"Mücbir sebep" kelimesini, son bir yıldır Koronavirüs (Covid - 19) salgını dolayısıyla çok fazla duyar olduk. Tük Dil Kurumu sözlüğüne göre mücbir sebep "herhangi bir kimse tarafından alınacak önlemlere karşı, önüne geçilmesi olanaksız, borcun yerine getirilmesine engel, borçlunun iradesi dışında beklenmedik olaylar" anlamına geliyor.
Mücbir sebep vergisel ödevlerin de yerine getirilmesini engellediği için Hazine ve Maliye Bakanlığı (Maliye), mücbir sebep hâli ilan etmeye ve bu sürede vergi ödevlerinden hangilerinin yerine getirilemeyeceğini belirlemeye yetkili.
Vergi Usul Kanunu (VUK)’na göre mücbir sebep olarak kabul haller şunlar:
- Vergi ödevlerinden herhangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk,
- Vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler,
- Kişinin iradesi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler,
- Sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyla defter ve vesikalarının elinden çıkmış bulunması gibi haller.
Dünya Sağlık Örgütü Covid -19 salgınını "pandemi" ilan ettiği için afet kapsamında mücbir sebep hâli olarak kabul ediliyor.
Nitekim Maliye 2020 yılı Mart ayında 518 no.lu VUK Tebliği ile İçişleri Bakanlığınca alınan Koronavirüs tedbirlerinden etkilenen mükellefler için mücbir sebep hali ilan etmişti. Normalleşme süreci ile birlikte bu mücbir sebep uygulaması sona ermişti.
İçişleri Bakanlığı Koronavirüs vakalarının 2020 yılı sonuna doğru artması nedeniyle Kasım ayında yeni tedbirler almak zorunda kaldı. Bazı tesislerin faaliyeti tamamen durdurulurken, bazılarınınki ise kısıtlandı.
20 Kasım 2020 tarihli yazımda alınan bu tedbirlerin pek çok işletmenin faaliyetini önemli ölçüde daraltacağını, bazılarını ise tamamen durduracağını işaret ederek, yeni kısıtlama tedbirlerinin bazı mükellefler açısından mücbir sebep hali ilan edilmesini zorunlu kıldığını belirtmiştim.
Bu yöndeki taleplerin yeni ekonomi yönetimine değişik platformlarda dile getirildiğini biliyoruz.
Yaklaşık iki ay sonra, İçişleri Bakanlığının aldığı tedbirler kapsamında, geçici süreliğine faaliyetlerine tamamen ara verilmesine/faaliyetlerinin tamamen durdurulmasına karar verilen sinema salonu, kahvehane, kıraathane, kır bahçesi, internet kafe/salonu, elektronik oyun salonu, bilardo salonu, lokal, çay bahçesi, halı saha, yüzme havuzu, hamam, sauna, masaj salonu ve lunapark gibi faaliyetlere yönelik sektörlerde faaliyet gösteren mükelleflerin mücbir sebep halinde olduğu ilan edildi.
Bu konuyu düzenleyen 524 no.lu VUK Tebliği 25 Ocak 2021 tarihinde yayımlandı.
Tebliğ ile sadece faaliyetleri İçişleri Bakanlığınca tamamen durdurulan yani geçici bir süre kapatılan işletmeler için mücbir sebep uygulanacak.
Lokanta, kafe, restoran gibi faaliyetlerine sınırlı bir şekilde devam eden işletmeler bu olanaktan yararlanamayacak. Faaliyetine bu koşullarda devam etmek istemediği için faaliyetini kendi isteğiyle durduran işletmeler mücbir sebep uygulamasından yararlanamayacak.
Bu dar kapsamlı mücbir sebep düzenlemesi yoğun bir şekilde eleştiriliyor. Faaliyetleri durdurulmayan ancak çok sınırlı iş yapan işletmeler de kendilerinin kapsama alınmasını istiyor.
Ana faaliyet alanı itibarıyla İçişleri Bakanlığınca alınan tedbirler kapsamında faaliyetlerinin tamamen durdurulmasına karar verilen işyerlerinin bulunduğu sektörlerde faaliyette bulunan mükelleflerin mücbir sebep halinde olduğu kabul edilecek.
Ana faaliyet alanlarının tespit edilmesinde tebliğin yayımlandığı 25 Ocak itibarıyla vergi dairesi kayıtlarındaki ana faaliyet kodu dikkate alınacak.
Maliye önceki uygulamada olduğu gibi, yeni tebliğ kapsamında da mücbir sebep durumundan yararlanılıp yararlanılamayacağına ilişkin sorgulamanın İnteraktif Vergi Dairesinden yapılabilmesini sağladı.
İnteraktif Vergi Dairesine giriş yapılarak "Bilgilerim/524 Sıra No’lu VUK Genel Tebliği Kapsamında Mücbir Sebep Durum Sorgusu ve Dilekçesi" menüsünden sorgulama yapılabiliyor.
Faaliyetleri durdurulan işletmelerden olduğu halde ana faaliyet kodu vergi dairesinde farklı olduğu için mücbir sebepten yararlandırılmayan mükellefler, bu sektörlerden herhangi birisinde fiilen iştigal ettiğini ispat ve tevsik etmeleri halinde uygulamadan yararlandırılabilecekler.
Faaliyeti durdurulan mükelleflerin 1 Aralık 2020 tarihi (bu tarih dâhil) ila ileride alınacak karar kapsamında faaliyetlerine tekrar başlamaları uygun görülecek tarih aralığında mücbir sebep halinde olduğu kabul edilecek. Yani kapsama giren mükelleflerin mücbir sebep hali 1 Aralık 2020 tarihinde başladı, faaliyetlerine yeniden başlamalarına karar verileceği tarihe kadar bu durum devam edecek.
Maliye mücbir sebep hâli ilan ettiği mükelleflerin hangi vergisel ödevleri yerine getiremeyeceğini de belirliyor. Yani bu durumdaki mükelleflerin tüm vergisel ödevleri ertelenmedi.
Tebliğle ertelenen yükümlülükler şunlar:
Verilme süreleri uzatılan yükümlülükler, mücbir sebep hâlinin sona ereceği tarihi izleyen ayın 26'ncı günü sonuna kadar verilecek. Bu beyannamelere istinaden tahakkuk eden vergilerin ödeme süreleri, beyanname verme süresi uzatılan ilk dönemden başlamak üzere beyannamenin verildiği ayı izleyen aydan itibaren sırasıyla her bir dönem için takip eden ilgili ayın sonuna kadar uzayacak.
Örneğin mücbir sebep halinin 4 Mart 2021 tarihinde sona ereceğini varsayacak olursak, mücbir sebep kapsamında süresinde verilmeyen 2020/Kasım, 2020/Aralık, 2021/Ocak ve 2021/Şubat dönemleri KDV ve muhtasar beyannameleri 26 Nisan 2021 günü sonuna kadar verilebilecek.
Bu beyannamelere istinaden tahakkuk eden vergilerin vadesi; 2020/Kasım dönemi için 31/5/2021, 2020/Aralık dönemi için 30/6/2021, 2021/Ocak dönemi için 2/8/2021, 2021/Şubat dönemi için ise 31/8/2021 olacak.
Mücbir sebep hali ilan edilmeden verilmiş olan 2020 yılı Kasım ve Aralık ayı beyannamelerinin de ödeme süreleri yukarıda belirtiğimiz tarihlere uzayacak. Yani beyannamemin verilmiş olması ödeme süresinin uzamasına engel değil.
Mücbir sebep ilanı, bu gerekçeyle ertelenen yükümlülüklerin neler olduğuna göre mükellefe fayda sağlayabilir. Örneğin mükellefin vadesi geçmiş borçları bu kapsamda ertelenirse bir anlam ifade eder. Gerçek bir desteğe dönüşür.
Son tebliğde olduğu gibi sadece mücbir sebep süresi içinde verilmesi gereken KDV ve muhtasar beyannamelerin verilme ve ödeme süresi uzatılırsa mükellefe gerçekte fazla bir şey (hatta bazı örneklerde hiçbir şey) verilmemiş olur.
Koronavirüs'ten etkilenen ve faaliyetleri tamamen durdurulan bir işletmeye verilebilecek en önemli destek ona geri alınmamak üzere verilecek hibe şeklindeki nakit desteklerdir. Biz esnafa verdiğimiz destek üzerinden bile vergi alıyoruz!
Bu tebliğle mücbir sebep süresi içine verilmesi gereken beyannamelerin ödeme süresi uzatılıyor. Zaten kapalı olduğu için bu sürede KDV tahsil etmeyen, çalışmadığı için de muhtemelen ücret ve kira ödemeyen / ödeyemeyen mükellefin zaten bu beyannameleri süresinde verseydi bile ödenecek vergisi çıkmayacaktı. Bu mücbir sebep uygulaması ile ödenemeyecek vergiyi erteliyoruz aslında.
Bu durumdaki mükelleflerin varsa önceki dönemlere ait vergi borçlarını ertelesek, hatta silsek daha gerçek bir destek olmaz mı?
Mücbir sebep kapsamına alınmayan mükelleflerin de üzülmelerine gerek yok, çünkü mücbir sebep beklendiği gibi bir fayda sağlamıyor. Boşuna üzülmeyin, kaybettiğiniz fazla bir şey yok!