Türkiye’yi ve hiperenflasyonu yan yana getirirken insan büyük mutsuzluk ve üzüntü duyuyor. Nereden nereye? Bazı meslektaşlarımız Türkiye’de hiperenflasyonun zaten var olduğunu söylüyorlar. Tanımlara göre henüz o ortamda değiliz, ama ayak seslerini duyabiliyoruz.
Hiperenflasyon için genellikle aylık yüzde 50 enflasyon eşik sayılır. Türkiye enflasyonu bu eşiğe gelmedi, ancak “hiperenflasyonu akla getiren ülkeler sepeti”ne girdi. Tüm dünyada enflasyonu yıllık yüzde 50’nin üzerinde 8 ülke var ve Türkiye listenin ortalarında yer alıyor.
Bu 8 ülkeden Zimbabve ve Venezüella yakın geçmişin iki hiperenflasyon ülkesi. Nisan 2022’de TÜFE enflasyonu Zimbabve’de yüzde 96.4, Venezüella’da yüzde 222. (Tradingeconomics, 15 Mayıs 2022). Lübnan, Surinam, Suriye de listede. Arjantin yüzde 58 ile listenin en altında.
Türkiye’deki bazı uygulamalar ve gelişmeler de artık hiperenflasyonu akla getiriyor. Çünkü ekonomi yönetiminin bazı kararları bunların enflasyonla ilişkisini kur(a)madığını, temel iktisat kurallarını da dikkate al(a)madığını gösteriyor. Seçim kazanmak amaç, ama enflasyon bir ayrıntı.
Görüyoruz ki, enflasyonu enflasyonla mücadele timleri ile indireceğini düşünen bir anlayış var. Bunun konut fiyatlarına ve döviz kuruna da indirgendiğini anlıyoruz. Döviz kurunu indirmek ve baskılamak deyince aklımıza Soros da geliyor.
Bir temel iktisat kuralını hatırlatarak iktidarın bazı kararlarını ele alalım. Kural şudur; bir piyasada genel olarak miktarı kontrol ederseniz, fiyatı kontrol edemezsiniz. Tersi de geçerli; fiyatı kontrol ederseniz miktarı kontrol edemezsiniz.
Bu kural çerçevesinde en son konut faizi ile ilgili kararı ele alalım. Buna benzer kararlar geçmişte de alındı. Seçimleri düşünerek iktidar konut faizini indirdi; konut satışlarını arttırmayı amaçlıyor. Böylece konut satanlar gelirlerini ve karlarını arttıracak, konut alanlar da konut sahibi olacak.
Çok güzel; faizi düşürerek borçlanma maliyetini azaltıp konut talep miktarını arttırmak istiyorsunuz. Borçlanabilme sorunlarını bir yana koyalım. Konut talep miktarını arttıracaksınız, ama zaten arzın sınırlı olduğu sektörde fiyat artmasın diyorsunuz.
Daha da vahimi; (i) konut fiyatları farklı nedenlerle hızla artıyor, (ii) yüksek enflasyon ve düşük faiz nedeniyle TL’den kaçmak için yer arayanlar konut almak istiyor, (iii) yani hiperenflasyonun işaretlerinden birisi zaten gayrimenkule olan talebin sıçramasıdır.
Şimdi, Bakan Nebati şöyle diyor; “Konut paketinin açıklanmasının ardından 65 bin kişinin fiyat artışı yaptığını tespit ettik.” (Belki 65 bin fiyatın arttığını tesbit ettik demek istedi.) Bunları takibe aldık, fiyatlar maliyetten değil beklentilerden artıyor, fırsatçılığa meydan vermeyeceğiz de demiş. T24 (16 Mayıs 2022). Peki, ne olacak? Kolluk güçleri ile enflasyon mücadelesi mi verilecek?
Yoksa enflasyonla mücadele timleri mi müdahale edecek? Bu timlerin varlığıı duymuştuk, ama daha ötesini doğrusu bilmiyorduk. Ötesinde şu var; Hazine ve Maliye Bakanlığı sitesinde bir “Enflasyonla Mücadele Timi Şikayet Formu“ var, yüksek fiyatı time şikayet ediyorsunuz ve fiyatı indiriyorlar mı? Adresi; https://www.hmb.gov.tr/enflasyonlamucadeletimi (Şikayet formunun varlığını Adil Yazıcıoğlu sayesinde öğrendim, kendisine teşekkür ederim.)
Böyle bir enflasyonla mücadele yönteminin Kuzey Kore’de bile olduğunu sanmıyorum. Arzı (maliyeti) ve talebi dikkate alarak merkezden bir fiyat belirlemek planlı ekonomilerde geçmişte denenmiştir. Ancak enflasyonla mücadele timi ile (fahiş) fiyatı belirlemek nasıl olur?
Bu üçlüyü biraya getiren nedir, açıklayalım. Faizi bir para politikası aracı olmaktan çıkarınca, 20 Aralık 2021 operasyonu ile KKM bir kurtarıcı olarak ileri sürüldü ve döviz kurunun baskılama süreci başladı. Bunun riskli ve maliyetli bir operasyon olduğunu hemen tüm iktisatçılar başta açıkladık.
Dikkat edelim, burada da dövizin fiyatını, yani kuru kontrol ettik. Ama buna rağmen ithalatın (talebin) bazı sınırlamalar da getirerek artmayacağını, ihracatın (arzın) kredi destekleri de verirsek yükseleceğini varsaydık. (Üstelik ihracatçıların dövizinin belli bölümünü TCMB’ye vermesini istedik.) Elbette istenen olmadı; dış ticaret açığı ve cari açık yükseldi.
Kabul edelim ki; petrol ve doğal gaz gibi emtia fiyatlarında yükselme, yağ ve buğday gibi gıda arzındaki aksamalar da olumsuzlukları katladı.
Acaba faizi ve dövizi baskılayıp bir sarmala girmek yerine, seçim kazanmayı tek amaç yapmadan para/kredi, bütçe sıkılaşması ile farklı sonuçlar alamaz mıydık? Süreci tersine çevirmek için belki hala olanak var. Ama ne yapıyoruz? Yine mücadele timlerini harekete geçirip kurları yükseltiyorlar diye döviz bürolarına baskınlar düzenliyoruz. Anlatılanlar böyle.
Döviz kurunun kontrolü ve baskılanması uğruna dünyada ve Türkiye’de ne bunalımlar yaşandı.
Bunlardan birisinin önemli isimerinden birisi de George Soros’tur. Son günlerde adı Türkiye’de de “Soros’un adamı”, “Soros’un çocuğu” gibi garip ifadelerle sıkça gündeme geliyor. Kimine göre bir spekülatör, kimine göre tilki gibi bir fırsatçı, kimine göre parasıyla dünyaya yön vermeye çalışan tehlikeli bir kişilik.
Soros’un yanına AB’yi de ekleyelim. AB’nin öncülü olan Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) 1979’da bir Avrupa Para Sistemi (EMS) oluşturmaya girişiyor. Bu sistemin bir parçası olarak Avrupa Döviz Kuru Mekanizması (ERM) kuruluyor. ERM’in amacı, kur dalgalanmasını azaltarak AET ülkelerinin ticaretine katkı yapmaktır.
Böylece AET üyesi olan ülkelerin paraları kendi aralarında çok az değişmesine izin verilen bir kur sistemi oluşturuyorlar. Bir tür sabit kur sistemi. Birleşik Krallık (BK diyelim) bu sisteme Ekim 1990’da katılıyor. BK’ın parası Sterlin daha başlarda özellikle Alman Markına karşı aşırı değerli bulunuyor.
Para tacirleri ilan edilen sabit kurdan Mark (ve Dolar) gibi diğer paraları alıp Sterlin satmaya başlıyorlar. İngiltere Merkez Bankası (BOE) Sterlini savunmak için faizi yükseltiyor, ancak ilan edilen kur değişmiyor.
Sterlinin dayanamayacağını düşünen Soros gibi tacirler / spekülatörler sonunda BOE’yi pes ettiriyorlar. BK hem döviz kuru mekanizmazı ERM’yi terkediyor, hem de sabit kuru bırakıyor. Bu süreçte Soros yaklaşık 1 Milyar Dolar kar ediyor. Davis (2002).h
Son Enflasyon Raporu (TCMB Nisan 2022-II, s. 54 - 55) yüksek vaya hiper enflasyon riskini çok iyi özetlemiş.
Kaynakça
Davis, Evan (15 May 2022).”Lessons Leraned on Blck Wednesday” BBC News.
http://news.bbc.co.uk/2/hi/business/2259648.stm
Hazine ve Maliye Bakanlığı (16 Mayıs 2022). “Enflasyonla Mücadele Timi Şikayet Formu“. https://www.hmb.gov.tr/enflasyonlamucadeletimi
T24 (16 Mayıs 2022)
TCMB (28 Nisan 2022) Enflasyon Raporu 2022- II
Tradingeconomics (15 Mayıs 2022)
https://tradingeconomics.com/country-list/inflation-rate?continent=world