New York ve Londra gibi ekonomik açıdan gelişmiş ülkelerin yanı sıra Singapur, Hong Kong, Tokyo, Şangay, Pekin ve Dubai gibi yükselen ekonomilerde de çok önemli finans merkezleri bulunuyor. Türkiye de İstanbul Finans Merkezi Projesi ile bu alanda etkin olmayı amaçlıyor.
İstanbul’un küresel bir finans merkezi haline getirilmesine yönelik çalışmalar 15 yıl önce başladı.
Bu kapsamda ilk kez 9'uncu Kalkınma Planı’nda İstanbul’un uluslararası bir finans merkezi olması hedefine yer verildi. 2009 yılında “İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Strateji ve Eylem Planı” onaylanarak yürürlüğe girdi ve resmen çalışmalara başlandı. İstanbul Finans Merkezi Projesi’nde öncelikli olarak İstanbul’un bölgesel, nihai olarak da küresel finans merkezi olması amaçlanıyor. 10'uncu ve 11'inci Kalkınma Planlarında da bu amaç güçlü bir şekilde vurgulandı.
İstanbul Finans Merkezi (İFM) ile ilgili kanun hazırlıklarına Naci Ağbal’ın Maliye Bakanlığı döneminde başlandığını söyleyebiliriz. Bu çalışmalar nihayet sonuçlandırıldı ve İstanbul Finans Merkezi Kanunu Teklifi 1 Haziran 2022 tarihinde TBMM Başkanlığına sunuldu.
Kanun teklifi ile getirilmesi öngörülen düzenlemelerle, uluslararası finans kurumlarını ülkemize çekerek, İstanbul'un önde gelen uluslararası bir finans merkezi haline getirilmesi hedefleniyor. Bu doğrultuda, küresel finans merkezlerine paralel olarak kanun teklifinde öncelikli olarak İFM'yi rekabetçi kılmayı amaçlayan indirim, istisna ve diğer vergi avantajları düzenleniyor. Ayrıca nitelikli insan kaynağını çekmeye yönelik kolaylıklar getirilmesi öngörülüyor. Bu teşviklerden yararlanabilmek için katılımcı belgesi alınması gerekiyor.
Katılımcı belgesi, katılımcıya ofis alanında yer alan ilgili bağımsız bölüm ve ortak alanlardan yararlanma imkânı veren; düzenlenmesine, askıya alınmasına ve iptal edilmesine ilişkin usul ve esasların uygulama yönetmeliğinde belirlenecek belgeyi; katılımcı ise katılımcı belgesi alarak ofis alanında faaliyet gösterecek gerçek ve tüzel kişileri, bunların şubeleri ile temsilciliklerini, adi ortaklıkları, irtibat bürolarını, bölgesel yönetim merkezlerini ve ulusal varlık fonlarını ifade ediyor.
Yurt dışında yer alan finans merkezlerine benzer şekilde tek elden yönetim amacını sağlamaya yönelik olarak İFM'nin tüm altyapı ve üstyapısının işletilmesi, yönetilmesi ile bölge sınırları içerisinde kalan bağımsız bölümlerin kiraya verilmesi iş ve işlemlerinin 20 yıl süre ile Türkiye Varlık Fonu tarafından bu amaçla kurulan bir anonim şirket tarafından yürütülmesi düzenleniyor.
Önemli bir düzenleme de İFM'de faaliyette bulunan katılımcıların Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu hükümlerine bağlı olmaksızın defter ve belgeleri yabancı para birimiyle tutabilmesine yönelik olarak Hazine ve Maliye Bakanlığına düzenleme yapma yetkisi verilmesi.
Ayrıca katılımcılar kendi aralarında ve İFM'de gerçekleştirdikleri ve yürüttükleri hizmetlere yönelik tutmakla yükümlü oldukları belgeler ile defterlerde Türkçe kullanma zorunluluğundan da muaf tutuluyor. Böylece İFM'de faaliyet gösteren katılımcılara, uluslararası kuruluşların ihtiyaç duyduğu yabancı dilde kayıt tutma serbestisi sağlanıyor.
Katılımcı belgesi almış kuruluşların kendi aralarında İFM'de yürüttükleri faaliyetler kapsamında özel hukuka tabi her nevi işlem ve sözleşmelerde, ilgili katılımcıların tabi olduğu mevzuat hükümlerine aykırı olmamak şartıyla, serbestçe hukuk seçimi yapabilmelerine de imkân tanınıyor.
Yukarıda saydığım üç düzenlemeden katılımcıların yanı sıra en az 3 ülkede aktif olarak faaliyet gösteren katılımcıların bölgesel hazine ve finansal yönetim merkezleri de faydalanabilecek.
Şimdi özetle teklifin içerdiği vergisel teşviklere göz atalım.
İFM'de gerçekleştirilecek finansal hizmet ihracatı[1] niteliğindeki faaliyet ve işlemlerle ilgili istisnalar getiriliyor.
Katılımcı belgesi almış finansal kuruluşlar[2] tarafından İFM'de gerçekleştirilen finansal hizmet ihracatı niteliğindeki faaliyetler kapsamında elde edilen kazançların yüzde 75'i kurumlar vergisinden istisna ediliyor. Bu bir kazanç istisnası olduğu için zarar olsa dahi matrahtan indirim konusu yapılabilecek.
İFM'nin faaliyete geçtiği ilk dönemde, taşınmaları teşvik etmek ve İFM'yi küresel ölçekte rekabetçi kılmak amacıyla, 2022 ila 2031 yılları vergilendirme dönemlerine ait kurum kazançları için istisna oranının yüzde 100 olarak uygulanması öngörülüyor. Bu dönemler özel hesap dönemi tayin edilen kurumlar için ilgili yıllar içinde başlayan hesap dönemlerini kapsayacak.
Burada dikkate edeceğiniz husus, bu istisnanın sadece finansal hizmet ihracatı kapsamındaki faaliyetlere tanınıyor olması...
Katılımcı belgesi almış finansal kuruluşlar tarafından İFM'de gerçekleştirilecek finansal hizmet ihracatı niteliğindeki işlemler ile bu işlemler nedeniyle lehe alınan paralar BSMV'den müstesna olacak. Burada amaç finansal kuruluşların işlem maliyetlerini azaltmak ve dünyadaki diğer finans merkezlerinde faaliyet gösteren finansal kuruluşlar ile rekabet edebilmelerini sağlamak.
Aynı şekilde bu kapsamdaki işlemler her türlü harçtan, bu işlemlere ilişkin olarak düzenlenen kâğıtlar damga vergisinden istisna edilecek.
Katılımcı belgesi almış finansal kuruluşların İFM'de bulunan merkez ve şubelerinden, alınması gereken finansal faaliyet harçları kanunun yürürlük tarihinden itibaren 5 yıl süreyle alınmayacak.
Katılımcı belgesi almış finansal kuruluşların İFM'de istihdam ettikleri personele ödenen aylık ücretin gerçek safi değerinin; yurt dışında en az 5 yıllık mesleki tecrübeye sahip kişilerde yüzde 60'ı, yurt dışında en az 10 yıllık mesleki tecrübeye sahip kişilerde ise yüzde 80'i gelir vergisinden istisna ediliyor
Bu istisna, İFM'de çalışmaya başlamadan önceki son 3 yılda Türkiye’de çalışmamış olan personelin ücret gelirlerine uygulanacak. Bu istisna ile İFM'nin yurt dışından gelecek nitelikli insan kaynağı için çekim merkezi olması hedefleniyor.
İFM'de faaliyet gösterecek katılımcılar ile en az 3 ülkede aktif olarak faaliyet gösteren katılımcıların bölgesel hazine ve finansal yönetim merkezleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından Uluslararası İşgücü Kanunu uyarınca düzenlenen çalışma izni ile yabancı uyruklu personel çalıştırabilecek. Bu kapsamda yapılacak çalışma izni başvuruları bu Kanunun 16’ncı maddesi çerçevesinde istisnai olarak değerlendirilecek.
Böylece nitelikli uluslararası insan gücüne erişim kolaylaştırılıyor.
İFM'de yer alan taşınmazların kiralanmasına dair işlemler her türlü harçtan ve bu işlemlere ilişkin düzenlenen kâğıtlar damga vergisinden müstesna tutulacak. En az 3 ülkede aktif olarak faaliyet gösteren katılımcıların bölgesel hazine ve finansal yönetim merkezleri hakkında da bu istisna uygulanacak.
İstanbul’un uluslararası bir finans merkezi olması için teklifin kanunlaşması tabii ki önemli, ancak yeterli değil. Çünkü uluslararası bir finans merkezi olabilmek için çok daha temel bazı konularda gelişmeler/iyileştirmeler yapılması gerekiyor.
Başta siyasi istikrar olmak üzere, uluslararası standartlarda işleyen bağımsız bir hukuk altyapısının oluşturulması ve hukuka güvenin sağlanması, finansal ürün ve hizmet çeşitliliğinin artırılması, vergi sisteminin basitleştirilmesi ve etkinleştirilmesi, düzenleyici ve denetleyici çerçevenin geliştirilmesi, fiziksel ve teknolojik altyapının güçlendirilmesi, nitelikli insan kaynağı ihtiyacını karşılayacak bir eğitim altyapısının sağlanması ve dünya ölçeğinde tanıtım ve izleme yapacak bir organizasyon yapısının oluşturulması şart! Tabii ki Merkez Bankası'nın bağımsızlığının sağlanması da...
Bunları ben söylemiyorum. Merkez Bankası’nın bağımsızlığı dışındaki hususlar, Sayın Cumhurbaşkanının Başbakan iken Ekim 2009’da imzaladığı “İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planı”nda yer alıyor.
[1] Katılımcı belgesi alarak finansal faaliyet gösteren kuruluşların yurt dışında yerleşik kişilere sundukları finansal hizmetler, hizmetten nihai olarak yurt dışında faydalanılması koşuluyla, finansal hizmet ihracatı olarak değerlendirilecek.
[2] Finansal kuruluşlar, finansal faaliyette bulunan tüzel kişileri, bunların şubelerini, irtibat bürolarını, temsilciliklerini ve ulusal varlık fonlarını ifade ediyor.
Erdoğan Sağlam kimdir?Erdoğan Sağlam Ankara’da doğdu, ancak nüfusta doğum yeri olarak Çorum görünüyor. Liseyi İstanbul Maliye Okulu’nda yatılı okudu. Böylece mesleğe çok erken bir giriş yaptı. Ardından Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü’nü bitirdi. Üzerinde lise ve fakülteyi ikincilikle bitirmek gibi bir lanet vardır. En birinci ikincidir. Üniversiteyi bitirmesinin ardından Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanlığı Kurulu sınavını kazandı. Yedi yıl Hesap Uzmanı olarak çalıştıktan sonra 1994 yılında ayrılarak özel sektöre geçti. Bir yıl süreyle bir şirketler grubunun mali işler direktörlüğünü yaptı. İzleyen dönemde uluslararası danışmanlık ve denetim şirketlerinden BDO Türkiye’ye (Denet) katıldı. Halen ortak ve yönetim kurulu üyesi olarak faaliyetine devam ediyor. Eşini ve işini çok seviyor. Basta Vergi Konseyi ve TÜSİAD olmak üzere pek çok mesleki sivil toplum kuruluşunun vergi çalışmalarına katkıda bulunuyor. 2003 -2010 yılları arasında ve 2020 yılında Milliyet gazetesinde, çalışma hayatı boyunca mesleki dergilerde vergisel konularda çok sayıda makalesi yayımlandı. Mayıs 2020’den itibaren T24’te yazmaya başladı. Teknik bir kitap yazmak istemediği için henüz bir kitabı yok. İleride en azından bir şiir kitabı, bir de polisiye roman yazmak istiyor. Yeminli mali müşavirlik ve bağımsız denetçilik lisanslarına sahiptir. |