme talebi oldukça dikkat çekici ve aslında biraz da Türkiye’ye özgü. Anayasa’nın 73. maddesine göre önemli bir vatandaşlık “ödevi” olarak altı çizilen “vergi”nin, ödeyenler tarafından gizli tutulmaya çalışılması oldukça dikkat çekici. Aynı durumu “gelir vergisi rekortmenleri” ilan edilirken de yaşıyoruz. GİB’in bu konunun sosyolojik ve psikolojik altyapısını araştırmasının yararlı olacağı muhakkak.
-Yukarıdakiler dışında kalan 83 mükellefin 2014 yılında tahakkuk eden vergi toplamı 15 milyar 313 milyon 823 bin TL olarak gerçekleşmiş. Diğer bir anlatımla, listede mükellef başına ortalama tahakkuk eden vergi miktarı 184 milyon 503 bin TL (listede ilk sıralar ile son sıralar arasında çok büyük bir makas var. Bu nedenle, bu ortalama rakamından hareket ederek, ilk 100 mükelleften 18,5 milyar TL civarında vergi tahakkuk etmiştir demek mümkün değil. GİB’in ilk 100 için toplam rakamı açıklaması yararlı olacaktır).
-Listedeki ilk 20 mükellefin toplam tahakkuk eden vergi tutarı 11 milyar 987 milyon 718 bin TL. 2014 gelirlerine ilişkin olarak 2015 Nisan’da 647.186 beyanname verildiğini ve bu beyannamelerle 38 milyar 305 milyon 950 bin TL kurumlar vergisi tahakkuk ettirildiğini tekrar hatırlarsak, listedeki ilk 20 mükellefin tahakkuk eden tüm verginin yüzde 30’undan fazlasını karşıladığı ortaya çıkıyor. Özetle, kurumlar vergisi rekortmenleri listesinde ilk sıralar ile son sıralar arasındaki makasın çok açık olduğunu söylemek mümkün. Bu tablo doğrudan vergiler bağlamında, vergi toplama performansı ve verginin tabana yayılması konularındaki soru işaretlerini de arttırıyor.
-Listenin tartışmasız galibi ise -genelde olduğu gibi- “Bankalar”. İlk 20 içerisinde özel/kamu tam 12 banka; tüm listede ise Merkez Bankası ve tasfiye halinde Emlak Bankası dâhil 22 banka var. Bunların tahakkuk eden toplam vergisi ise 10 milyar 185 milyon 904 bin TL.
-Listede “elektrik üretimi ve dağıtımı” ile iştigal eden mükelleflerin geçen yıl dikkatimizi çeken ağırlığını (8 mükellef) bu yıl 2 mükellef ile gözlemleyemiyoruz.
-Listede “madencilik” faaliyeti ile uğraşan mükellefler de dikkat çekiyor. 5 mükellef toplam 445 milyon 874 bin TL vergi ile listede yerini almış durumda.
-Listeye genel olarak bakıldığında, bir mal veya hizmetin “ticareti” ile uğraşan mükelleflerin büyük ağırlıkta oldukları görülüyor. “Üretim/imalat” olarak niteleyebileceğimiz faaliyetler ile iştigal eden mükelleflerin listede büyük bir yer işgal ettiklerini söylemek oldukça zor. Kaldı ki listede kendine yer bulan imalatçıların bir kısmı da “konut ve diğer inşaat imalat” faaliyetleri ile iştigal ediyor. 2023 yılı hedeflerine ulaşmak bakımından bu tablonun iç açıcı olduğunu söylemek oldukça zor. Önümüzdeki yıllarda listede “üretim/imalat” faaliyeti ile ilgilenen mükelleflerin daha fazla yer bulmalarını umalım.
Modern ve demokratik bir toplumda, kamu harcamaları için en sağlıklı ve sürdürülebilir gelir kaynağı elbette ki vergilerdir. Vergi bilincinin ve ahlakının tam olarak yerleştiği demokratik bir ülkede, vergi ödemek “ödev” vasfının ötesinde çok büyük anlamlar taşımayabilir; ancak -hala bu yolda atacağı ciddi adımlar olan- ülkemizde toplam vergi yükünden önemli bir payı üstlenen “vergi rekortmenlerinin” çeşitli şekillerde ödüllendirilmeleri de elzemdir denilebilir. Gelir yönetiminin, bu konuda da etraflı analiz ve açıklamalar ile kamuoyunu bilgilendirmesi toplumda vergi bilincinin ve ahlakının oluşumuna büyük katkı sağlamanın en önemli adımlarından biri olabilir.
(*) Bu makale www.KPMGvergi.com adresinde yayımlanmıştır.