Devlet kırılganlığı konusunda hazırlanan raporlara ve istatistiklere göre, Türkiye'de devletin kırılganlığı son yıllarda artmış görünüyor. Önceki yazıda belirtmiştim; 2007-2014 döneminde Türkiye, devlet kırılganlığı sıralamasında 178 ülke içinde ortalarda (90'ıncı sırada) yer alıyor.
2015 sonrasında ise ülkede devlet kırılganlığının hızlı yükseldiğini görüyoruz. 2018-2022 dönemindeki 5 yılda sıralamada 179 ülke içinde 59'uncudur, kırılganlıkta 30 sıra birden yükseliyor. Önce birkaç kırılganlık sıralaması örneği verelim, sonra Türkiye'de devletin kırılganlığının neden arttığını açıklamaya çalışalım.
Örneğin ABD'nin devlet kırılganlığı da son yıllarda, özellikle 2016 sonrasında, yükselmiş durumda. 178 ülke içinde 159'uncu sıradan 140'ıncı sıraya çıkıyor. İki önemli nedeni var.
1) Yönetici gruplar arasında partizanlık, ayrımcılık ve ötekileştirme var; kırılganlık madde 2.
2) Siyasi ortamda gerginlik, uzlaşmasız tutum, kindarlık, iktidardaki liderin halkı temsil etme sorunu; kırılganlık madde3.
ABD'de devlet kırılganlığının bu nedenlerle artması, önceki başkan Trump ve taraftarlarının seçim sonuçlarına yönelik kampanya ve eylemlerine bağlanıyor. Bu bağlamda gerginlik arttıkça devlet kırılganlığı da yükseliyor.
2022'de en çok kırılgan ve en az kırılgan devletler Tablo 1'de yer alıyor. En çok kırılgan devlet Yemen'de, en az kırılgan devlet Finlandiya'da. En çok kırılgan devletlerde iç savaşlar, silahlı çatışmalar var. En az kırılgan devletlerde siyasi gerginlik yok veya çok az.
Şimdi Türkiye'de devlet kırılganlığının neden arttığını, benzer bazı ülkelerle de karşılaştırarak, açıklamaya çalışalım. Bu açıklamada kırılganlığı en çok yükselten beş maddeye bakıyoruz. Beş madde şunlar:
1) Yönetici gruplar arasında partizanlık, ayrımcılık, ötekileştirme; kırılganlık madde 2.
2) Siyasi ortamda gerginlik, uzlaşmasız tutum, kindarlık, iktidardaki liderin halkı temsil etme sorunu; kırılganlık madde 3.
3) Devletin meşruluğu, seçimlerde halkın temsiliyeti ve devlet kurumlarına güven az, yolsuzluk yaygın; kırılganlık madde 7.
4) Adaletsizlik ve insan hakları ihlali var, adalete güven az, bağımsız medya ve demokratik haklar baskı altında; kırılganlık madde 9.
5) Sığınmacı yoğunluğu devletin etkin işleyişini ve kaynaklarını sınırlıyor, sosyal sorunlar yaratıyor; kırılganlık madde 11.
ABD araştırma kurumu Fund for Peace (FFP) bu maddelere 0-10 arasında not veriyor. Maddenin notu düşükse kırılganlığa katkısı azdır, yüksekse çoktur. Şimdi önce 2013'te belirttiğimiz bu beş maddenin Türkiye'de ve dört benzer ülkede devlet gerginliğine ne ölçüde etki ettiğine Tablo 2'de bakalım.
2013'te devlet kırılganlığı en yüksek ülke Endonezya, kırılganlığı en düşük ülke Brezilya. Türkiye sıralamada beş ülkenin de, toplam 178 ülkenin de ortalarında yer alıyor. Türkiye'nin kırılganlığını en çok yükselten madde ise siyasi gerginlik. Sonra sığınmacı yoğunluğu geliyor. Partizanlık üçüncü sırada.
Sonraki yıllarda, özellikle 2016 ve sonrasında Türkiye'nin devlet kırılganlığı hızla artıyor. Aradaki yılları atlayıp 2022'ye gelelim. Yukarıda belirttiğimiz beş ülkenin 2022'deki kırılganlık sıralaması ve kırılganlığa katkı yapan maddelerle ilgili bilgiler Tablo 3'te yer alıyor.
Tablo 3'te görülüyor ki, Endonezya şimdi devlet kırgınlığını oldukça azaltmış, Türkiye ise oldukça yükseltmiştir. Türkiye 2020'li yıllarda kırılganlıkta ilk yüzde 30 içine giriyor. Türkiye'nin kırılganlığını en çok yükselten madde yine siyasi gerginliktir ve katkısı yükselmiştir. İkinci en yüksek katkıyı yapan madde şimdi partizanlıktır.
Ancak kırılganlıkta en hızlı yükselen madde adaletsizlik, adalete güvensizlik, bağımsız medyaya baskı ve insan hakları ihlallerini içinde barındıran maddedir. Bu durum, başka uluslararası kuruluşlar tarafından da dile getiriliyor. Partizanlık da kırılganlık notu hızlı yükselen bir diğer maddedir.
Devlet kırılganlığına en yüksek etki yapan bir diğer madde yoğun sığınmacı varlığıdır. Anlaşıldığı kadarıyla FFP araştırmacıları sığınmacıların yarattığı ekonomik ve sosyal sorunların farkındadır. Bu maddenin olumsuz etkisi hep yükselmiştir. Güvensizliğin etkisinin de hızlı arttığını görüyoruz.
Belirtelim, devlet kırılganlığına ekonomiyle ilgili unsurların katkısı azdır. Bu unsurlar içinde yer alan ekonomik gerileme, bölgesel gelir dağılımı bozulması (kişisel gelir dağılımı bozulması dikkate alınmıyor) ve nüfus ve beyin göçü maddelerinin kırılganlık notları düşüktür, katkıları azdır.
Ancak, belirtelim; 2022 verileri 2021 yılı bilgilerini içerir, 2022'de yaşanan yüksek enflasyon, yüksek hayat pahalılığı veya reel gelir erimesi gibi etkiler yoktur. Bu etkiler bir sonraki yılda görülecektir.
IMF (Mart 2022) çalışmasına göre; devlet kırılganlığının ve gerginliğin yüksek olduğu ülkelerde yönetim kapasitesi düşüyor, yasalar umursanmaz oluyor, sosyal kutuplaşma artıyor. Devlete karşı olumsuz duygular yükseliyor.
Bu ortamda eğitim kalitesi düşüyor. Bunun sonucunda ilk başta beşeri sermaye düşüyor, uygun elemanlar bulunamaz oluyor. Sonra giderek fiziki sermaye birikimi olumsuz etkileniyor. Böyle bir ortamda iktidarların zaman ufku daralıyor.
Tüm bunların sonucu olarak makroekonomik istikrar ve kapsayıcı büyüme önemli ölçüde düşüyor.
Bu gelişmelerin elbette uluslararası yansımaları da oluyor. Uluslararası değerlendirmeler olumsuza dönüyor, ülke riski yükseliyor, sermaye hareketleri zorlaşıyor. Sonuçta örneğin borçlanmalar çok daha maliyetli hale geliyor.
Tüm bunlardan şu sonucu çıkarabiliriz: Seçilmek ve koltukta kalmak uğruna yerel dürtü ve hırslarla yapılan hareketler, edilen sözler devlet kırılganlığını arttırıyor.
Seçimle gelen iktidar bir nöbete geldiğini, sonraki seçimde bir nöbet değişimi olabileceğini kabul edemiyorsa, ceremesini devlet ve devletin vatandaşları çekiyor.
IMF (Mart 2022) "IMF Strategy for Fragile and Conflict-Affected States", IMF Policy Paper, Policy paper 2022/004.
Uygur, Ercan (2 Ağustos 2022) "Kırılgan paralar, kırılgan devletler ve Türkiye" T24. https://t24.com.tr/yazarlar/ercan-uygur