Covid-19 salgını nedeniyle ara verilen liglerin 12 Haziran’da başlamasına karar verildi. Maçların başlaması ile birlikte hakemlerin verdikleri veya vermedikleri kararlar nedeniyle eleştiriler başlayacak. İyi bir futbol izleyicisi olarak bu eleştirilerin her geçen gün arttığını gözlemliyorum.
Günümüzde büyük bir endüstri haline gelen futboldan başta futbolcular ve teknik direktörler olmak üzere birçok kişi yüksek gelirler elde ediyor. 2015 yılında başlayan profesyonel hakemlik, hakemlerin elde ettiği gelirleri de çok yüksek seviyelere çıkardı. VAR sisteminin devreye girmesi ile birlikte gelirler artmaya devam etti. Hakemler sürekli artan gelirleri üzerinden vergi ödemedikleri için de eleştiriliyordu. (Yani hakem varsa eleştiri kaçınılmaz!)
Gerçekten de Gelir Vergisi Kanunumuz hakemlerin amatör olduğu düşük ücret aldıkları dönemin ürünü idi. 1961 yılında yürürlüğe giren Gelir Vergisi Kanunumuzda ayırım yapılmaksızın spor yarışmalarını yöneten tüm hakemlere ödenen ücretler gelir vergisinden istisna edilmişti. Bu durum 2020 yılı başından geçerli olmak üzere değiştirildi, istisna amatör spor yarışmalarını yöneten hakemlerin aldıkları ücretlerle sınırlandırıldı ve böylece profesyonel spor yarışmalarını yöneten hakemlere ödenen ücretlerin vergilendirilmesi sağlandı.
Maliye Bakanlığı yayımladığı tebliğde bu değişikliği ayrıntılı bir şekilde açıkladı. 1 Ocak’tan itibaren geçerli olan yeni durumu şöyle özetleyebilirim:
* Basketbol ve voleybol spor dallarının en üst ligleri hariç, amatör spor yarışmalarını yöneten hakemlerin bu görevleri dolayısıyla aldıkları ücretlerde gelir vergisi istisnası devam ediyor.
* Profesyonel spor yarışmalarını yöneten spor hakemleri ile basketbol ve voleybol spor dallarının en üst liglerindeki yarışmaları yöneten spor hakemlerinin aldıkları ücretler istisna kapsamından çıkarıldı.
Ücretleri istisna kapsamından çıkarılan hakemlere 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren yapılan ödemeler, ücretlere ilişkin genel kurallar çerçevesinde vergilendirilecek. Yani ücret ödemeleri üzerinden önce vergi kesintisi (stopaj) yapılacak.
Hakemlerin başka ücret gelirinin olmaması (yani ücret gelirlerinin sadece hakemlikten alınan ücretlerden oluşması) ve bu ücretlerin 2020 yılı için 600 bin TL’yi aşmaması halinde yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmeyecek, yapılan vergi kesintisi nihai vergi olacak. Ücret gelirlerinin 600 bin TL’yi aşması halinde ise bu ücretler 2021 yılının mart ayında verilmesi gereken gelir vergisi beyannamesiyle beyan edilmek zorunda.
Hakemlerin başka bir işverenden maaş alması (yani birden fazla işverenden ücret geliri elde etmesi) ve birinciden sonraki işverenden elde ettiği ücret gelirleri toplamının 2020 yılı için 49 bin TL’yi aşması halinde de tüm ücret gelirlerinin gelir vergisi beyannamesiyle beyan edilmesi gerekiyor. Hangi işverenin birinci işveren olduğunu hakemler serbestçe belirleyebiliyorlar.
Beyana tabi başka gelirler (kira vs.) varsa tüm gelirlerin tek bir beyannamede toplanması gerekiyor. Bu da artan oranlı vergi tarifesi nedeniyle vergi yükünün artması anlamına geliyor. Eğitim ve sağlık harcamaları ile bağış ve yardımlar beyanname üzerinde matrahtan indirilebiliyor. (Vergi uzmanı olmayanlar bunu "vergiden düşmek" diye ifade ederler, uzmanlar da her seferinde biraz da kızarak "vergiden değil, matrahtan düşmek" diye düzeltirler. Matrahtan düşmek sonuçta vergiden düşmek değil midir, sevgili uzmanlarım?) Tabii ki beyanname üzerinden hesaplanan vergiden yıl içinde kesilmiş olan vergiler mahsup ediliyor, kalan tutar ödemeye konu ediliyor, eğer kesilen vergiler fazla olursa bu fazlalığın iadesi mümkün.
Yıllık gelir vergisi beyannamelerini hakemler "Hazır Beyan Sistemi" yardımıyla kendileri internet ortamında (https://hazirbeyan.gib.gov.tr) veya mobil uygulama üzerinden verebiliyorlar. Hazır Beyan Sistemi, gelirleri ücret, kira, menkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratlardan oluşanların gelir vergisi beyannamelerinin önceden hazırlanarak mükellefin onayına sunulduğu modern bir sistem. İsteyenler beyannamelerini mali müşavirler aracılığıyla da verebilirler.