Bugünlerde finansman sıkıntısı çeken, krediye ihtiyaç duyan mükelleflerin birçoğunun alabilecekleri KDV iadesini almadıklarını veya geç aldıklarını gözlemliyorum. Neden sıfır finansman maliyeti olan ve çoğu örnekte zaten ödenmiş olan KDV’nin iadesi talep edilmez? Anlaşılır gibi değil.
Bunun muhtelif nedenleri olabilir. Bilgisizlik, Maliyeden çekinme, ihmal, tembellik gibi… Geçmişte sırf KDV iadesi ile uğraşmamak için iade talep etmeyen çok muhasebeci gördüm. Bu durumu takip etmeyen patronlar da bu durumdan sorumlu bence. Benim de aralarına dahil olduğum mali müşavirler olarak bizlerin de sorumluluğu var. Mali müşavirler bu konularda mükellefleri uyarmalı, bilgilendirmeli, hatta zorlamalı...
Yüksek enflasyon sürecindeyiz, alacaklarımız için faiz alamıyorsak tahsilattaki gecikmeler değerini düşürüyor. Bu nedenle alacağımıza şahin olmalıyız.
KDV iadesi de bir alacak, ancak alacağa dönüşmesi için bazı formalitelerin yerine getirilmesi gerekiyor. İade dokümantasyonunu hazırlamak, iadeyi talep etmek, vergi dairesinin bir an önce kontrolünü sağlamak vs.
KDV iadesi ile ilgili bir atalet varsa önce bundan kurtulmak lazım.
* Öncelikle talep edilmemiş KDV iadeleri bir an önce tespit edilip talep edilebilir.
* Yasal olarak alınabilecek en yüksek KDV iadesini alabilmek için KDV iadesi miktarının nasıl artırılabileceği konusunda değerlendirmeler, araştırmalar yapılabilir. Yani KDV iadesi hesap yöntemi gözden geçirilebilir. Özellikle amortismana tabi iktisadi kıymetler nedeniyle yüklenilen KDV’den işletme dönemine geçtikten sonra pay verilmesi ihmal edilebiliyor. Gözlemlerim genellikle iade hesabında ihtiyatlı davranıldığı yönünde. Risk almayalım derken daha düşük iade alınıyor. Bu da devreden KDV olarak mükellefin sırtına biniyor!
* Geçmişte düşük KDV iadesi alındığı tespit edilirse, düzeltme yoluyla doğru iade tutarını talep etmek mümkün. Bunu tamamlanmış dosyalar için de yapabilirsiniz. Hakkınızı talep etmekten çekinmeyin! Bu düzeltmeden doğan KDV iadesini Yeminli Mali Müşavir (YMM) raporu ile alırsanız, iade talebiniz incelemeye de sevk edilmez.
* İadenin nasıl daha hızlı alınabileceği yönünde değerlendirmeler yapılabilir. En hızlı iade yöntemi mahsuben iadedir. Vergi ve SGK borçlarında mahsup başarılı bir şekilde uygulanıyor. Bunu artırımlı ve normal teminat uygulaması izler, son sırada teminatsız nakit iade gelir. Artırımlı teminat uygulamasının iade süreçlerini çok ciddi ölçüde hızlandırdığını yaşayarak görüyoruz. Son yıllardaki en başarılı uygulama oldu bence. Mahsuben iade prensip itibariyle YMM Raporu gerektirmez, ancak diğer iade yöntemlerinde vergi incelemesi istenilmiyorsa YMM Raporu şarttır. YMM Raporu süreci hızlandırdığı için de tercih nedenidir.
*Tabii ki iade sürecinde rol alan tüm tarafları (mükellef personelini, iade raporunu hazırlayan YMM’leri ve elbette vergi dairelerini) hızlandırmak için iletişimi açık tutmak da önemlidir. Sürekli KDV idesi talep eden mükelleflerin bu konuda uzman bir kişiyi istihdam etmeleri ve dijital süreçlerini geliştirmeleri de hız ve optimizasyon sağlar.
KDV sistemimizde esas itibariyle mükellefler tam istisna kapsamındaki işlemler veya indirimli orana (yüzde 1 veya 8) tabi satışlar nedeniyle KDV iadesi talep etmek zorunda kalıyorlar.
KDV tevkifatı nedeniyle de KDV iadesi ihtiyacı doğuyor. Tevkifata maruz kalan mükellef tahsil edemediği KDV’yi vergi dairesinden talep edebiliyor.
Özellikle 2021 yılında yapılan KDV oran indirimleri ile KDV tevkifatı kapsamının genişletilmesi ve oranlarının artırılması iade ihtiyacını önceki dönemlerle karşılaştırılamayacak düzeyde artırdı.
Her ne kadar teorik olarak bu istisna, oran indirimi ve tevkifat uygulamalarını azaltarak KDV iadesi ihtiyacını azaltmak mümkün gözükse de ülkemiz gerçekleri bunu mümkün kılmıyor. Bu nedenle konuyu bu açıdan tartışmayı bugün için zaman kaybı olarak değerlendiriyorum.
KDV iade hakkı doğuran işlemlerle, nakden ve mahsuben iadeye ilişkin bilgilerin yer aldığı uzun bir listeye buradan ulaşabilirsiniz. Liste dokümanın sonunda yer alıyor.
KDV iadesi ciddiye alınması gereken bir konudur. Zahmetli bir süreçtir, ancak alacağınız para sizin paranızdır ve yasal hakkınızdır. Tahsilatı geciktirildikçe yüksek enflasyon nedeniyle erir, kur değişimleri sebebiyle döviz karşılığı düşer…
Erdoğan Sağlam kimdir? Erdoğan Sağlam Ankara’da doğdu, ancak nüfusta doğum yeri olarak Çorum görünüyor. Liseyi İstanbul Maliye Okulu’nda yatılı okudu. Böylece mesleğe çok erken bir giriş yaptı. Ardından Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü’nü bitirdi. Üzerinde lise ve fakülteyi ikincilikle bitirmek gibi bir lanet vardır. En birinci ikincidir. Üniversiteyi bitirmesinin ardından Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanlığı Kurulu sınavını kazandı. Yedi yıl Hesap Uzmanı olarak çalıştıktan sonra 1994 yılında ayrılarak özel sektöre geçti. Bir yıl süreyle bir şirketler grubunun mali işler direktörlüğünü yaptı. İzleyen dönemde uluslararası danışmanlık ve denetim şirketlerinden BDO Türkiye’ye (Denet) katıldı. Halen ortak ve yönetim kurulu üyesi olarak faaliyetine devam ediyor. Eşini ve işini çok seviyor. Başta Vergi Konseyi ve TÜSİAD olmak üzere pek çok mesleki sivil toplum kuruluşunun vergi çalışmalarına katkıda bulunuyor. 2003 -2010 yılları arasında ve 2020 yılında Milliyet gazetesinde, çalışma hayatı boyunca mesleki dergilerde vergisel konularda çok sayıda makalesi yayımlandı. Mayıs 2020’den itibaren T24’te yazmaya başladı. Teknik bir kitap yazmak istemediği için henüz bir kitabı yok. İleride en azından bir şiir kitabı, bir de polisiye roman yazmak istiyor. Yeminli mali müşavirlik ve bağımsız denetçilik lisanslarına sahiptir. |